Ruhban Okulu ve Lozan

FENER Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin ikide bir ısıtıp "çözülmemiş bir sorun" diye Türkiye'nin karşısına çıkardığı "Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılması" meselesi, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye'ye gelmesi nedeniyle yeniden "dayatıldı": - obama trump meeting
,
10 Nisan 2009 08:28

FENER Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin ikide bir ısıtıp “çözülmemiş bir sorun” diye Türkiye’nin karşısına çıkardığı “Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun açılması” meselesi, ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye’ye gelmesi nedeniyle yeniden “dayatıldı”:

Konuyu Obama’ya tekrar Patrik Bartholomeos götürmüştü.

Obama da Meclis’te yaptığı konuşmada açıkça değindi.

Bu mesele bilindiği gibi Patrik Bartholomeos‘un “Türkiye Cumhuriyeti yasaları dışında” bir çözüm için yıllardır sürdürdüğü inat yüzünden ikide bir karşımıza çıkıyor. Çünkü Bartholomeos, kendisine yapılan “İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde bu okul açılabilir” şeklindeki öneriye “Hayır” diyor. “Okul Patrikhane’ye bağlı olmalı” diye diretiyor.

Son olarak dünkü gazetelerde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili soruları, “Şu anda Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili bir çalışma yok. Olduğu zaman gerekli bilgi verilecek” diyerek yanıtladığı bildirildi.

Devlet Bakanı Prof. Dr. Said Yazıcıoğlu da; “Türkiye’de özel dini öğrenim müessesesi açılamıyor. Anayasa’ya aykırı. Türkiye hukuk devletidir. Yaptığınız işin, hukuk devleti içinde olması lazım. Orada bir sıkıntı var, gayret gösterilmesi lazım. Bir formül bulunur nihayetinde” demiş.

Ankara‘daki arkadaşlarımızdan Nuray Babacan, Devlet Bakanı Yazıcıoğlu’nun “Bir formül bulunur nihayetinde” diyerek verdiği işaretin altını dolduran bilgiler veriyor. Buna göre çözümü Lozan Antlaşması’nın 40′ıncı maddesinde bulanlar varmış.

Söz konusu 40′ıncı madde ilk bakışta böyle bir çözüm için uygunmuş gibi görünüyor. Çünkü maddede;

“Müslüman olmayan azınlıklara mensup olan Türk vatandaşları hukuk bakımından ve fiilen diğer Türk vatandaşlarına uygulanan işlemlerin ve sağlanan güvencelerin aynından yararlanacaklar ve özellikle, harcamaları kendilerince yapılmak üzere, her türlü yardım, dinsel ya da sosyal kurumları, her türlü okul ve benzeri öğretim ve eğitim kurumları kurma, yönetme ve denetleme ve buralarda kendi dillerini özgürce kullanma ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma bakımından eşit hakka sahip bulunacaklardır” deniyor.

Okumaya devam et  TARİH : II. Meşrutiyet Döneminde İzmir'de Tiyatro Yaşamı

Oysa madde, Türkiye’deki gayrimüslim azınlıklara -örneğin Rumlara“Ancak diğer Türk vatandaşlarının yararlandıkları güvence ve davranışlar” kadar hak tanımış.

Doç. Dr. Sibel Özel de konuyu inceleyen bir kitabında bunun “negatif hak” olduğunu söylüyor. O nedenle “diğer (örneğin İslam dinine mensup) vatandaşlara tanınmamış hak”kın “gayrimüslim”lere tanınması söz konusu olamayacağını savunuyor.

Nitekim, “Diğer Türk vatandaşları özel yüksekokul olarak teoloji eğitimi veren bir okula sahip iken Heybeliada Ruhban Okulu kapatılmış olsaydı Lozan Antlaşması’na aykırılık söz konusu olurdu” diyor.

Bartholomeos işte o nedenle yani “Diğer vatandaşlara tanınmamış bir hakkı” almak amacıyla ısrar ve inat ettiği için diyoruz ki, “Kendisini Türk yasalarının üstünde görmektedir.”

Rumların kendi dilleriyle eğitim veren okul açmalarına izin veren Lozan maddesi ise başkadır. O nedenle Lozan kapısı da kapalıdır.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir