Erzincan Ovasında ‘Çok Zengin Doğalgaz Yataklarının Varlığı”

14 Ekim 2008 Salı
</p>
Marmara Bölgesi, Erzincan Şehri ve (Erzincan) Ovası Yeraltı Doğalgaz Patlamaları; Meydana Gelen Korkunç Afetler ve Erzincan Ovasında 'Çok Zengin Doğalgaz Yataklarının Varlığı" Hakkında:
</p>
RAPOR DUYURUSU VE BİLGİ NOT
Hüseyin Hüsnü GÜREL Yük. İnş. Müh. (İTÜ- 1953)
Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında kil tabakaları arasında düdüklü tencerelere benzer ortamlarda doğalgaz ve suya doygun zeminler yan yana ve beraberce bir arada bulunmaktadır.
Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa bir süre önce yeraltı düdüklü tencerelerinde doğalgaz patlamaları ve suya doygun zeminlerde meydana gelen sıvılaşma olayları ile bu zeminler aşağıdan yukarı itilmekte; yüzey arazi deniz gibi dalgalanmakta; binalar ile tesisler burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmakta; Marmara denizinde doğalgaz patlaması ile deniz suyu havaya savrulmakta ve meydana gelen Tsunami yüksek deniz dalgaları ile Marmara denizi kıyılarında birçok yerler sular altında kalmakta ve yeraltında doğalgaz patlamaları ile dünyada benzeri olmayan kıyametler koparcasına korkunç afetleri meydana gelmektedir.
Deprem hareketleri başlamadan önce yeraltında doğalgaz patlamaları ve deprem olayları birbirinden farklı ve başka başka olaylar olduğundan ; bu çok korkunç afetlerin depremler ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu afetlerin depremlerden ileri geldiği kabul etmek ile çok büyük yanılgı içerisine düşülmektedir.
1-) 1894 Depreminde faylardan 25-30 Km uzakta. olan İstanbul da Ambarlı’ da meydana gelen sıvılaşma ile zemin yarılarak 3 Km . boyunda derin çatlak açılmış ve 1992 depreminde Erzincan ovasında fay olmayan yerde meydana gelen sıvılaşma ile D.D.Y rayı bükülmüş ve yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma olaylarının canavarlar kudretinde olduğu belli olmuştur.
2-) 1999 Marmara depreminde Adapazarı’nda meydana gelen sıvılaşma ile; faylardan daha fazla hasar olmuş ve sıvılaşma olaylarının faylardan ve depremlerden daha çok kötü olduğu anlaşılmıştır.Adapazarı afetine sebep olan sıvılaşma olayı; Adapazarı civarında, Marmara denizinde , Prenses Adalarında, Yalova da ve Gölcük gibi yerlerdeki yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamalarından ileri geldiğinden; Adapazarı’nda meydana gelen bu afetin deprem ile ilgisi yoktur.
3-) Erzincan’da en şiddetli depremlere dayanıklı inşa edilen bütün B.Arme binaların kolonları, kirişleri, döşemeleri ve perde duvarları gibi taşıyıcı aksamları çok ufak sıvılaşmalara dayanamamış ve bu binaların bütün taşıyıcı aksamları çok tehlikeli şekilde çatlamışlardır. Bu çatlak binalar; ileride meydana gelecek çok şiddetli olmayan depremlerde bile; burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmaya ve bu binalarda bulunan insanlar da pestil gibi ezilmeye mahkum bulunmaktadır.Depreme dayanıklı sağlam inşaatlar; DDY rayını bükebilen canavarlar kudretindeki sıvılaşma olaylarına dayanamadığından; bu konuda gerekli teknik önlemlerin alınması gerekmektedir.
4-) Depremleri önlemek mümkün olmadığı halde; yeraltı düdüklü tencerelerinde doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetleri; çeşitli teknik önlemler ile önlemek mümkündür.1509 İstanbul depremi olup bittikten sonra yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamaları günlerce devam etmiş ve yüzey arazinin deniz gibi dalgalanmaları deprem sarsıntıları olarak algılanmıştır. Bu güne kadar yalnız Osmanlı padişahı II. BEYAZIT; 1509 depreminde İstanbul’un çeşitli yerlerine 400 kuyu kazdırmış ve çok az masraf ile İstanbul’u bu deprem sarsıntılarından kurtarmıştır.Bu kuyular ile yeraltı düdüklü tenceresine 400 delik açılmış; bu kuyular denge bacası görevi yapmış ve düdüklü tencerede meydana gelen basınçlar ve sıvılaşmalar bilimsel önlem ile önlenmiştir. Osmanlı padişahı II BEYAZIT başını mezardan kaldırsa; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında 20-30-50-100 m. gibi az derinliklerde geniş çaplı kuyular kazdırarak; bu yerleri çok az masrafla kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerden kolayca kurtaracaktır.
5-) Doğalgaz patlamaları ve sıvılaşma olayları ile suya doygun zeminlerde açılan çatlaklar ve kılcal çatlaklar ile bu zeminler çok mükemmel şekilde esneme özellikleri kazanmakta ve deprem hareketleri zeminlerin çok kısa mesafede esnemesi ile bu deprem hareketleri çok zayıflamaktadır.Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetler önlendiği takdirde; faylarda meydana gelen deprem hareketleri esneyen zeminlere ulaşınca; bu zeminlerin mükemmel şekilde esnemesiyle bu deprem hareketleri 50 m. gibi kısa mesafelerde çok zayıfladığından Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında fayların dışında kalan bütün yerleşim yerlerinde hiçbir deprem hasarı meydana gelmeyecek ve bu yerler deprem bakımından en emniyetli yerler olacak ve bu yerlerde çok katlı ve yüksek inşaatlar yapılabilecektir.
6-) Depremlerde Erzincan ovasında gökte doğalgazın alevle yanması ile; gökyüzü saatlerce ve günlerce kızıl renge bürünmektedir. Deprem geceleri Erzincan ovasında gökte yanan doğalgazın ısısı ile trilyonlarca m3 çok soğuk hava ısınmakta ve ovadaki donmuş karlar erimektedir. Erzincan ovasında her deprem gecesi Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacından daha fazla gökte doğalgaz alev ile yanmakta ve bu ovada çok zengin doğalgaz yatağı varlığı kesin olarak belli olmaktadır.Endonezya ve Malezya da olduğu gibi Erzincan ovasındaki faylar petrol ile dolu bulunmaktadır.Erzincan ovasındaki zengin doğalgaz yatağı ortaya çıkarıldığı takdirde; bu doğalgaz yatağı ile Ülkemizin bütün doğalgaz ihtiyacı karşılandıktan sonra; fazla doğalgaz harice ihraç edilecektir.Bu çok zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve Erzincan’ın kaderi değişecek; Ülkemiz doğalgaz bakımında dışa bağımlılıktan kurtulacak ve yüz binlerce insana iş imkanı sağlanacaktır. Ekli olarak sunulan raporda belirtildiği gibi; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamaları ve meydana gelen sıvılaşmalar ile kıyametler koparcasına korkunç afetlerin meydana geldiğini; bu korkunç afetlerin depremlerle hiçbir ilgisi olmadığını ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığını; doğa haykırarak bağırmakta ve bu gerçekler açıkça ilan edilmektedir. Japonlar 1995 Kobe deprem afetinin düşey yönlü hareketlerden ileri geldiğini bu depremin ilk günü keşfettikleri halde; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında kıyametler koparırcasına çok korkunç afetlerin yeraltında doğalgaz patlamalarından, sıvılaşma ve düşey hareketlerden ileri geldiği ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı konusundaki gerçekler henüz bilinmemektedir.Depremlerde hiçbir hasar meydana gelmediği kabul edilse bile; 1509 İstanbul depreminde olduğu gibi İstanbul’un sahil boyundaki ve Galata surlarını aşacak ölçüde Tsunami yüksek deniz dalgaları meydana geldiği takdirde; Marmara denizi kıyılarında yüz binlerce can kaybı ve trilyonlarca ABD doları gibi çok büyük mal kayıpları verilecek ve Ülkemiz vefat edercesine felç olacaktır.Masa başında oturarak bu konulardaki gerçekleri öğrenmek ve çare bulmak mümkün değildir.Mahallinde bilimsel araştırmalar yapılarak; görgü tanıklarıyla görüşülerek ve bu konudaki yazılı belgeler incelenerek; bu konulardaki gerçekler anlaşılacak ve bu konulara çareler bulunacaktır.Ekli olarak sunulan RAPOR' da verilen gerçek dışı ve yanlış bilgilere karşı çıkılmalı ; ve yanlış bilgi verenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına korkunç afetlere karşı bilimsel çözüm çareleri bulmak ve bu konulara gerekli teknik önlemler almak ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı varlığını ortaya çıkarmak , Devletimizin, ilgili Kurumlarımızın ve insanlığın kutsal görevidir.
Bilgilerinize ve gereğini emirlerinize arz ederim.
Ek : (Aşağıda sunulan link 'WEB Adresinde' 1 Adet RAPOR ve 32 Adet yazılı Belge
LÜTFEN BAKINIZ: SAYGILARIMLA, Hüseyin Hüsnü GÜREL Yük. İnş. Müh. (İTÜ- 1953)
DAĞITIM (10 Ekim 2008) :
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı, Ankara Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ankara Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Ankara Kandilli Deprem Araştırma Başkanlığı Kandilli / İSTANBUL
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığı, ANKARA
Tübitak Deprem Araştırmaları Merkezi Başkanlığı, Gebze / KOCAELİ
Türkiye Petrolleri Genel (TPAO) Müdürlüğü, Ankara
Afet İşleri Genel müdürlüğü, Ankara Maden Tetkik Arama Genel (MTA) Müdürlüğü, Ankara Erzincan Derneği Vakıf Başkanlığı, Ankara İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara Maden Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara
İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanlığı, Erzincan e.MAİL : hhgurel@hotmail.com,
WEB : ,
LİNK : ,
ADRES : Ahenk Sokak. 10/11 Çankaya / ANKARA Gönderen Yüksek İnşaat Mühendisi, İTÜ-1953 - petrol

14 Ekim 2008 Salı

Marmara Bölgesi, Erzincan Şehri ve (Erzincan) Ovası Yeraltı Doğalgaz
Patlamaları; Meydana Gelen Korkunç Afetler ve Erzincan Ovasında ‘Çok Zengin Doğalgaz Yataklarının Varlığı” Hakkında:

RAPOR DUYURUSU
VE BİLGİ NOT
Hüseyin Hüsnü GÜREL Yük. İnş. Müh. (İTÜ- 1953)
Dünyada yalnız Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında kil tabakaları arasında düdüklü tencerelere benzer ortamlarda doğalgaz ve suya doygun zeminler yan yana ve beraberce bir arada bulunmaktadır.
Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında deprem hareketleri başlamadan kısa bir süre önce yeraltı düdüklü tencerelerinde doğalgaz patlamaları ve suya doygun zeminlerde meydana gelen sıvılaşma olayları ile bu zeminler aşağıdan yukarı itilmekte; yüzey arazi deniz gibi dalgalanmakta; binalar ile tesisler burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmakta; Marmara denizinde doğalgaz patlaması ile deniz suyu havaya savrulmakta ve meydana gelen Tsunami yüksek deniz dalgaları ile Marmara denizi kıyılarında birçok yerler sular altında kalmakta ve yeraltında doğalgaz patlamaları ile dünyada benzeri olmayan kıyametler koparcasına korkunç afetleri meydana gelmektedir.
Deprem hareketleri başlamadan önce yeraltında doğalgaz patlamaları ve deprem olayları birbirinden farklı ve başka başka olaylar olduğundan ; bu çok korkunç afetlerin depremler ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu afetlerin depremlerden ileri geldiği kabul etmek ile çok büyük yanılgı içerisine düşülmektedir.
1-) 1894 Depreminde faylardan 25-30 Km uzakta. olan İstanbul da Ambarlı’ da meydana gelen sıvılaşma ile zemin yarılarak 3 Km . boyunda derin çatlak açılmış ve 1992 depreminde Erzincan ovasında fay olmayan yerde meydana gelen sıvılaşma ile D.D.Y rayı bükülmüş ve yeraltında doğalgaz patlamalarından ileri gelen sıvılaşma olaylarının canavarlar kudretinde olduğu belli olmuştur.
2-) 1999 Marmara depreminde Adapazarı’nda meydana gelen sıvılaşma ile; faylardan daha fazla hasar olmuş ve sıvılaşma olaylarının faylardan ve depremlerden daha çok kötü olduğu anlaşılmıştır.Adapazarı afetine sebep olan sıvılaşma olayı; Adapazarı civarında, Marmara denizinde , Prenses Adalarında, Yalova da ve Gölcük gibi yerlerdeki yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamalarından ileri geldiğinden; Adapazarı’nda meydana gelen bu afetin deprem ile ilgisi yoktur.
3-) Erzincan’da en şiddetli depremlere dayanıklı inşa edilen bütün B.Arme binaların kolonları, kirişleri, döşemeleri ve perde duvarları gibi taşıyıcı aksamları çok ufak sıvılaşmalara dayanamamış ve bu binaların bütün taşıyıcı aksamları çok tehlikeli şekilde çatlamışlardır. Bu çatlak binalar; ileride meydana gelecek çok şiddetli olmayan depremlerde bile; burgu gibi bükülerek canavarca parçalanmaya ve bu binalarda bulunan insanlar da pestil gibi ezilmeye mahkum bulunmaktadır.Depreme dayanıklı sağlam inşaatlar; DDY rayını bükebilen canavarlar kudretindeki sıvılaşma olaylarına dayanamadığından; bu konuda gerekli teknik önlemlerin alınması gerekmektedir.
4-) Depremleri önlemek mümkün olmadığı halde; yeraltı düdüklü tencerelerinde doğalgaz patlamalarından ileri gelen bu korkunç afetleri; çeşitli teknik önlemler ile önlemek mümkündür.1509 İstanbul depremi olup bittikten sonra yeraltı düdüklü tenceresinde doğalgaz patlamaları günlerce devam etmiş ve yüzey arazinin deniz gibi dalgalanmaları deprem sarsıntıları olarak algılanmıştır. Bu güne kadar yalnız Osmanlı padişahı II. BEYAZIT; 1509 depreminde İstanbul’un çeşitli yerlerine 400 kuyu kazdırmış ve çok az masraf ile İstanbul’u bu deprem sarsıntılarından kurtarmıştır.Bu kuyular ile yeraltı düdüklü tenceresine 400 delik açılmış; bu kuyular denge bacası görevi yapmış ve düdüklü tencerede meydana gelen basınçlar ve sıvılaşmalar bilimsel önlem ile önlenmiştir. Osmanlı padişahı II BEYAZIT başını mezardan kaldırsa; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında 20-30-50-100 m. gibi az derinliklerde geniş çaplı kuyular kazdırarak; bu yerleri çok az masrafla kıyametler koparcasına çok korkunç afetlerden kolayca kurtaracaktır.
5-) Doğalgaz patlamaları ve sıvılaşma olayları ile suya doygun zeminlerde açılan çatlaklar ve kılcal çatlaklar ile bu zeminler çok mükemmel şekilde esneme özellikleri kazanmakta ve deprem hareketleri zeminlerin çok kısa mesafede esnemesi ile bu deprem hareketleri çok zayıflamaktadır.Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında doğalgaz patlamalarından ileri gelen afetler önlendiği takdirde; faylarda meydana gelen deprem hareketleri esneyen zeminlere ulaşınca; bu zeminlerin mükemmel şekilde esnemesiyle bu deprem hareketleri 50 m. gibi kısa mesafelerde çok zayıfladığından Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında fayların dışında kalan bütün yerleşim yerlerinde hiçbir deprem hasarı meydana gelmeyecek ve bu yerler deprem bakımından en emniyetli yerler olacak ve bu yerlerde çok katlı ve yüksek inşaatlar yapılabilecektir.
6-) Depremlerde Erzincan ovasında gökte doğalgazın alevle yanması ile; gökyüzü saatlerce ve günlerce kızıl renge bürünmektedir. Deprem geceleri Erzincan ovasında gökte yanan doğalgazın ısısı ile trilyonlarca m3 çok soğuk hava ısınmakta ve ovadaki donmuş karlar erimektedir. Erzincan ovasında her deprem gecesi Ülkemizin yıllık doğalgaz ihtiyacından daha fazla gökte doğalgaz alev ile yanmakta ve bu ovada çok zengin doğalgaz yatağı varlığı kesin olarak belli olmaktadır.Endonezya ve Malezya da olduğu gibi Erzincan ovasındaki faylar petrol ile dolu bulunmaktadır.Erzincan ovasındaki zengin doğalgaz yatağı ortaya çıkarıldığı takdirde; bu doğalgaz yatağı ile Ülkemizin bütün doğalgaz ihtiyacı karşılandıktan sonra; fazla doğalgaz harice ihraç edilecektir.Bu çok zengin doğalgaz yatağı ile Ülkemizin ve Erzincan’ın kaderi değişecek; Ülkemiz doğalgaz bakımında dışa bağımlılıktan kurtulacak ve yüz binlerce insana iş imkanı sağlanacaktır. Ekli olarak sunulan raporda belirtildiği gibi; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yeraltında doğalgaz patlamaları ve meydana gelen sıvılaşmalar ile kıyametler koparcasına korkunç afetlerin meydana geldiğini; bu korkunç afetlerin depremlerle hiçbir ilgisi olmadığını ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığını; doğa haykırarak bağırmakta ve bu gerçekler açıkça ilan edilmektedir. Japonlar 1995 Kobe deprem afetinin düşey yönlü hareketlerden ileri geldiğini bu depremin ilk günü keşfettikleri halde; Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında kıyametler koparırcasına çok korkunç afetlerin yeraltında doğalgaz patlamalarından, sıvılaşma ve düşey hareketlerden ileri geldiği ve Erzincan ovasında çok zengin doğalgaz yatağı varlığı konusundaki gerçekler henüz bilinmemektedir.Depremlerde hiçbir hasar meydana gelmediği kabul edilse bile; 1509 İstanbul depreminde olduğu gibi İstanbul’un sahil boyundaki ve Galata surlarını aşacak ölçüde Tsunami yüksek deniz dalgaları meydana geldiği takdirde; Marmara denizi kıyılarında yüz binlerce can kaybı ve trilyonlarca ABD doları gibi çok büyük mal kayıpları verilecek ve Ülkemiz vefat edercesine felç olacaktır.Masa başında oturarak bu konulardaki gerçekleri öğrenmek ve çare bulmak mümkün değildir.Mahallinde bilimsel araştırmalar yapılarak; görgü tanıklarıyla görüşülerek ve bu konudaki yazılı belgeler incelenerek; bu konulardaki gerçekler anlaşılacak ve bu konulara çareler bulunacaktır.Ekli olarak sunulan RAPOR’ da verilen gerçek dışı ve yanlış bilgilere karşı çıkılmalı ; ve yanlış bilgi verenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.Marmara bölgesi ile Erzincan şehrinde ve ovasında yer altında doğalgaz patlamalarından ileri gelen kıyametler koparcasına korkunç afetlere karşı bilimsel çözüm çareleri bulmak ve bu konulara gerekli teknik önlemler almak ve Erzincan ovasındaki çok zengin doğalgaz yatağı varlığını ortaya çıkarmak , Devletimizin, ilgili Kurumlarımızın ve insanlığın kutsal görevidir.
Bilgilerinize ve gereğini emirlerinize arz ederim.
Ek : (Aşağıda sunulan link ‘WEB Adresinde’ 1 Adet RAPOR ve 32 Adet yazılı Belge
LÜTFEN BAKINIZ:
SAYGILARIMLA,
Hüseyin Hüsnü GÜREL Yük. İnş. Müh. (İTÜ- 1953)
DAĞITIM (10 Ekim 2008) :
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı,
Ankara Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Ankara Bayındırlık ve İskan Bakanlığı,
Ankara Kandilli Deprem Araştırma Başkanlığı Kandilli / İSTANBUL
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığı, ANKARA
Tübitak Deprem Araştırmaları Merkezi Başkanlığı, Gebze / KOCAELİ
Türkiye Petrolleri Genel (TPAO) Müdürlüğü, Ankara
Afet İşleri Genel müdürlüğü, Ankara
Maden Tetkik Arama Genel (MTA) Müdürlüğü, Ankara
Erzincan Derneği Vakıf Başkanlığı, Ankara
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara
Maden Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanlığı, Ankara
İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanlığı, Erzincan
WEB : ,
LİNK : ,
ADRES : Ahenk Sokak. 10/11 Çankaya / ANKARA

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir