Edibe Hanım “Proce”sini Neden Çekti ki!

Mustafa Kemal Atatürk

Bedri Baykam

Arkadaşlar, “Şu AKP de sırf kötü şeyler yapıyor” diyenler, emin olun halt etmişler. Bu kadar lunaparkta dönen fırıldak dolaplar ya da, korku tünelleri gibi, inişli-çıkışlı maceralar hazırlayan, bu kadar yaratıcı senaryolarla, kütüphaneler dolusu “eh daha daha nasılsın Osman” gibi geyik muhabbetleriyle iddianameler hazırlattırıp, bir milyon kişiye “dinleme işi” konusunda istihdam yaratan, onca vekili ve belediye başkanı her gün birkaç inci patlatan kaç tane partiniz oldu bugüne kadar? 80’lerde bir Özal’la idare ederdiniz. Şimdi ise, en üstünden en sıfatsızına kadar sağolsunlar, her AKP’li, Uykusuz, Penguen ve Leman dergilerine her gün malzeme sağlıyorlar…

Bakın en yeni yıldızımız, en edepli AKP’li Edibe Sözen. Edibe Hanım yememiş, içmemiş, 1,5 yıl çalışıp bir “proce” geliştirmiş ve gerçekten “Zihni Sinir”i solda sıfır bırakan bir yaratıcılıkla etrafa kendi çapına göre çeki düzen vermeye kalkışmıştı. Sıkı durun, bu yasa tasarısı “polis lojmanları” veya “Çocuk Esirgeme Kurumu” için değil. Edibe Hanım büyük bir alçakgönüllülükle tüm yurdum insanı için bir “edepli davranış biçimiyle taze yaşam tarzı” uydurmuş. “Proce”yi basında okumuşsunuzdur. Harika buluşlarla dolu: Porno okuyanlar TC kimlik numarası ile fişlenecek, 18 yaş altı olanlar velisiz otellere giremeyecekler, 16 yaşından küçükler, yanlarında velileri bile olsa lokantalara gece alınmayacaklar, basın şiddet ve cinsellik içerikli yayın yapamayacak, yasalara uymayanlara altı aylık cirosu kadar para cezası verilecek, vs… Tam heyecanlanmıştık ki Edibe Hanım’ın proceyi geri çektiğini öğrenip üzüldük! Merak ediyorum, Edibe Hanım’ı “ıslah etmek” için kim düğmeye bastı da vekil aniden kendi kabusundan uyanıverdi?

Neden çekindiler ki? Böyle bir “toplu ıslah” hareketine şapka çıkartılmaz da ne yapılırdı? Helal olsun bu fışkıran zekaya! Adaletsiz Korku Patikasında İran yaşam tarzımıza hızla ulaşmak üzere, halkımızın zaafı olan “edep” konusunda bundan daha fıstık bir uygulama düşünülebilir miydi? Ha pardon! En önemlisini unuttum. “Her dinden öğrenci için” (!) devlet, okullarda ibadethane de açacaktı!

Bu kadar müthiş fikirler bir tek Atatürk kızında nasıl filizlenebilmiş, anlayana aşk olsun. Buna rağmen, Edibe Hanım’ın “laiklik karşıtı odak” olduğu en yüce mahkeme tarafından saptanmış partisi, zaten bu kadarcıkla yetinmemeliydi. Bu haksızlık olurdu! Bakın kürtaja uğrayan proce bize neler düşündürdü: Bir kere öyle kuru kuru fişlemek, porno yayınlar için yetmez. Bunların kullanımı da özel izne tabii olmalı. Örneğin muhtarlar, kendi kendilerini tatmin etmek isteyen gençlere belirli saatlerde, günde iki defalık izin vermeli. Ayrıca liselerde öğrencilerin kimlerle sevişmeyi hayal ettikleri yakın takibe alınmalı, son yıllarda gelişen yöntemlerle sınıflara, yatakhanelere gizli mikrofonlar konulmalı, öğretmenleri veya başka “VİP”lerle ilgili edepsiz rüyalar görenler hemen zapt-u-rapta alınmalı, cennete giriş kartı verilmemekle tehdit edilmeli, bunu tekrarlayanlar “Edibe Sözen Islah Evi”nde uyuşturucu iğneler eşliğinde dinlenmeye çekilmeli. Aynen Arabistan’daki gibi, kentlerde 70 yaşından genç insanların “birbirleriyle tanışmak için” bahane olarak kullandıkları köpek gezdirmeler yasaklanmalı, genç kızlar ve erkekler ayrı kaldırımlarda dolaşmalı. Okul giriş çıkışlarında özel bir
x-ray tarama yapılmalı, ereksiyon halindekiler derhal emniyet müdürlüğünde falakaya yatırılmalı.

Sakın abarttığımı sanmayın. Mütevazı katkılarda bulunuyoruz hükümetin kursağında kalan ıslah hayallerine! Herhalde “Devlet İstatistik Enstitüsü o porno dergilerin kaç kişi tarafından kaçar kere kullanıldığını merak ediyordu” veya ” o fişlemeyle alıcılara yılbaşında hediye erotik fıkralar kitabı yollamak istiyorlardı” diyeceksiniz. Hayır siz ne zannettiniz? Biz de onlar gibi kalkıp “Cumaya-Hacca gidenler fişlensin” diyecek halimiz yok ya? Bu sayma hastalığı onlara has… Ya da şimdi yasa çıkartıp “Sabah 07, gece 21 arası haşemayla denize girmek yasaktır” mı diyelim? Veya “Camiden taşıp sokakta namaz kılanlar bir yıllık ciroları kadar ceza ödesinler” diye fetva verecek değiliz ya!

İşte ben bu işleri anlamadım! Hani Tayyip Erdoğan ve arkadaşları türbanı demokrasi için isteyen özgürlükçülerdi? Az mı dinledik bu tuluatları! Başta yeni gururumuz “Ortak Akıl Hareketi” ve sözcüleri Oral Çalışlar, Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahçupyan gibiler az mı damardan verdiler? Yok “paradigmanın iflası”, yok “modern mahrem”, yok “ceberrut devlet”… Onların şimdi bize, geri çekilmiş olsa da, bu proceyi açıklamaları lazım: Hele Nazlı Hanım sivri zekasıyla kesin bir izahat uydururdu! Ama belli ki Edibe depremi AKP’yi hayli sarsmış ve basından okuduğumuza göre Tayyip Bey kendisini bayağ “haşlamış”. Düşünebiliyor musunuz, henüz gerekçeli kararın yazılmamış olduğu şu günlerde, insan AKP’nin yeni “odaksal” faaliyetlerini ve emellerini bu kadar açıkça ortalara serer mi hiç?
Allah iyiliğinizi versin! Acaba Mahçupyan şu günlerde mahçup mu? Hiç sanmam…


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir