Nabucco projesi Karabağ sorununun ipoteğinde

Barçın Yinanç - karabag
, , ,

Barçın Yinanç

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde esen fırtınanın şiddeti azalmış görünüyor. Ancak Azerbaycan’daki güven bunalımının şiddetinin kısa vadede kolay kolay azalacağını söylemek zor. İki ülke arasında ifadesini “tek halk iki devlet” şeklinde bulan güven ilişkisi büyük bir darbe aldı. Aslına bakarsanız, güven bunalımının Azerbaycan ile Türkiye yerine, Aliyev yönetimi ile AK Parti hükümeti arasında yaşandığını söylemek daha doğru olur. Zira son dönemlerde Azeri basınında çıkan eleştiriler devleti değil, AK Parti hükümetini, özellikle de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almaya başlamıştı.

Bu güven bunalımının özellikle Türkiye ile Ermenistan arasında yapılan görüşmelerle ilgili olarak Bakü’nün karanlıkta bırakılmasından kaynaklandığı anlaşılıyor.
İlginçtir, şimdiye kadar Türkiye’ye yönelik suçlamalar basın üzerinden yapılırken son günlerde Azeri yetkililer, hükümetin tutumundan duydukları rahatsızlığı saklamaz oldular. Örneğin geçen günlerde Azerbaycan Diplomasi Akademisi’nde bir konuşma yapan Dışişleri Bakan Yardımcısı Aras Azimov Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşmesinin şartlarını içeren belgelerin kendileriyle paylaşılmadığından yakındı. Ermenistan’la yürütülen Yukarı Karabağ müzakerelerinden sorumlu olan Azimov, “Üzücü olan şu ki biz bu belgelerin varlığını ve içeriğini Minsk Grubu’ndan öğrendik” dedi. Yukarı Karabağ sorununun çözümü için AGİT içinde oluşturulan Minsk Grubu’nda Ruslar ve Fransızlar da var. Azimov yabancı ülke diplomatları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine açık olan toplantıda Ankara’ya Türk-Ermeni görüşmeleri ile Türk- Azeri görüşmelerini koordine etmeyi önerdiklerini, ancak bu önerinin reddedildiğini de söyledi. Benzer şekilde sınırın açılmasının ne zaman ve hangi şartlarda olacağına dair ortak bir anlayış oluşturma önerisi de Ankara’da kabul görmemiş.
Türk tarafı, “Biz Ermenilerle yaptığımız görüşmelerden Azerileri haberdar ediyoruz” diyor. Azeri tarafı ise “Ermenilerle ne görüşülüyor bilmiyoruz” diyor.
Kapalı kapılar ardında nelerin yaşandığını, kimin doğru söyleyip kimin kamuoyunu yanılttığını belki bu aşamada tam anlamıyla tespit etmek mümkün değil. Ancak şu bir gerçek ki, haberli ya da habersiz olsun, Azeriler kızgın.
 
‘Gaz için en uygun altyapı Ruslarda’

Bu arada Azerilerde oluşan güven bunalımının ne derece kalıcı olduğunu test etmemizi sağlayacak bir konu önümüzde duruyor: Nabucco projesi. Bu proje ciddi şekilde darbe almış durumda. Azerbaycan’ın, Yukarı Karabağ sorununun çözümünde ilerleme sağlanmadan, gazını Nabucco projesine tahsis etmesi bu aşamadan sonra çok zorlaştı. Zira, Aliyev’in Yukarı Karabağ’da ilerleme olmadan, Türk-Ermeni sınırının açılmasını önlemek için kullanabileceği tek koz bu. Aliyev’in Nabucco konusunda kendisiyle temaslarda bulunan Avrupalı yetkililere, Bakü-Tiflis-Ceyhan hattının aslında çok da kârlı olmadığını, gaz ve petrolü uluslararası piyasalara ulaştırmanın en ucuz yolunun Rusya’dan geçtiğini, zira bütün altyapının eksiksiz olarak Azeri sınırından itibaren başladığını söylemesi hayra alamet değil. Bu aralar Kafkaslar’daki gelişmeler sadece Dışişleri değil Enerji Bakanlığı’nın da başını ağrıtıyor olsa gerek.

Okumaya devam et  Hocalı’nın büyüyemeyecek çocukları


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir