Atatürk’ün Vahdettin ile son görüşmesi

From: Ali Serdar Bolat  </p> Can Dündar'ın "Mustafa" filminde, Vahdettin, Atatürk'e diyor ki:
"Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin."
Atatürk de atlıyor gidiyor Samsun'a. Demek milli mücadeleyi Vahdettin başlatmış. Seyircilerde uyanan izlenim bu.
Vahdettin gerçekten böyle mi söylemiş?
Evet, bunu Atatürk yazmış, doğru, Vahdettin gerçekten böyle demiş.
Ama Atatürk'ün yazısının devamı var ki, Can Dündar filmde bu kısmı makaslamış.
Atatürk,Vahdettin'in yukardaki sözlerini aktardıktan sonra, devamla diyor ki:
"Bu son sözlerden hayrete düşmüştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor? O Vahdettin ki, yabancı hükümetlerin yüzüncü derece aletleri ile temas arayarak, devletini ve saltanatını kurtarmaya çalışıyordu. Bütün yaptıklarından pişman mı idi? Aldatıldığını mı anlamıştı?
Çok iyi anladığım, veliahtlığında, padişahlığında, bütün his ve fikirlerini, eğilimlerini, sahtekarlıklarını tanıdığım adamdan nasıl yüksek ve asil bir hareket bekleyebilirdim? Memleketi kurtarmak lazımdır; istersem bunu yapabilirmişim. Nasıl? Hemen hüküm verdim: Vahdettin demek istiyor ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul'a hakim olanların siyasetine uymaktır. Benim memuriyetim, onların şikayet ettikleri meseleleri halletmektir. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirsem, ve bu siyasete karşı gelen Türkleri yola getirebilirsem, Vahdettin'in arzularını yerine getirmiş olacaktım."
(Atatürk'ün Bütün Eserleri, Cilt 3, sayfa 99)
Vahdettin, "yetkisiz" müfettişlik görevini Atatürk'ü İstanbul'dan uzaklaştırmak için veriyor. Atatürk, devlet içindeki vatanseverlerin yardımıyla talimatnameye "Anadolu'nun her yerine emir verebilme ve Samsun'dan başlayarak bütün Doğu vilayetlerinin kumandanlığını sağlayacak" iki maddeyi gizlice ekletiyor. İmzasız, ama sadece mühür basılmış talimatname ile ayrılıyor. Resmi görevi: "Türkler Rumlara eziyet ediyor mu?" araştırmak, ve "Türkler milli teşkilatlar kuruyormuş, onları bastırmak".
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Aydınlık, 9 Kasım 2008, Şule Perinçek'in yazısından alıntıdır - ATATURK TIME6
,
From: Ali Serdar Bolat

 

Can Dündar’ın “Mustafa” filminde, Vahdettin, Atatürk’e diyor ki:
“Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa, devleti kurtarabilirsin.”
Atatürk de atlıyor gidiyor Samsun’a. Demek milli mücadeleyi Vahdettin başlatmış. Seyircilerde uyanan izlenim bu.
Vahdettin gerçekten böyle mi söylemiş?
Evet, bunu Atatürk yazmış, doğru, Vahdettin gerçekten böyle demiş.
Ama Atatürk’ün yazısının devamı var ki, Can Dündar filmde bu kısmı makaslamış.
Atatürk,Vahdettin’in yukardaki sözlerini aktardıktan sonra, devamla diyor ki:
“Bu son sözlerden hayrete düşmüştüm. Acaba Vahdettin benimle samimi mi konuşuyor? O Vahdettin ki, yabancı hükümetlerin yüzüncü derece aletleri ile temas arayarak, devletini ve saltanatını kurtarmaya çalışıyordu. Bütün yaptıklarından pişman mı idi? Aldatıldığını mı anlamıştı?
Çok iyi anladığım, veliahtlığında, padişahlığında, bütün his ve fikirlerini, eğilimlerini, sahtekarlıklarını tanıdığım adamdan nasıl yüksek ve asil bir hareket bekleyebilirdim? Memleketi kurtarmak lazımdır; istersem bunu yapabilirmişim. Nasıl? Hemen hüküm verdim: Vahdettin demek istiyor ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul’a hakim olanların siyasetine uymaktır. Benim memuriyetim, onların şikayet ettikleri meseleleri halletmektir. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirsem, ve bu siyasete karşı gelen Türkleri yola getirebilirsem, Vahdettin’in arzularını yerine getirmiş olacaktım.”
(Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 3, sayfa 99)
Vahdettin, “yetkisiz” müfettişlik görevini Atatürk’ü İstanbul’dan uzaklaştırmak için veriyor. Atatürk, devlet içindeki vatanseverlerin yardımıyla talimatnameye “Anadolu’nun her yerine emir verebilme ve Samsun’dan başlayarak bütün Doğu vilayetlerinin kumandanlığını sağlayacak” iki maddeyi gizlice ekletiyor. İmzasız, ama sadece mühür basılmış talimatname ile ayrılıyor. Resmi görevi: “Türkler Rumlara eziyet ediyor mu?” araştırmak, ve “Türkler milli teşkilatlar kuruyormuş, onları bastırmak”.
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Aydınlık, 9 Kasım 2008,
Şule Perinçek’in yazısından alıntıdır
Okumaya devam et  Osmanlı’da Türk olmak

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir