ÇARŞAF VE UÇURUM…

Mustafa Kemal Atatürk

Bedri Baykam

Baykal, CHP’de “yaratıcı açılım” (?) peşinde kimi örgüt üyelerinin de telkini ve ön hazırlığıyla geçen hafta “Çarşafa Rozet” eylemiyle siyasal tarihimizde bir ilke imza attı. Bu hamlenin yol açtığı çalkantı, 2009’a ve yerel seçimlere girerken, uzun süre gündemde kalacak.

Özellikle “çarşaf”ın CHP içinde yaşatacağı sıkıntı küçümsenebilir mi? Bu “açılım”a büyük tepki veren Necla Arat’ın karşısında susan kadın milletvekilleri var. Onlara Atatürk’ün ünlü sözlerinden birini hatırlatacağım; “doğruları söylemekten hiçbir zaman kaçınmayınız”. Dün, Ecevit’in “dine saygılı laiklik” kavramını haklı olarak eleştirenler, bugün bu tavrı nasıl izah edebiliyorlar?

Belli ki Baykal bu hamleyi “ezber bozmak” ve elini AKP’nin oy sepetine daldırarak, bu partinin yaptığı genişleme taktiklerini durdurmak için yapıyor. Ama olayın iki adım ötede nelere sebep olabileceğini düşünüyor mu? Öncelikle sorulması gereken şu; bu kadar kritik bir kararı, Baykal Parti Meclisine danışmadan nasıl alabildi? Hatta belki sivil toplum temsilcileriyle bir genişletilmiş mecliste “test” etmeden, böyle bir aks kırılmasını nasıl “yaptım oldu” mantığına sığdırabildi?

Yıllardır Baykal’la “Parti içi demokrasi” yokluğu gerekçesiyle mücadele etmeme ve partide şu anda hiçbir sıfat taşımamama rağmen, CHP’nin siyasi eylemlerinin büyük çoğunluğunu destekledim. Bugün ise Baykal’ın, “iyi niyeti”ne rağmen içine düştüğü bu yanılgı karşısında sessiz kalamam. CHP bu ülke tarihine “çarşafı kaldıran parti” olarak geçtikten sonra, şimdi de “çarşafı meşrulaştıran parti” olarak mı geleceğe imza atıyor? Her açılım, yeni grubunu büyütmek ister. Yarın on binlerce çarşaflı partiye akarsa, CHP “nutuk”larını izleyici profiline uygun hale getirirken, “çağdaş Türk kadını” söylemlerinden ödün vermeyecek mi? Parti ayrıca böylece kılık kıyafet kanununu fiili olarak çöpe atmış olmuyor mu? Yarın, şalvar ve çember sakallı “eşler” partiye doluşursa, onlara kim, dur diyecek? Türk toplumunu “açık” düşünce ve kılığa sokmak yerine “biz de kapanabiliriz” diyerek “taassup” üstünden muhafazakarlığa itmek, daha hangi çelişki ve tıkanmaları getirecek? Bu söylem kayması ile hangi taraf, hangisini değiştirip kendine benzetecek dersiniz? CHP laiklik mayasıyla bağdaşmadığına inandığı bu “simge“yi hasbelkader taşıyan kadınları “kucaklayacak” sonra da annesi gibi “taassuptan” kapanmak isteyen genç kızlarımızı lise ve üniversiteye çarşaf veya başörtüsü var diye yollamayacak öyle mi? CHP, o kadınları ikna edip, açmaya çalışırsa, ağır eleştiri alacak. Bunu yapmazsa, o kadınların oy gücünü kullanıp, onları okula, yargıya, siyasete, çağdaş hayata giremeyen “2. sınıf” insanlar olarak “kullanıyor” olacak!

Daha o kadar çok konu var ki! CHP mitinglerinde olay veya gerilim olursa, bunun bedelini kim ödeyecek? “Sızma” yapmak üzere kimi çarşaflı tarikat grupları, CHP sahnesine doluşursa, bu “imaj kaybı” bile, bu oyların partiye taşınacağını garanti edebilecek mi? En önemlisi, bu hamleyle gelecek olan miktardan çok daha fazlası, oy olarak partiden kaçmayacak mı? “Malum” durumlara “rağmen”, CHP’ye oy isteyen herkes, çok zor durumda kalmayacak mı?

Ayrıca yerel seçimlerin arifesinde, bu çıkış, “solda birlik” arayışlarını dinamitlemiş olmuyor mu? 1994’den beri, tüm yerel seçimlerde, tüm ikazlarımıza rağmen bölünerek Cumhuriyet’e ihanet eden sosyal demokratlar, böylece yine içlerine dinamit atmış olmuyorlar mı? Zeki Sezer’in demeçleri şimdiden ortada! Merkez sağ, Türkiye’de yarım asır boyunca, oyların %50’sini kontrol etmişken, bu ödünlerini din uğruna fazlasıyla verip, sonunda yok olup gitmedi mi? Baykal bunu da mı göremiyor? Partinin kendi “hücre dokusu” bu şekilde yozlaştıktan sonra bu işler neye yarayacak? Yobazlar, çağdaş yaşamı karalama meraklarından vazgeçecekler mi? Erdoğan da çıkıp, “biz de o zaman, alkole, bikiniye, sıcak bakalım” mı diyecek? Cumhuriyet’i “fethetme” söylemlerinden kimler vazgeçecek?
Yoksa… Yoksa CHP 1992 dönemi fantezilerine dönüp, onca kayıptan sonra hala “biz İmam Hatiplilerle diskocuları buluşturacağız” gibi ucube sloganlara mı dayanmak isteyecek? Hepsinden önemlisi, CHP partiye katılmak isteyen gençlere veya eski siyasetçilere kapılarını açtımı ki, şimdi umudunu kara çarşafta arıyor? Baykal, tekrar Erdoğan’a en zor anında bir kurtarma simidi atmak istemiyorsa, yol yakınken Atatürk’ün kemiklerini sızlatan bu hatadan dönmeli…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir