ATATÜRK İLE YAŞAMAK

Büyük Önder aramızdan ayrılalı 70 yıl oluyor. Her geçen gün, her geçen yıl O'nu biraz daha özlüyor ve arıyoruz. Amacım duygusallık veya duygusallığa çağrı değil, her an O'nunla yaşadığımızı, buna gereksinim duyduğumuzun altını birkez daha çizmek. Çünkü O'nu gerçekten anlayabilsek, her an O'nun yolunda olabilsek bu ülkenin ve halkının çözemeyeceği sorun yoktur. - ataturk

Büyük Önder aramızdan ayrılalı 70 yıl oluyor. Her geçen gün, her geçen yıl O’nu biraz daha özlüyor ve arıyoruz. Amacım duygusallık veya duygusallığa çağrı değil, her an O’nunla yaşadığımızı, buna gereksinim duyduğumuzun altını birkez daha çizmek. Çünkü O’nu gerçekten anlayabilsek, her an O’nun yolunda olabilsek bu ülkenin ve halkının çözemeyeceği sorun yoktur.

O yaşamı boyunca yaptıkları, söyledikleri ve kaleme aldıklarıyla yolumuza ışık tutmuştur. Eğer bugün Türkiye bir krizin eşiğindeyse, eğer bugün ülkemizde bazı değerlerimiz tehdit altındaysa bunun sorumlusu bizleriz. Çünkü bizler bu süreçte Atatürk ile yaşamayı beceremedik. Onu özümseyemedik. Ülke politikamızın can damarına yerleştiremedik. O’nun yolundan gidemedik. Avrupa ülkelerinin ilerlemesine, yükselmesine rağmen bizler Kurtuluş Savaşı ile Atatürk’ün ölümü arasında geçen süreçteki büyük kalkınmanın dahi neredeyse gerisine düştük.

Günümüzde ise devletin başında olanlar ülkemizin kurtuluşu, yükselişi için Avrupa’dan öneri alıyorlar. Bütün işleri Avrupa’nın istediği gibi yapmak, alınacak tüm dersleri Avrupa’dan almak gibi bir zihniyet gelişti. Bu ülkenin tarihinde ders alınacak olaylar, kişiler yokmuş gibi. Bilmiyorlar sanırız hiçbir ülkenin dış kuvvetlerin öneri ve planlarıyla yükselmeyeceğini, aksine uçuruma sürükleneceğini. tarihte bu şekilde yükselen hiçbir ülke yoktur, ancak bu şekilde yok olan çok sayıda ülke vardır.

Büyük Önder AB’ye girebilmek için verilen ödünlere karşı bizleri yıllar öncesinden uyarmıştı ama biz ne yapıyoruz;

1- Kıbrıs’tan vazgeçiyoruz.

2- AB’ye uyum kılıfına geçirilmiş yasalarla güvenlik sistemimizde kapanmayacak yaralar açıyoruz.

3- Ülkemizin varlığını O’na borçlu olmamıza rağmen AB’nin isteği ile fotoğraflarını bile resmi dairelerden indiriyoruz.

4- Parsel parsel satıyoruz ülkemizi.

5- Ülkemizi parçalamak isteyen projelere destek veriyoruz.

Büyük Önder tüm bunları yapmamız için mi emanet etti bu ülkeyi bizlere? Artık bu gidişe dur demenin zamanı gelmedi mi? Geriye değil, ileriye gitmenin zamanı gelmedi mi? Herkesin bilmesi gereken bir şey vardır: “Uygarlık öyle bir ateştir ki, ona ilgisiz kalanları yakar ve yok eder.” Bizler ise Büyük Önder’den sonra güya yapılan yeniliklere rağmen uygarlığın dışında kaldık. İlerleyemedik. Aksine geriledik.

Bizler ne yaptık? Durduk, seyrettik. Çıkmadı bir türlü sesimiz. Ülkemizi geriye götürmek adına yapılan onca çabaya karşılık sessiz kaldık. Çünkü okumadık, öğrenmedik, düşünmedik. Çalışmadık, güvenmedik ve ne yazık ki öğünemedik. 1938’de verdik kara toğrağın bağrına Ata’mızı sonra da yan gelip oturduk. Atatürk ile yaşamak varken bize sunulan süslü eylerin etkisiyle yan gelip yattık. Türlü yanılgılara kapılıp vazgeçtik Atatürk ile yaşamaktan. Şimdi mi? Belki de millet olarak cezasını çekiyoruz yaptığımız hataların.

Artık Atatürk’ün sarı saçlarını, mavi gözlerini bir tarafa bırakalım. O’nun ülkeyi getirmek istediği noktayı anlatalım gençlerimize. Devrimleri neden yaptığını anlatalım. O’nu anlatalım, O’nunla yaşamayı öğretelim. Çünkü ancak o zaman bu canım ülke gelecektir bir yerlere.

ARZU KÖK

[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir