Yönlendirilmiş ileti Mor kalpli adam

---------------- - gazze gaza

Yavuz DONAT

GEÇEN hafta Amerika’da iken “bir otomobilin plakası” dikkatimizi çekti.
Plakada “damga… Mühür… Madalya gibi bir şey” vardı.
Sonra “sürücüsüne” baktık.
Madalyalıydı.
Sürücü otomobilini parketti.
Park yerindekiler ona “saygıyla… Sevgiyle… Tebessümle” bakıyorlardı.
Kimi de gidiyor “madalyalı adamın” elini sıkıyordu.
Yanımızdakilere sorduk:
– Bu adam kim? Bu madalya neyin, nesi?
Dediler ki
“bu bir gazi… Yakasındaki de Purple Heart.”
Purple Heart…
Türkçesi
“mor kalp.”
Askerlik görevini yaparken yaralananlara verilen madalya.
Polis “mor kalpli” adama selam duruyor.
Lokantadaki garson “mor kalpli” adama “en iyi masayı” gösteriyor.
Bazı müşteriler de “mor kalpli” adamın yanına yaklaşıp “siz, bizim için savaştınız… Teşekkürler” diyor.
“Mor kalpli” adamla resim çektirenler bile var.
* * *
SAĞIMIZ, solumuz “gazi” dolu…
Ara, sıra gazetelerde bir röportaj yayınlanır…
Gülhane Hastanesi’ndeki gazilerle ilgili.
Sonra…
Sonrasını bilmiyoruz.
“Bizim için” yaralanan bu adamlar
“ne yer, ne içerler?”
“Lokantaya gidecek”
paraları var mı?
Garson onlara
“nasıl davranır?”
Polis
“selama durur mu?”
Bilmiyoruz.
* * *
MADALYA…
“Alt tarafı” teneke parçası.
Maliyeti “kaç para” ki?
Ama “anlamı… Ağırlığı” para ile ölçülebilir gibi değil.
Sahi biz de “bizim için yaralanan” insanların yakalarına “böyle bir madalya” takıyor muyuz?
Bunu da bilmiyoruz.
* * *
AMERİKA’da “mor kalpli” adamla ilgilendik.
Öğrendik ki “asker emeklileri için” bir hastane vardır.
Ve bu hastanenin kapıları, “mor kalpli” adama, ömür boyu açıktır.
* * *
AMERİKA’da bazı “şehitlikler” mevcut.
En bilineni Washington’daki
Arlington Mezarlığı.
“Mor kalpli”
adamın gömüleceği yer orası.
* * *
BİZ bu konu ile ilgilenince, yıllardır Amerika’da (Evansville) üniversite hocalığı yapan Mehmet Kocakülah “takvimi” gösterdi.
Takvimde “önemli günler” işaretli.
Bunlardan biri de
“11 Kasım, Gaziler Günü.”
Her yılın 11 Kasım’ında bankalar, okullar, hükümet binaları kapalı.
Her yerde “geçit törenleri” düzenleniyor.
Ve bütün ülke “mor kalpli” adama teşekkür ediyor.
* * *
KOCAKÜLAH Hoca’nın eşi Amerikalı… Janine.
Ondan rica ettik.
“Mor kalpli” adam ne yer, ne içer, nerede çalışır?
Öğrenmesini istedik.
Öğrendi…
Eğer “gazi” çalışabilir durumdaysa, devlet ona mutlaka iş buluyor.
Çalışamayacak durumdaysa…
Devlet onun bütün ihtiyaçlarını, ömürboyu karşılıyor.
* * *
AMERİKA’da beyaz, siyah, kadın, erkek, zengin, fakir
“herkes eşit.”
Ama “mor kalpli” adam,
“üstün insan.”
“Ayrıcalıklı.”
Onun sahip olduğu ayrıcalığa “Amerikalı parlamenter bile” sahip değil.
* * *
AMERİKA’dan döneli yarın bir hafta olacak.
Kafamız hala “mor kalpli” adamda.
O “mor kalpli” adam, ülkesi için yaralandı.
Ya bizim “gazilerimiz” ne için, kim için yaralandılar?
Ey gazi!..
Yakana bir madalya takamadık.
Madalyalı pek çok “Kurtuluş Savaşı Gazisi”ni ise bir dilim ekmeğe muhtaç ettik.
Amerikalı, 11 Kasım’da gazisine “şükranını” sundu.
Bari biz de bugün… 11 Ocak Pazar günü “özürümüzü” sunalım:
– Ey gazi, senden özür diliyoruz.

Okumaya devam et  Ermenistan golü

—————-

—————–

—————-YORUM ————————-

Gazilerimizi bile görev yaptıkları cephelere göre sınıflandıran Devlet(!) adamcıklarından ne bekliyordunuz? Geçenlerde bir Kıbrıs Gazisi “Bizler bu ülke için savaşmadık mı? Neden bütün gazilerin yararlandığı TOKİ’den indirimli ve vadeli ev satışları bizlere uygulanmıyor.” diye dertleniyordu.
Güneydoğu şehidimizin kızı GÜNEŞ çorapsız gezerken iktidarın Iraklı ve Gazzeli çocuklara yaptığı yardımı siz insanlık namına yapılmış olarak kabul edebiliyor musunuz? Deniz Feneri faciasını ne çabuk unuttuk(!) Kaldı ki TOKİ görev olarak “Deniz Feneri” gibi çalışıyor.  Yandaşlara ve akepeye hizmet ediyor. Şehit ailelerinin ve Gazilerin durumunu pek irdeleyecek zamanları yok(!)
Peki, bu iktidar hocaları olan ve ne yazık ki, Orgeneralliğe kadar yükselen Hilmi Özkök zamanında bu çalışmayı neden yapmadı veya yapamadı?  Böylece , hem kendileri ve hem de Hilmi hoca puan kazanırdı da, belki çok arzuladığı Cumhur’un başı bile olabilirdi…  Şimdi de baş ama, neyin başı olduğunu ben yazmayacağım.  Sizlerin yorumuna bırakıyorum.
Sevgi ve dostlukla,
Atilla Vanlıoğlu

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir