Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü`nde bulunan 35 sayfalık raporu
okuduğunu söyleyen İskandinavya Türki Dil Konuşulan ve Komşu Ülkeler
Araştırmaları Enstitüsü Direktörü,Terörizm uzmanı, Araştırmacı Sefa
M.Yürükel`in, ABD`nin PKK`yı Türkiye`den yönettiğini söylediği
açıklamalarının ardından, bugünde AB ülkelerinin PKK`ya vermiş olduğu
desteği, Türkiye`nin üyesi olduğu NATO`nun çıkar amaçlı nasıl
kullanıldığını, Batı`nın 1071 intikamını alma hevesini ibretle
göreceğiz.
Asude Zenginoğlu
A. Z: Yeniden AB`ye dönersek AB ülkelerinin bu projedeki konumu nedir?
S.Y: AB ülkeleride Türkiye`ye karşı yaptıkları faliyetlerle ve
Avrupa`daki PKK faliyetlerini dolaylı veya NGO`lar(sivil toplum)
vasıtasıyla doğrudan bu projeyi desteklemektedir. NGO faliyetleri yeni
ululararası sömürgecilik faliyetlerinde bir savaş kolonu gibi hareket
ettikleri için NGO`ları ABD ve AB`den ayrı düşünmek deyim yerindeyse
saflık olacaktır. Bu bakımdan AB faaliyetleri esas olarak NGO`lar ve
sözde kendi insiyatifli olan Avrupa parlementerleri tarafından
yürütülmektedir. Avrupa`nın bu konulardaki desteği esas olarak
lojistik ve siyasidir. Avrupa`daki PKK dernekleri, büroları,
medyası,ekonomik örgütlenmesi AB tarafından durdurulmamakta ve bizzat
dernekler kültürel yardım adı altında desteklenmektedir. PKK
gecelerinde Avrupalı sivil toplum temsilcileri ve Parlementerlerin boy
göstermesi bu işi dahada resmileştirmektedir. Türkiye`yi yıkma
projesinin birinci gücü ABD, ikinci gücü AB`dir
Bu bakımdan AB ülkelerinde ve ABD de PKK`nın terör örgütü olarak
gösterilmesi tamamen sözdedir. AB de ABD de kimin PKK temsilcisi
olduğunu bilmekte ve faaliyetlerine izin vermektedir. Bu bakımdan ABD,
Türkiye`de iç savaş çıkartarak yıkım projesinin birinci gücü olurken
ikinci gücüde AB ülkeleri olarak algılanmalıdır. A.Z: Raporda, Batının
Türkiye`de bir iç savaş çıkması halinde askeri, siyasi ve insani
müdahale edeceği yolunda izlenimleriniz bulunuyor. Bu müdahale ne
şekilde gerçekleştirilecektir? BM,AB ve NATO bu müdahalelerinde taraf
mıdır yoksa oyunun yazarı mı?
S.Y:Batı (ABD-AB) Türkiyede iç savaş adımlarının atılması,
geliştirilmesi ve çıkartılması projesinde de olduğu gibi, kendi
kontrollerinde çıkartılacak bir kaos ortamında kendi nizamlarını
sağlamak için Somali, Sudan, Afganistan, Doğu Timor, Rıvanda, Burundi,
Kongo, Namibya, Eski Yugoslavya, Irak`ta yaptıkları gibi çıkan iç
savaşlarda, sanki perde arkalarında kendileri yokmuş gibi, insani
nedenler, siyasi ve askeri güvenlik oluşturma gerekliliği bahanesi ile
esasında kendilerinin kurdukları ve hakim oldukları (başka üye ülkeler
esasında formaliteden başka hiç bir hakka sahip değildir bu
kurumlarda) uluslararası kurumlarda yani BM, NATO, AGİT, AB, Avrupa
Konseyi vs. gibi kurumları kendi lehlerine nasıl diğer iç savaş
çıkartılan ülkelerde kullandıkları gibi,Türkiye`ye karşıda
kullanacaklardır.
Akan kanı durdurma bahanesiyle parçalama planları
Bu gibi iç savaş durumlarında uluslararası müdehale istenecek,
özellikle hassas bölgeler denilen, Türk-Kürtün iç içe yaşadığı
bölgeler diye rapordada tarif edilen bölgelerde akan kanın
durdurulması ve güvenlik nedenleri öne sürdürülerek askeri ve siyasi
müdehale edilecektir. Bu ortamı sağlamaları bu güçler için ellerinde
tuttukları Uluslararası kurumlar ve medya ile kendi uyutulmuş
halklarını ve diğer milletleri ikna edip desteklerini almaları çok zor
değildir. Bunun örneklerini zaten dönemimizde her gün yaşamaktayız.
NATO`nun patronu ABD`dir Türkiyenin NATO üyesi olmasının Türkiye
dışında kimseyi ilgilendirmediği PKK`ya karşı operasyon yapmamada
dahada açığa çıkmıştır. ABD ve AB kendi güvenlikleri için NATO`yu
Afganistan, Yugoslavya`da kullanmışlar ama Türkiye için NATO`nun
kılını bile kıbırttatmamışlardır. Bu yüzden Türkiye NATO`ya güvenerek
hiç bir umut beklememelidir. NATO`nun patronu ABD dir. Diğer üyelerde
aynı parçalama senaryosunun katılımcıları olan Batılılardır. A.Z: Çok
açık bir ifade ile ABD ve AB, PKK`yı destekleyerek, diğer ülkelerde
yaptıkları gibi iç savaş çıkartma peşinde ve sonrasında
müdahaleleriyle de böl-parçala-yönet düşüncesinde
S.Y:Evet ayrıca bu ABD ve AB, aynı zamanda PKK`yı hem kendi
ülkelerinde hem Kuzey Irak`taki PKK faliyetlerini desteklemekte, hemde
Türkiye`nin PKK`ya (legal/illegal örgütlenmesine) karşı sert tavrını
durdurmaya çalışmalarından (yaptıkları ziyaretler, demeçler, azınlık
hakları adı altında) dolayı korumaktadır. Bu bakımdan çıkarılması
istenen yüksek yoğunluktaki bir iç savaşta bu proje raporuna göre,
Batılı güçler `Türk`ün yanında değil` kendi işlerini yaptırdıkları
tetikçi `PKK ve diğer ayrılıkçı güçler yanında` yer alacak (zaten
şimdide onun yanındadadır) ve harita değişikliğinide kendi
yayınladıkları (kendi gizli servisleri ve sözde NGO lar aracılığı ile)
haritalarda olduğu gibi, evdeki hesap çarşıya uyarsa değiştirme yoluna
gidecektir. 1071 Malazgirt`in intikamı
A.Z :ABD,BM,AB ve NATO`nun karşısında Türkiye hedef ülke konumunda.
S.Y: Kesinlikle. Burada ABD,BM,AB, NATO (Patronu ABD dir) bu oyunun
hem yazarı, hem oynatıcısı hemde esaslı bir taraftarı ve
iştirakçisidir. Türke kendi egemenliğinde bir karış toprak bile
verilmemesi hedeflenmiştir.Papanın Milenyum konuşmasındada belirttiği
gibi 3. bin yılda Anadolu ve Asya hıristiyanlaştırılacaktır. Yani
Anadolu Batılılar tarafından feth edilerek 1071`in intikamı
alınacaktır. Anadolu`dan aşama aşama Türk Milleti ve Devleti tasviye
edilecektir. Ben buna kulandığım soykırım terimlerimde Ulus-Devlet
soykırımıda diyorum. Sevr`den daha büyük bir harita
2005-09-28 Ortadoğu
Bir yanıt yazın