Türk Bayrağı Diyarbakır’da Yasak(mı)!

Dün akşam televizyonların ana haberlerinde, bugün de yazılı medyada gördüğüm görüntüler kanımı dondurdu desem yeridir. Görüntüler Diyarbakır’dandı. Görüntülerde Sayın Başbakanın yakasında Türk Bayrağı rozeti bulunan fotoğrafları kullanılmak suretiyle yapılan afişler, asılı bulunduğu bilboardlardan kaldırılıyordu. Söz konusu afişlerin kaldırılmasını istemeyen partililer ise Başbakan’ın yakasında bulunan Türk Bayrağı rozetinin üzerine siyah kâğıt yapıştırmak suretiyle, sanki suçlu olan Türk Bayrağı imiş gibi Türk Bayrağı’nı gizlemeye çalışıyorlardı! Çünkü polisten, rozeti kapatılmayan fotoğrafların bulunduğu afişlerin toplanacağı yönünde talimat almışlardı... - turk bayrak

Dün akşam televizyonların ana haberlerinde, bugün de yazılı medyada gördüğüm görüntüler kanımı dondurdu desem yeridir. Görüntüler Diyarbakır’dandı. Görüntülerde Sayın Başbakanın yakasında Türk Bayrağı rozeti bulunan fotoğrafları kullanılmak suretiyle yapılan afişler, asılı bulunduğu bilboardlardan kaldırılıyordu. Söz konusu afişlerin kaldırılmasını istemeyen partililer ise Başbakan’ın yakasında bulunan Türk Bayrağı rozetinin üzerine siyah kâğıt yapıştırmak suretiyle, sanki suçlu olan Türk Bayrağı imiş gibi Türk Bayrağı’nı gizlemeye çalışıyorlardı! Çünkü polisten, rozeti kapatılmayan fotoğrafların bulunduğu afişlerin toplanacağı yönünde talimat almışlardı…

gibi tarafsız görünmeye çalışan internet siteleri, konuyu “Diyarbakır’da Erdoğan’ın afişleri toplatılıyor” gibi başlıklar atarak sıradan bir habermiş gibi okuyucularına duyururken(1) AKP’nin Milli Görüş isimli babadan olma öz kardeşi sayılan Saadet Partisi’nin borazanı durumundaki Milli Gazete, sanki bu olaydan gizli bir sevinç duymuş gibiydi. Adı geçen gazetenin internet sayfasında konuya ilişkin haber “AKP’ye Diyarbakır şoku” başlığı ile okuyucularına duyuruluyordu. Milli Gazete’nin internet sayfasındaki haberde devamla şöyle deniliyordu:

“Elindeki devlet imkânlarını kullanarak, vatandaşın parasıyla afiş ve bayrak israfı yapan AKP, Diyarbakır’da bakın nasıl bir şok yaşadı. AKP’nin Diyarbakır’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarının bulunduğu bilboardlardaki afişlerinin toplatılması kararı verildi. Karar, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü Siyasi Partiler Bürosu’na gönderilerek, afişlerin yerlerinden alınıp toplatılması istendi. Seçim kurulu, afişlerle ilgili verdiği kararında, Seçim Yasası’nın 58’inci maddesine göre, siyasi partilerin propaganda afişlerinde Türk bayrağı ve dini motiflerin kesinlikle kullanılamayacağı hükmünü gerekçe olarak gösterdi. AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Ahmet Öcal, afişlerin değiştirilmesi için reklam firmasının gerekli çalışmayı yürüttüğünü söyledi. Olayın bilboardlar için hazırlanan afişlerde dikkatsizlik sonucu yaşandığını anlatan Öcal, partililerin bilboardları siyah bantla kapattığı yönünde bir çalışmanın söz konusu olmadığını kaydetti. Diyarbakır Yenişehir İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı, Başbakan Erdoğan’ın yakasında bulunan Türk bayraklı rozeti gerekçe göstererek, afişlerin toplatılması kararını verdi.”(2).

Bu haberden de anlaşılacağı üzere ve mevcut siyasi verilerden hareketle diyecek olursak; bizim kanaatimizce AKP’nin Türkiye’deki en büyük siyasi rakibi CHP ve MHP değil, SP’dir. Yani Numan Kurtulmuş liderliğindeki Saadet Partisi’nden bahsediyorum. Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile SP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun televizyon ekranlarındaki açıklamaları ile Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın çocukları Fatih ve Elif’in yine TV. ekranlarına yansıyan konuşmaları, bende böyle bir kanaat uyandırmış bulunmaktadır. Özetle bana göre; AKP’yi küçük parçalara bölerse SP böler, siyaset liginden elerse SP eler. Hele hele SP içinde, geçmişte, yapmış olduğu Anayasa yorumlarıyla hükümetler deviren Mustafa Kamalak gibi profesörlerin bulunduğunu düşününce, bu kanaatim bir kat daha güçleniyor. Bu sebeple açık söylemek gerekirse; önümüzdeki günlerde Türkiye yeni bir Habil ve Kabil kavgasına sahne olursa sakın şaşırmayın…

Buradan CHP lideri Deniz Baykal ile MHP lideri Devlet Bahçeli’ye de bir çağrı yapalım. Sayın Baykal ve Sayın Bahçeli, zaten fazla bir şey yaptığınız yok! Bundan sonra da fazla bir şey yapmanıza gerek yok. Bu iki kardeş (AKP ve SP) nasıl olsa birbirlerini yer bitirirler. Hiç olmazsa, bu ülkenin seçilmiş başbakanına “Başbakan olmuşsun ama adam olamamışsın”, ya da “Alın yardımları indirin tokadı” gibi erdem ve faziletten yoksun, hikmetsiz laflar ederek, AKP’lileri gereksiz yere kendinize düşman bari etmeyin…

Anlaşılacağı üzere; Diyarbakır’da Sayın Başbakan’ın fotoğraflarının bulunduğu afişlerin kaldırılmasının sebebi yakasındaki Türk Bayrağı rozeti imiş! Diyarbakır Yenişehir İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı, Türk Bayrağı rozetli fotoğrafın afişlerde kullanılmasını Seçim Kanunu’nda belirtilen seçim yasaklarının delinmesi olarak mütalaa etmiş. Söz konusu afişi Seçim Yasası’nın 58. maddesindeki düzenlemeye aykırı bulmuş. Seçim Kanunu’nun 58. maddesi şöyle; “Propaganda için kullanılan duvar ilanları ile el ilanları ve diğer her türlü matbualar üzerinde, Türk Bayrağı, dini ibareler, Arap harfleri ile yazılar ve her türlü resim bulundurulması yasaktır. Partilerin kabul etmiş oldukları parti alametleri resim sayılmaz.”

Şimdi iyi güzel de; bayrağına bağlı bir Türk vatandaşı olarak benim şu soruları sormam gerekiyor: Neden Diyarbakır ve neden Diyarbakır’da Türk Bayrağı’na yasak? T.C. Başbakanı yakasında Türk Bayrağı rozeti taşımayacak da hangi rozeti taşıyacaktır? Sanki seçim yasasında getirilen bütün yasaklamalara uyuldu da sıra Türk Bayrağına mı geldi? Peki, bu yasak, yani yakasında Türk Bayrağı olan Başbakan Fotoğrafı yasağı Diyarbakır dışındaki vatan topraklarında da uygulanıyor mu? Türkiye’de 81 il ve bin civarında ilçe mevcut. Bunun anlamı, Türkiye’de 81 tane İl Seçim Kurulu, binin üzerinde de İlçe Seçim Kurulu’nun görev yapmakta olduğudur. Bu seçim kurulları içinde en akıllısı, en dikkatlisi ve işini en güzel yapan Diyarbakır Yenişehir İlçe Seçim Kurulu mu diyeceğiz şimdi? Diğer seçim kurulları işlerin savsaklıyor ve uyuyorlar mı diyeceğiz?

Lütfen etrafınıza bir bakın. Sayın Başbakan’ın aynı fotoğrafından yapılmış propaganda afişlerinden sizin caddenizde ve sizin meydanlarınızda da vardır. Ben bu sabah Ankara’da özellikle dikkat ettim. Bütün cadde ve meydanlarda Başbakan’ın söz konusu fotoğrafını gördüm. Hem de Yüksek Seçim Kurulu’na 50-100 metre mesafedeki Atatürk Bulvarı’ndaki pano ve bilboardlarda gördüm bu fotoğrafları. Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın yanı başındaki bu fotoğrafları görünce ister istemez şu soru geldi aklıma; Yenişehir İlçe Seçim Kurulu, sanki işini, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı ile Ankara İl Seçim Kurulu Başkanlığı’ndan da mı dikkatli yapıyor? Üstelik yakasında Türk Bayrağı rozeti var diye benim Başbakan’a olan duygularımda bir kayma ve yoğunlaşma da olmadı. Kendisine olan duygularım dün neyse bugün de aynıdır. Çünkü ben Başbakanı yakasındaki Türk Bayrağı rozeti ile değil, yaptıklarıyla ve bu ülkeye ne verip vermediğiyle değerlendiriyorum. Eğer yakaya Türk Bayrağı takmakla Başbakan olunsaydı, benim Sayın Erdoğan’dan çok daha önce Başbakan olmam gerekirdi. Çünkü ben kendisinden çok önce başladım yakama Türk Bayrağı rozeti takmaya. Ta lise yıllarımda. Üstelik ben bugüne kadar hiç değişmedim.

Dağ Kapı Surlarında Türk Bayrağı Rozetli Bir Belediye Başkanı Afişi Olmalıdır

Esasen ben, T.C. Cumhurbaşkanı ve Başbakanı bir yana, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve DTP’li Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de yakasında T.C. Bayrağı rozeti takması gerektiğine inanıyorum. Keşke onlar da Sayın Başbakan gibi cesaret, yüreklilik ve vatanseverlik gösterip yakalarında Türk Bayrağı rozetleri bulunan fotoğraflarını afiş yaptırıp Diyarbakır surlarına astırabilselerdi. O zaman inanın seçim yasağı ve yasası filan dinlemez, onlara Ankara’dan alkış tutardım. Çünkü ben, Türkiye’nin birliğinin ve dirliğinin, Diyarbakır’ın Dağ Kapı, Urfa Kapı ve Mardin Kapı surlarında yakasında Türk Bayrağı rozeti bulunan Diyarbakır Belediye Başkanı fotoğrafı taşıyan afişlerin ve pankartların asılı bulunduğunda sağlanabileceğine inananlardanım.

Bunları derken AKP’nin, kamu kaynaklarını kullanmak suretiyle seçim arifesinde yapmış olduğu propaganda çalışmalarını tasvip ettiğim de anlaşılmamalıdır. Bakın Seçim Yasası’nın 58 maddesinde deniliyor ki; “…Türk Bayrağı, dini ibareler, Arap harfleri ile yazılar ve her türlü resim bulundurulması yasaktır.” Peki, AKP ne yaptı? Van şehir meydanına “TRT 6 hayırlı olsun” anlamında Kürtçe afiş ve pankartlar astırdı. Üstelik Sayın Başbakan doğu ve güneydoğu illerinde “TRT Şeş be xerbe”(3)cümlesini dilinden hiç düşürmedi. O zaman ister istemez sormamız gerekiyor; Arap harflerinin propaganda maksadıyla kullanılması yasak da Kürtçe ibarelerin ve Kürt alfabesinin kullanılması serbest mi bu ülkede? Kürtçe ne zamandan beri resmi dil oldu? X harfi Türk alfabesine ne zaman girdi? Lütfen bu sorulara makul ve mantıklı cevaplar veriniz ve bayrağınıza sahip çıkınız…

13 Mart 2009
Ömer Sağlam
______________
1-
2- .
3- Bu ifade, bazı kaynaklarda “TRT Şeş Hayr Be” olarak da geçmektedir.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir