ERMENİSTAN MİLLİ GÜVENLİK BELGESİ

Siyaset Bilimler Profesörü Hikmet Özdemir, "Ermenistan Milli Strateji Belgesi Değiştirilecek mi? Yoksa Ermenistan Cumhuriyeti bu belgedeki milli hedefleri doğrultusunda Diaspora Ermenileri ile birlikte Türkiye Devleti, Türk Ulusu ve Türk kimliği aleyhindeki faaliyetlerine devam edecekler mi?" diye sordu. - hikmet ozdemir
, ,

Siyaset Bilimler Profesörü Hikmet Özdemir, “Ermenistan Milli Strateji Belgesi Değiştirilecek mi? Yoksa Ermenistan Cumhuriyeti bu belgedeki milli hedefleri doğrultusunda Diaspora Ermenileri ile birlikte Türkiye Devleti, Türk Ulusu ve Türk kimliği aleyhindeki faaliyetlerine devam edecekler mi?” diye sordu.

Politik Psikoloji Derneği tarafından Bahçeşehir ve Gazi Üniversitelerinin katılımıyla Ankara’da ortaklaşa düzenlenen, “Kimlik, Küreselleşme ve Terörizm” konulu toplantı yapıldı. Siyaset Bilimler Profesörü Hikmet Özdemir toplantıda, “Ermeni Diasporasının Türk Kimliği Üzerindeki Faaliyetleri” konusunda bir konuşma yaptı.

Prof. Özdemir, Ermeni Diasporasının ve Ermenistan yetkililerinin Türkiye’ye ve Türk kimliğine yönelik faaliyetlerini yanlızca 3T diye bilinen formülle ifade olunmadığını, 2005 yılından beri farklı bir strateji geliştirildiğini, bunların bir kısmının, 7 Şubat 2007 tarihli Ermenistan Milli Strateji Belgesi adlı resmi dokümanda açıkça yer aldığını söyledi. Prof. Özdemir, “Türkiye’ye ve Türk kimliğine yönelik olarak bu yeni strateji halen üç ana başlık etrafında sürdürülmektedir: Birinci olarak, anılar ve anıtlarla ilgili kampanya ile Anadolu şehirlerindeki eski Ermeni varlığı kültürel ve antropolojik olarak yeniden inşa olunmak istenmektedir. İkincisi, bugünkü Ermeni genç kuşaklarının eskiden ecdatlarının oturdukları topraklarla ilgili hasreti canlandırılmak suretiyle onların bu topraklardan gayrimenkul satın almaları özendirilmektedir. Üçüncüsü ise, son derece sinsi şekilde aile tarihi araştırmaları ile Türk kimliğine yönelik insanlık-dışı bir saldırı stratejisi geliştirilmiştir” diye konuştu.

Siyasal Bilimler uzmanı Prof. Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

-SOYKIRIM İDDİASI VE SANAL DİN-

“Modern zamanlar tarihinin -belki- en ölümlü trajedileri Birinci Dünya Savaşı’nda cereyan etmiştir. Dört yıl boyunca (Türkler için bu süre aralıksız on uzun yıldır) ve büyük savaşın tüm taraflarını kapsayan bu dramatik trajediler sonunda; müttefiki Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi altı yüz yıllık Osmanlı Devleti de parçalanarak tarih sahnesinden çekilmiştir. Eski monarşilerin, çok-milliyetli imparatorlukların hüküm sürdüğü geniş topraklarda, yeni ulus-devletler, genç cumhuriyetler kurulmuştur. Bu imparatorlukların eski toprakları paylaşılırken doğan ihtilafların bazısı hiç bir zaman tümüyle ortadan kaldırılamamıştır. Dünya tarihindeki bu çözümsüz ihtilaflar listesinin -belki- en başında, eski Osmanlı Devleti’nin tebaası olan Ermenilerden bir kısmı ve onların öfkeli izleyicileri ve destekçileri tarafından bir savaş propagandasının gereği olan bir soykırımı iddiası da vardır. Ne yazık ki, savaşın kendine özgü koşullarından kaynaklanan ve gerçeklerin tümüyle ters-yüz edilmesiyle “düzenlenmiş’ bu soykırımı iddiası, halen, uluslararası kamuoyunun gündemini çok çeşitli ve örgütlü kampanyalarla işgal edebilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması sürecinde, Dünya Savaşı ortamında baş gösteren dramatik olayların cereyan şekli hakkında hiçbir bilgisi bulunmayan bireyler veya topluluklar, oluşturulan bir sanal dine inanmaya (=teslim olmaya) zorlanmaktadır. Bu sanal dine inanmayanlar veya bunun propagandasını kuşkuyla karşılayanlar, kimi ülkelerde tutuklanmakla tehdit edilmekte veya cezalandırılmaktadır. Bütün bu gelişmeler, günümüzde, medeniyetler savaşının yeni bir şeklidir. Tank, uçak ve denizaltıların yerine, edebiyatın, tarihin, müzik ve sinemanın ve nihayet internetin kullanıldığı bir kirli savaş…”

Okumaya devam et  Üniversitede ’soykırım’ krizi çıktı

-İNSAFSIZ SAVAŞ PROPAGANDASI-

Prof. Özdemir, Türk milletinin, bu yeni tür kirli savaşta onurunu korumak için 1915 Olaylarının cereyan şeklini ilk el kanıtlarıyla dünya kamuoyunun incelemesine yeniden sunmak zorunda olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Özdemir, “İnsafsız bir savaş propagandasıyla karartılmış tarihi ayrıntılar, günümüz iletişim teknolojisinin bütün imkanları kullanılarak tekrar tekrar ve usanmadan açıklanmalıdır. 1915 yılından beri iflah olmaz bir kinle kuşaktan kuşağa aktarılan ve dünya tarihinin en kapsamlı ve etkili savaş propagandasının imalatı olduğuna inandığım bu talihsiz iddianın gerçek dayanaklarını dünyaya anlatmak zorundayız. Ulusumuzun ve cumhuriyetimizin geleceğine konulmak istenilen bu çirkin ipotek kaldırılmadan; bu hain proje sonlandırılamaz” diye konuştu. (ANKA)

(Ankara Haber Ajansı)


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir