ÖZEL HABER : MİT TEŞKİLATININ KURUCUSU DR. BAHAEDDİN ŞAKİR BEY

Mustafa Kemal Atatürk
2 Nisan 2008, Çiğdem  BAĞRIAÇIK , MILLIYET, Turkisfoto
Bahaeddin Sakir

Berlinde 1922 yılında, Ermeni terörüne kurban giden, Ittihat Terakki Cemiyeti Umumi Merkezi üyesi ve Osmanlı Devletinin Teskilati Mahsusa Sefi (Milli Istihbarat Teşkilati-MIT) Dr. Bahaeddin Şakir Bey ve Trabzon eski  Valisi Cemal Azmi Beyin Türk Şehitliğinde mezarlarının unutulduğu ortaya çıktı.   

Milliyet Gazetesi ile Soykırım ve Terörizm araştırmacısı, Lahey Türklere Soykırımları  Araştırma Vakfı Başkanı Dr. Sefa Yürükelin birlikte başlattıkları çalışma, Berlin Türk Şehitliğinde yatan devlet büyüklerimizin hakettikleri şekilde anılmadığı tespit edildi. Berlinde 1922 yılında, Ermeni terörüne kurban giden, Ittihat Terakki Cemiyeti Umumi Merkezi üyesi ve Osmanlı Devletinin Teskilati Mahsusa Sefi (Milli Istihbarat Teşkilati-MIT) Dr. Bahaeddin Şakir Bey ve Trabzon eski  Valisi Cemal Azmi Beyin Türk Şehitliğinde mezarlarının unutulduğu ortaya çıktı.

Berlinde 1922 yılında, Ermeni terörüne kurban giden, Türk tarihinin iki büyük devlet adamı olan Dr. Bahaeddin Şakir ve Cemal Azmi Beye gereken ilginin gösterilmediğini kaydeden Sefa M. Yürükel Türk tarihinin dönüm noktalarına  hükmetmiş ve aldıkları tehcir kararıyla Türkleri soykırıma uğramaktan kurtarmış, Mustafa Kemal Atatürkün önderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşına da coğrafik güvenilir bölge hazırlamış olan bu iki büyük insanın mezarlarının bu şekilde değil, birer anıt olarak bulunduğu mekana hükmetmesi gerekirdi. Suikast gününden bu tarafa, ne Türk yetkililer, nede bu konuda yeterli bilgisi olmayan Türk vatandaşlar tarafindan Berlinde ki Türk Şehitliğinde yatan bu iki büyüğümüze gereken ilgi maalesef gösterilmemiştir. Mezar taşları dahi okunmaz halde olan, adeta garipler mezarı gibi bir halde bırakılan bu iki şehidimizin, adları bile neredeyse silinmiştir. Böylesi bir durum biz Türkler açısından onur kırıcıdır şeklinde konuştu.

Okumaya devam et  Ermenilerden Yahudilere çagri: “Türkiye`ye karsi birleselim”

 

 

Sefa Yürükel ile birlikte yaklaşık 1 aydır konuyla ilgili çalışma yapan Milliyet Gazetesi, Berlinde şehit edilen Talat Paşadan yaklaşık 1 yıl sonra yine Ermeni terörüne kurban giden Dr. Bahaeddin Şakir ve Cemal Azmi Beylerin mezar taşlarının yenilenerek, hiç olmazsa ebedi istirahatlerinde isimlerine yakışır bir mekanda bulunmaları için harekete geçti. Berlin gezisinde Milliyetle birlikte Berlindeki Şehitlikte incelemelerde bulunan Sefa M.Yürükel şehitlere sahip çıkılması için Berlindeki Türk toplumunu harekete geçmesini istedi.

Konuyla ilgili araştırmalarını aktaran Sefa Yürükel Osmanlı İmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşı’na Almanların yanında girme kararına zorunlu olarak imza atan İttihat ve Terakki Cemiyetinin kurcularından Talat Paşa ile aynı dönemde Dr. Baheaddin Şakir Bey Teşkilatı Mahsusa Şefi olarak, Cemal Azmi Beyde Trabzon Valisi görevinde bulunuyordu. Osmanlı Ordularının cephelere kaydırılmasını fırsat bilerek, Anadolu’da İtilaf Devletleri desteğiyle silahlı çatışma başlatan Ermeni örgütlerine karşı önlem almak zorunda kalan Osmanlı yönetimi, tartışmaları halen devam eden 1915 Tehcir (Göç) Yasası’yla, Doğu Anadolu’daki Ermeniler’i etkisiz kalacakları bölgelere göç ettirdi. İmparatorluk savaşta iken düşmanla işbirliğine girip isyan eden Ermenilerin,  Anadolu ve Kafkasya topraklarında Müslüman ve Türkleri soykırıma uğratmaları nedeniyle, vatan savunması yaparak zorunlu Ermeni tehcirinde rol oynayan, Dr. Baheaddin Sakir Bey ile Cemal Azmi Beyde Ermeni terör hücreleri tarafindan hedef seçilerek, Berlinde 1922 yılında  planlı bir suikast sonucu şehit edildi dedi.

 

Berlinde 1922 yılında, Ermeni terörüne kurban giden, Ittihat Terakki Cemiyeti Umumi Merkezi üyesi ve Osmanlı Devletinin Teskilati Mahsusa Sefi (Milli Istihbarat Teşkilati-MIT) Dr. Bahaeddin Şakir Bey ve Trabzon eski  Valisi Cemal Azmi Beylere son veda. Dr. Bahaeddin Şakir Bey ve Trabzon eski  Valisi Cemal Azmi Beylere başuçlarında bekleyen eşlerinden cenaze öncesi son bir vedanın fotografı tarihe bu kare ile geçti.

Okumaya devam et  Basında Türk Tarih Kurumu

 

  


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir