Arınç’a Katlanmak Zorunda mıyız?

29 Mart yerel seçimlerini herkes kendi açısından değerlendirebilir. İlk bakışta, oylarını arttıran CHP ve MHP başarılı imiş gibi görülüyor ise de, bu iki partinin toplam oyları kadar oy almış AKP’ye “başarısız olmuştur” demek fazla doğru olmaz. Bana göre başta küresel mali krizin etkileri olmak üzere; her türlü iç ve dış olumsuzluklara ve etkenlere rağmen AKP yine de başarılı olmuştur. Ancak önemli bir ikaz aldığı muhakkaktır. 22 Temmuz 2007 Erken Genel seçimlerinin üzerinden henüz iki yıl geçmeden %9’luk oy kaybına uğraması, önemli bir milli ikazdır. Bu bakımdan ben, seçimin ertesi günü bazı gazeteler tarafından, örneğin Güneş Gazetesi tarafından atılan “Türkiye One Minute Dedi” şeklindeki manşeti pek beğendim. Çünkü bana göre de Türkiye hem Sayın Başbakan’a, hem de AKP’ye “One Minute” demiştir. Türkçe ve Türkçü bir söylemle dile getirirsek; “Titre ve kendine gel” demiştir. Başbakan ve AKP üst yönetimi, bu sonucu ve uyarıyı umarım doğru okurlar... - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

29 Mart yerel seçimlerini herkes kendi açısından değerlendirebilir. İlk bakışta, oylarını arttıran CHP ve MHP başarılı imiş gibi görülüyor ise de, bu iki partinin toplam oyları kadar oy almış AKP’ye “başarısız olmuştur” demek fazla doğru olmaz. Bana göre başta küresel mali krizin etkileri olmak üzere; her türlü iç ve dış olumsuzluklara ve etkenlere rağmen AKP yine de başarılı olmuştur. Ancak önemli bir ikaz aldığı muhakkaktır. 22 Temmuz 2007 Erken Genel seçimlerinin üzerinden henüz iki yıl geçmeden %9’luk oy kaybına uğraması, önemli bir milli ikazdır. Bu bakımdan ben, seçimin ertesi günü bazı gazeteler tarafından, örneğin Güneş Gazetesi tarafından atılan “Türkiye One Minute Dedi” şeklindeki manşeti pek beğendim. Çünkü bana göre de Türkiye hem Sayın Başbakan’a, hem de AKP’ye “One Minute” demiştir. Türkçe ve Türkçü bir söylemle dile getirirsek; “Titre ve kendine gel” demiştir. Başbakan ve AKP üst yönetimi, bu sonucu ve uyarıyı umarım doğru okurlar…

Seçimin galipleri konusunda ukalalık yapmak istemiyorum. Seçimin galipleri arasında sayılan CHP’yi ise asla galip saymıyorum. Hatta CHP’ye oldukça “başarısız” bile diyebiliriz. Muhalefet olmanın yıpranmamışlığı altında hala iktidar partisinin çok gerisinde ve %23’lerde çufçufluyorsanız buna başarı filan denilemez. Üstelik ortalıkta bir de Kemal Kılıçdaroğlu rüzgârı esiyorken. Antalya’yı almak eğer başarı için yetiyorsa, tamam, amenna…

Bu yazımızda 29 Mart yerel seçimlerinin kesin mağlupları konusunda bir miktar durmak istiyoruz. Bize göre işte 29 Mart 2009 yerel seçimlerinin kesin mağlupları:

1- Bülent Arınç: Bana göre; 29 Mart Seçimlerinin kesin mağluplarından birisi hiç şüphesiz TBMM eski başkanı da olan Bülent Arınç’tır. Sayın Arınç, TBMM Başkanı sıfatıyla yapmış olduğu açıklamalarla hem partisini zorda bırakıp davalık etmiş, hem de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine takla attırmış bir siyasidir. Bu bakımdan ikinci dönem TBMM Başkanı yapılmaması gayet isabetli olmuştur. Çünkü istikrarsız bir siyasidir Sayın Arınç. Artık ne dediğini de bilmiyor. Bir hukukçu olmasına rağmen ve seçimlere çok az bir süre kala hiç gereği yokken Ergenekon davası sanıkları hakkında açıklamalar yaparak TSK ile karşı karşıya gelmiştir. Yine çok yakın bir tarihte Adana’da katılmış olduğu bir toplantıda “Resmi bayramlar, resmi törenler ve milli maçların dışında özel toplantılar ve törenlerde saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunması gerekmez” dediği halde, 26 Mart günü, yani seçimlerden sadece üç gün önce bir ikindi vakti, seçim bölgesi olan Manisa-Köprübaşı’nda maiyetindeki partililerle birlikte Atatürk anıtına gidip saygı duruşunda bulunmuş, ancak orada İstiklal Marşı çaldıracağım derken oryantal müzik “Mezdeke” çalınmasına sebep olmuştur. Bu bakımdan Manisa Belediyesi’ni AKP yerine MHP’ye vererek Bülent Arınç’a iyi bir ders veren Manisalıları içtenlikle tebrik ediyorum.

2- Cemal Öztaylan: Bana göre 29 Mart yerel seçimlerinin mağluplarından birisi de seçmenlerine direk “hayvanlar” diye hitap eden AKP Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan’dır. Cemal Öztaylan yanılmıyorsam 16 Mart 2009 günü partisinin düzenlediği aday tanıtım töreninde, AKP’den Bandırma Belediye Meclisi 1’inci sıra adayı olan, babası ve ağabeyi şehit olan Celil Karabıyık’ı tanıtırken; “Bu adam, sizin ve benim gibi hayvanların rahat yaşaması için babasını toprağa veren kişidir” şeklinde anlamsız laflar etmiştir. Bana göre; bir insan kendisinin ne olduğunu az-çok bilir. Zira her insanın hayatında sadece Allah ile kendisinin bildiği bazı suçları, eksiklik ve kusurları olabilir. Bu bakımdan insanlar bazen ironi yaparak kendileri hakkında bazı yakıştırmalar yapabilirler. Örneğin “ben ne kadar aptalım” veya “ah benim aptal kafam” diyebilirler. Hatta işi daha da ileri götürüp tıpkı Dağlıca Tabur Komutanı gibi duymuş olduğu pişmanlığı kendi kendisine söverek dile getirenler de vardır toplumda. Cemal Öztaylan’ın hatası, kendisi hakkında uygun gördüğü bir sıfatı, seçmenlerine de yansıtması olmuştur. İşte onun bu hatası, Balıkesir’in MHP’ye, Bandırma’nın da CHP’ye kaptırılmasına sebep olmuştur. Bu onurlu davranışı sergileyerek Cemal Öztaylan’ı ve AKP’yi cezalandıran Balıkesir ve Bandırma halkını da saygıyla selamlıyorum.

3- Mehmet Ali Şahin: Bana göre; 29 Mart yerel seçimlerinin bir diğer mağlubu Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’dir. Mehmet Ali Şahin, hem Ergenekon Davası konusunda göstermiş olduğu hassasiyeti Deniz Feneri Davası’na göstermeyerek, hem de “Tercihlerinizi iktidar partisinden yana kullanmazsanız hizmetlerin gelmesi gecikebilir. Oysa oylar AKP’ye yönelirse yatırımlar konusunda aracılık etmemiz kolaylaşır” anlamında laflar etmek ve böylece bir anlamda kamu yatırımlarını siyasi rüşvet havasına sokmakla partisine hem Antalya’yı, hem de Karabük’ü kaybettirmiştir. Çünkü Mehmet Ali Şahin, bu siyasi tavrıyla memleketi Karabük’ün MHP’ye, seçim çevresi Antalya’nın ise CHP’ye gitmesine sebep olmuştur. Mehmet Ali Şahin, Antalya gibi turizmin başkenti olan ve laik kimliği öne çıkmış bir İlin, 2004 yılında AKP gibi laiklik ilkesi karşısındaki duruşu tartışmalı bir partiye teslim edilmesinin kıymetini iyi tahlil edememiştir. Bu bakımdan, hem Mehmet Ali Şahin’i cezalandırmak, hem de rektör atamalarında mağdur edildiği aşikâr olan Prof. Dr. Mustafa Akaydın’a sahip çıkmak adına illerini AKP’ye vermeyen Antalya halkını, ayrıca Karabük halkını tebrik ediyorum.

4- AKP Isparta Milletvekilleri: AKP Isparta milletvekilleri ve elbette AKP Isparta İl yönetimi, “Başörtülü bir kadın belediye başkanı veya daire başkanı da olabilmeli” şeklindeki sözleriyle partisinin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu” şeklindeki Anayasa Mahkemesi kararının oluşmasına etkide bulunan Hasan Balaman’ın adaylığında ısrar ederek, Isparta’nın kaybedilmesine ve elbette partilerinin mağlup olmasına sebep olmuşlardır. Ancak bana göre; Isparta da mağlup olan AKP değil, bu partinin Isparta milletvekilleri, belediye başkanı ve il yönetimidir. Muhafazakâr kimliğine rağmen, Hasan Balaman gibi kavgacı ve çatışmacı insanları tercih etmediklerini gösteren Isparta halkını da tebrik ediyorum.

5- AKP Şanlıurfa Milletvekilleri: AKP Şanlıurfa Milletvekillerinin durumu da AKP Isparta Milletvekillerinden pek farklı değildir. Ancak onların tavrı, tam tersinedir. Ispartalı vekiller eski belediye başkanında ısrar ederken, Şanlıurfalı vekiller eski başkanın aday gösterilmemesi yönünde ısrarcı olmuşlardır. Hatta iddiaya göre; “Şanlıurfa’ya ceketimizi göndersek kazanırız” diyerek Sayın Başbakan’ı yanıltmışlardır. Oysa Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, başarılı ve çevresinde sevilen bir başkandır. Tıp doktorudur. Çeşitli hastanelerde başhekimlik yapmıştır. Üstelik de Kürt kimliğinin egemenlik mücadelesi verdiği bir coğrafyada Türk kimliğine sahip olduğunu açıkça deklare etmiştir. AKP’li vekillerin tavrına sinirlenen Sayın Fakıbaba bağımsız olarak girmiş olduğu seçimleri alarak beş yıl daha GAP’ın başkenti Şanlıurfa’nın Belediye Başkanı olmaya hak kazanmıştır. Naçizane Türkiye’de kutlama mesajı çektiğim tek Belediye Başkanı da hiç tanımadığım Ahmet Eşref Fakıbaba’dır. Çünkü davranışı son derece onurlu bir davranıştır. Bu bakımdan, bu onurlu adamı destekleyen ve “ceketimizi göndersek Şanlıurfa’yı alırız” diyerek, bir anlamda kendilerini bir cekete bile oy verecek derecede şahsiyetsiz insanlar seviyesine düşüren iktidar partisi milletvekillerini cezalandıran Şanlıurfa halkını da içtenlikle kutluyorum. Davranışları, gerçekten de illerinin sıfatına uygun bir davranıştır.

6- Buzdolabı ve Çamaşır Makineleri: Bu seçimin kaybedenlerinden birisi de beyaz eşyalardır. Hangi beyaz eşyalar derseniz, elbette Tunceli’de dağıtılan beyaz eşyalardan bahsediyorum. YSK’nın uyarısına rağmen Tunceli ve ilçelerinde dağıtılan beyaz eşya ve mobilya yardımları, AKP’nin burada yerel seçimleri almasına kâfi gelmemiştir. Bu bakımdan DTP’yi asla tasvip etmesem bile oylarını ve dolayısıyla onurlarını siyasi rüşvet karşılığında satmayan Tunceli halkını da tebrik ediyorum. Onlar da gayet onurlu bir davranış sergilemiş bulunmaktalar. 13 Mart 2009 günü yazmış olduğumuz “Ekrem Tosun Kim ve Tunceli Aleviliğinin Fazilet Sınavı” başlıklı yazımızda, konuya ilişkin olarak şöyle demiştik:

“Biz diyoruz ki; madem Alevilik, bir nevi Türk Müslümanlığı ve İslam’ın Türklerce yapılmış yorumudur, haydi bunu ispatlayın bakalım. Nasıl mı? Tunceli ve ilçelerinde sergilenmekte olan yardım dağıtma kampanyalarını boşa çıkartarak! Peki, nasıl olacak bu iş? Gayet basit! Yerel seçimlere iki ay kala Tunceli ve ilçelerinde “fakir fukaraya, garip gurebaya yardım ediyoruz” adı altında beyaz eşya dağıtma kampanyası başlatanların amaçlarına hizmet etmeyerek bu işi rahatlıkla yapabilirsiniz. Madem Alevilik Türk Müslümanlığı, Türkler de küçük menfaatler için haysiyetlerini pazarlık konusu yapmayacaklarına göre, işte size imtihanı geçme fırsatı.”(*)

Dolayısıyla; dağıtılan yardımlara itibar etmeyerek bu fazilet sınavından başarı ile geçen Tunceli Alevilerini de bir Sünni sıfatımla kutlamak isterim.

7- Aydın ve Tunceli Valileri: Bana göre; 29 Mart yerel seçimlerinin kaybedenleri arasında iki de vali vardır. Her ikisinin adı da Türkçe “seçilmiş” veya “seçkin” anlamına gelen Arapça “Mustafa” olan valilerden birisi Aydın Valisi Mustafa Malay, diğeri Tunceli Valisi Mustafa Yaman’dır. Mustafa Malay, “AKP ile gelenler APS ile gideceklerdir” diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a “Halk ve CHP Deniz Baykal’ı APS ile gönderecektir” diyerek onunla ağız dalaşına girmiş, arkasından seçimlerden birkaç gün önce ve tam da Deniz Baykal’ın Aydın mitinginden iki gün önce(24.03.2009) sözde merkeze alınma isteği ile Aydın Valiliğinden istifa etmiştir(**). Mustafa Yaman ise tüm Türkiye’nin Tunceli’de dağıtılan beyaz eşya yardımlarına kilitlenmesine inat, Sayın Başbakan’dan da almış olduğu gazla Tunceli meydanlarında kıvır kıvır Fidayda (Hüdayda) oynamıştır. Ancak onların bu çıkışları işe yaramamış ve seçimleri Aydın’da CHP, Tunceli’de DTP almıştır…

Her ne kadar seçim çevresi olan Zonguldak’ı CHP’ye, Bartın’ı MHP’ye kaptıran TBMM Başkanı Köksal Toptan da başarısız gibi görülüyor ise de, Sayın Toptan “Hem kel hem fodul” durumuna düşmediği için onu diğerlerinden ayrı değerlendiriyoruz. O, Kürşat Tüzmen, Vecdi Gönül, Mehmet Aydın, Hüseyin Çelik ve Hilmi Güler’in yer aldığı kategoridedir…

İşte size 29 Mart Yerel seçimlerinin mağluplarından bazıları. Sayın Başbakan’a tavsiyemiz, en kısa zamanda, kendisini yanıltan ve kendi illerinde partilerinin mağlup olmasına sebep olan bu siyasileri partisinden ayıklaması, ayıklayamadıklarını ise bir şekilde pasifize etmesidir. Kendi adıma söyleyeyim ki; ben artık Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin ve Cemal Öztaylan gibilerin televizyon ekranlarına çıkmalarını ve dolayısıyla evime zorunlu konuk olmalarını asla istemiyorum…

1 Nisan 2009
Ömer Sağlam
____________
(*) bkz.
(**) Mustafa Malay’ın CHP’lilerle polemiğe girmesi yeni bir olay değildir. Adı geçen, 16 sene önce Şırnak Valisi iken de dönemin SHP’li Bayındırlık ve İskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ile polemik yaşamış birisidir(bkz. .


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir