Türkiye`den Avrupa`ya Hizmetin Serbest Dolaşımı

Türkiye`den Avrupa`ya Hizmetin Serbest Dolaşımı - ab turkiye

Türkiye`den Avrupa`ya Hizmetin Serbest Dolaşımı

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) 19 Şubat 2009 tarihinde verdiği bir karar ile (C-228/06), Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği (AB) dahilindeki haklarının, Katma Protokol’ün (KP) yürürlüğe girdiği tarihten itibaren (1 Ocak 1973), sonraki yasalar ile kötüleştirilemeyeceğini hükme bağladı. Bu karar Katma Protokolün 41’inci maddesinin yorumuna açıklık getiriyor.
Osman Çat beyin, Türkiye’den hizmet aldığı şirketin şöförleri için verdiği bu başarılı hukuk mücadelesi 2000 yılındaki Savaş kararı, 2003 yılındaki Nadi Şahin beyin aldığı karar, 2007 yılındaki Tum ve Darı kararlarının devamı ve onayı niteliğindedir.

Hakların Tarihsel Gelişimi:
Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması (Ortaklık Anlaşması) imzalanmıştır. Bu anlaşmanın, Türkiye’nin AET’ye üyeliği nihai hedefi dışında, şu ana amaçları da vardır: Adım adım işçilerin serbest dolaşımının gerçekleştirilmesi (Madde 2/I), yerleşim özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması (Madde 13) ve hizmetin serbest dolaşımı (serbest meslek sahiplerinin hizmet sunma özgürlüğü, madde 14).
Ankara Anlaşması’nın 6’ncı maddesi uyarınca kurulan Ortaklık Konseyi, ortaklık kurallarının geliştirilmesi için çalışmış ve ek kararlar almıştır.
1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokol (KP), 62’inci maddesi uyarınca Ankara Anlaşması’nın ayrılmaz bir parçasıdır. KP ikinci babında yerleşim hakkı, hizmet sektörü ve taşımacılık sektörünü düzenlemiştir.
KP’nin 41’inci maddesinde, sözleşmeye taraf olanların (Türkiye ve AB) Yerleşim hakkı ve hizmetlerin serbest dolaşımına yeni sınırlamalar getirmeyecekleri karara bağlanmıştır.

Ortaklık Konseyi’nin 1/80 kararının (19. Eylül 1980) 13’üncü maddesi taraf ülkelerin topraklarında yasal olarak ikamet eden işçilerin ve ailelerinin iş piyasasına girmelerine yeni engeller getiremeyecekleri karara bağlanmıştır.

Yeni kararın önemi:
Mahkeme 2007 yılında verdiği Tum/Darı kararı ile, 41’inci maddenin bir usul kuralı olarak algılanması gereğini ortaya koyuyor ve Türk vatandaşlarının haklarının 1 Ocak 1973 tarihinden itibaren kötüleştirilmesine engel olduğunu hükme bağlıyor. Türk vatandaşlarının AB’ye göçünü maddi hukuk ve ya usul hukuku açısından zorlaştıran kuralları geçersiz sayıyor. Göçü zorlaştıran kuralların amacı bu olmasa dahi, zorlaştırıcı sonucu doğuruyor iseler bunlar da geçersizdir.
Ancak bu hakları fiilen ihlal etmeyi gelenek haline getiren Avrupa ülkelerinden bu hakları her alanda ayrıca alma “zorunluluğu” hasıl olsuğundan, taşıma sektöründe çalışan Türk şöförlerine 1973 tarihinden sonra getirilen vize uygulamalarının geçersizliği hükme bağlanmıştır.

Kararın sonuçları:
Yukarıda anılan tüm kararlar, AB ülkelerinin 1 Ocak 1973 tarihinden önceki durumuna bakılarak, o ülkenin, yabancılar için göç, seyahat, yerleşme ve serbest meslek icrası konusundaki kuralları daha fazla haklar veriyor ise onların uygulamasını isteme hakkına sahiptir Türk vatandaşları.
Almanya ve Fransa gibi ülkelerin, aile birleşimi, çalışma gibi konularda daha sonra getirdikleri yasa sertleştirmeleri Türk vatandaşları ve aileleri için geçersizdir. . Avukat Memet Kılıç [email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir