ABD: ‘Türk-Ermeni ilişkileri ayrı, Karabağ ayrı’

Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Phil Gordon, Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkilerini normalleştirmesiyle Karabağ sorununun iki ayrı süreç olduğunu söyledi. - washington 1212917 640
, , ,

Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Phil Gordon, Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkilerini normalleştirmesiyle Karabağ sorununun iki ayrı süreç olduğunu söyledi.

AA
Güncelleme: 11:38 TSİ 17 Haziran. 2009 Çarşamba

WASHINGTON – ABD’nin Avrupa ve Avrasya İlişkilerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Phil Gordon, Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirmesiyle Yukarı Karabağ sorununun ”birbirine paralel ancak iki ayrı süreç olarak ve farklı hızda” ilerlemesi gerektiğine inandıklarını söyledi.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin Avrupa alt komitesinde, Demokrat Parti Florida Milletvekili Robert Wexler’ın başkanlığında düzenlenen oturuma katılan Gordon, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin Avrupa’ya ilişkin politikasını değerlendirdi.

Gordon, Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesine yönelik uzlaşma sürecinin potansiyel olarak ”tarihi” olabileceğini, iki ülkenin ilişkileri normalleştirme yönünde bir çerçeve üzerinde anlaştığını söyledi. Bu çerçeve anlaşmasının, ”çok uzun zamandır kapalı olan sınırın açılması, diplomatik ilişkilerin kurulması ve tarih dahil kilit alanlarda komisyonların oluşturulmasını” içerdiğini belirten Gordon, ”Biz de bu süreci cesaretlendiriyoruz ve destekliyoruz” dedi.

Phil Gordon, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesinin ”bağımsız bir süreç” olduğunu ve ”Avrupa’da veya başka bir yerdeki gelişmelerden bağımsız olarak ilerlemesi gerektiğinin” altını çizerek, sürecin her iki ülkenin de yararına olduğunu belirtti. Gordon, aynı zamanda Yukarı Karabağ konusunda da Ermenistan ile Azerbaycan arasında görüşmelerin sürdüğünü, ABD’nin bu süreci de desteklediğini kaydetti. Gordon, ”Bizim görüşümüz, bunların iki ayrı süreç olduğu yönündedir. İki süreç de farklı hızlarda ilerliyor. Ancak biz her ikisini de kuvvetle destekliyoruz çünkü her iki süreç de başarılı olduğu takdirde, bölge için tarihi bir fırsat olacak ve üç ülke de bundan faydalanacak” diye konuştu.

TÜRKİYE AB İÇİN KUVVETLİ BİR ORTAK
Dışişleri Bakan Yardımcısı Gordon, ABD’nin, Türkiye’nin AB üyelik sürecini de kuvvetle desteklediğini ve Türkiye’nin gerçekleştirdiği reformlarla Avrupa için çok daha güçlü bir ortak ve iyi bir komşu olacağını söyledi.

Okumaya devam et  Önemli anımsatma : Dağlık Karabağ HOCALI KATLİAMI’nın 26. yıl dönümünde

Demokrat Parti New Jersey Milletvekili Albio Sires’in, Kıbrıs’ta çözüm çabaları ve ABD’nin rolünü sorması üzerine Gordon, ABD’nin iki toplumlu iki bölgeli bir federasyonu içeren Kıbrıs’ta çözüm görüşünün değişmediğini ve BM’nin çözüm çabalarına desteğin devam ettiğini söyledi.

Phil Gordon, ”Sonuç olarak ABD için daha doğrudan bir rol daha yararlı olacaksa bunu da dikkate almaya hazırız” dedi. Gordon, ”Kıbrıs’ta çözüm, aynen Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye meselelerinde olduğu gibi herkesin kazandığı bir çözüm olmalı. İki taraf da siyasi çözümden ciddi biçimde faydalanmalı. Bunu elde etmek için de aktif biçimde çalışacağız” diye konuştu.

KIBRIS’TA ÇÖZÜMÜN UNSURLARINA TARAFLAR KARAR VERECEK
Rum-Yunan lobisine destek veren Cumhuriyetçi Parti Florida Milletvekili Gus Bilirakis, Türkiye’nin adada 43 bin askerinin bulunduğunu belirterek, bu sayıyı azaltmanın, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinde büyük bir engeli kaldıracağı görüşünü savundu.

Gordon bunun üzerine, Kıbrıs’ta nihai çözümün ne tür unsurları içereceğine karar vermenin, tarafların meselesi olduğunu vurguladı ve kendisinin gördüğü bütün Kıbrıs’ta çözüm planlarında tarafların, Türk askeri de dahil olmak üzere adadaki güçlerin azaltılması konusunu ele aldığını söyledi.

Bilirakis’in, “Türkiye’de gazeteci, akademisyen entelektüellerin 301. madde uyarınca Ermeni iddialarıyla ilgili ifadeleri nedeniyle yargılandığını” savunup, Türkiye’de ifade özgürlüğünün durumunu sorması üzerine Gordon, ABD’nin dünyanın her yerinde ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve özgür toplum kavramlarını savunduğunu kaydetti. Türkiye’nin geçen yıl 301. maddede bazı düzenlemelere giderek, ”ileriye doğru çok önemli bir adım attığını” vurgulayan Gordon, ”Bu yolda devam etmek ve daha fazla ifade özgürlüğüne izin vermek çok daha iyi olacaktır ve Türk hükümetiyle bu konularda sürekli bir diyaloğumuz var” dedi.

BU YIL KIBRIS’TA ÇÖZÜM İÇİN FIRSAT VAR
Demokrat Parti New York Milletvekili Michael McMahon da Kıbrıs meselesinin, Türkiye’nin AB üyeliği önünde bir engel olduğunu belirterek, ABD yönetiminin Kıbrıs meselesini çözüp Türkiye’yi AB’ye yaklaştırmak için ne yaptığı sorusunu yöneltti.

Okumaya devam et  Qarabağda yalnız Ermənilər deyil, PKK-çılar da məskunlaşır

Gordon, bu soruya karşılık, ABD Başkanı Barack Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın ayrı ayrı Türkiye’yi ziyaret ettiğini ve her ikisinin de temaslarında, bu yıl Kıbrıs’ta çözüm yönünde gerçek bir fırsat gördüklerini ifade ettiğini söyledi.

Gordon, Kıbrıs’ta çözümün, ABD’nin çıkarına olduğunu belirtti ve ”Siz Kıbrıs meselesinin, Türkiye’nin AB üyeliği önünde bir engel olduğundan bahsettiniz. Biz de buna katılıyoruz. Kıbrıs’ta çözüm, Türkiye’ye AB kapısının açılması yönünde çok büyük bir adım olacaktır” dedi.

Phil Gordon, bu nedenle Kıbrıs’ta çözümü ABD’nin ve Yunanistan’ın da desteklediğini ifade ederek, ”Sonuç hem Türkiye, hem Kıbrıs hem de AB için iyi olacaktır. Bu nedenle de biz çok yakından ilgiliyiz. ABD Dışişleri Bakanı şahsen bu meseleyle çok ilgili. Çok uzun zaman geçti. Kıbrıs meselesi daha fazla bekleyemez. Bu yıl, Kıbrıs’ta çözüm için iyi bir zaman olacaktır” diye konuştu.

AB GENİŞLEMEYE İSTEKSİZ
McMahon, Kıbrıs meselesi çözülse bile Türkiye’nin AB üyeliği yönünde bazı engeller bulunduğunu, Obama’nın, Türkiye’nin üyeliğine destek açıklamasının, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin liderlerinden tepki gördüğünü kaydetti ve bu engellerin kaldırılmasında ABD’nin ne yapabileceğini sordu.

Gordon, ”Açık konuşacağım. Bu zorlu bir mesele. AB’de sadece Türkiye’ye karşı değil ancak genişlemeye karşı bir isteksizlik var. Bu özellikle de ekonomik kriz çerçevesinde. AB ülkeleri, yeni üyeler getirmeye çok hevesli değil. Bu şanssız bir durum ancak realite böyle. Türkiye için özellikle zorlu, 70 milyon nüfuslu bir ülke, coğrafi olarak biraz uzakta, çoğunluğu Müslüman ve Avrupa halkının şüpheci yaklaşımıyla karşı karşıya” dedi. Gordon, ABD’nin, Türkiye’nin AB üyeliğini teşvik edici tutumunu sürdürdüğünü belirterek, ”Avrupa içinde bir Türkiye’nin, daha iyi bir komşu, daha demokratik, özgür, istikrarlı, ekonomik, kültürel ve stratejik olarak Avrupa’ya ciddi katkısı bulunan bir ülke olabileceğini” kaydetti.

Okumaya devam et  Sarkisyan: D. Karabağ Azerilere verilmeyecek

Gordon, ABD’nin AB üyesi olmadığını ancak Avrupalıların dostu olarak bu stratejik ve ortak çıkarları ilgilendiren konuda, Türkiye’nin üyeliğinin sonuçta Avrupa’ya yaraya


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir