TMT DESTANI VE Kıbrıs Türk Halkı’nın 3 mutlu yıldönümü, KKTC’yi tasfiye etme planları ve yeniden isyan etme zamanı

  - kktc bayragi

 

 

Sabahattin ismail

Volkan gazetesi başyazarı

 

 Yarın 1 Ağustos ve 3 mutlu yıldönümünü birlikte kutlayacağız: Kıbrıs’ın fethinin 437., TMT’nin kuruluşunun 50. ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 32. kuruluş yıldönümü...

437 yıl önce adaya gelmiş ve bu toprakları vatan yapmış olan Anadolu Türkmenlerinin torunları olan bizler, 15 Kasım 1957’de Denktaş, Burhan Nalbantoğlu ve Kemal Tanrısevdi tarafından kurulan ve 1 Ağustos 1958’de Türk Genel Kurmayı’na bağlanan Türk Mukavemet Teşkilatı ( TMT) ile adadaki varlığını ve egemenliğini korudu…1964’lerde, 1974’lerde Türk Mukavemet Teşkilatı’nın önderliğinde gerçekleşen soylu bir varoluş ve özgürlük  kavgasında kan ve ateşle sınanarak, 15 Kasım 1983’de kendi bağımsız ve egemen devletimizi kurduk…

Direniş bayrağını TMT’den devralan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, bu egemen ve bağımsız devletin ordusudur.

 

TMT HEDEFİNE ULAŞMIŞTIR

Bu devletin kurucusu olan Denktaş’ı geçmişte “egemenliğe ve devlete takılıp kalmak ve egemenlikle devlette ısrar ederek görüşmeleri çıkmaza sokmakla” suçlayacak kadar mandacılıkta sınır tanımayan Mehmetali Talat ve CTP kadroları, bugün iktidarda egemenliğimizden ve KKTC’den vazgeçerek, Rum hakimiyeti demek olan tek egemenliği kabul etti…

 KKTC’nin yaşatılması hedefi yerine, Rum hegemonyasında olacak  uyduruk “birleşik Kıbrıs”ı kendilerine hedef olarak belirleyenler ve Annan Planı gibi devletimizi ve ordumuzu tasfiye edecek olan emperyalist bir planlara destek vermeye devam edenler, özetle TMT mücadelesi sonunda kurulan KKTC’yi yok etmeye çalışanlar şu gerçeği çok iyi bilmelidirler:

          Egemenliğimizin sembolü olan ve self-determinasyon hakkımıza dayanarak kurduğumuz ve 25 yaşını dolduran genç Cumhuriyetimiz ve devletimiz vardır ve bu devlet inkar edilmez bir gerçektir…Egemenliğimizi fiilen kullandığımız yer olan ve serbest irade, hür seçimlerle oluşturduğumuz Milli Meclisimiz vardır…Egemenliğe fiilen sahip olduğumuzun kanıtı olan halk oyundan geçmiş Anayasamız vardır. Egemenliği fiilen kullandığımızın kanıtı olan ve serbest seçimlerle göreve gelen hükümetimiz vardır…Egemenliğimizi ve egemenlik hakkımıza dayanarak sahip olduğumuz herşeyi koruyan, sınırlarımızı bekleyen, huzuru sağlayan ve genç evlatlarımızdan oluşan halkın ordusu G.K.K vardır…Egemen olduğumuz topraklarda adaleti sağlayan ve koruyan mahkemelerimiz vardır. Bu toprakları vatan yapan ve egemenlik için canlarını vererek şehitliklerimizi dolduran şehitlerimiz, kanlarını döken gazilerimiz, bayrağımız, tüm devlet kurumlarımız ve soylu direnişlerle dolu bir milli mücadele tarihimiz vardır...

 

DAHA NE İSTİYORUZ?

Daha ne istiyorsunuz ki, ille de “birleşik Kıbrıs, birleşik Kıbrıs” diye tutturdunuz?

Okumaya devam et  KTHY’yi hayata geçirme zamanı geldi … Prof. Dr. Ata ATUN

Başımıza bela mı arıyorsunuz?

Başımıza bela mı arıyorsunuz ki, bize bir asırdır kan kusturan, katliamlar uygulayan, devletten silah zoru ile atan, 11 yıl insanlık dışı bir kuşatma altında gettolarda yaşatan, 44 yıldır ambargolar uygulayan, tüm Dünyada aleyhimize her türlü düşmanca faaliyeti sürdüren, tüm anketlerde çocuklarının ve genç kuşaklarının Türklerden nefret ettiği ortaya çıkan, topraklarımızda gözü olan, devletimizi yıkmaya yemin eden ırkçı Rumlarla  ille de “birleşik Kıbrıs, birleşik Kıbrıs” diye tutturdunuz?

TMT’nin, GKK’nın, KTBKK’nın sağladığı güvenlik, bağımsızlık, egemenlik ve özgürlük mü; Anavatanımızın ve Devletimizin sağladığı ve tam 34 yıldır devam eden barış, refah ve huzur mu batıyor “birleşik Kıbrıs” sevdalılarına?

Başkalarının borusunu öttürerek, Rum ve destekçisi emperyalist güçlerin hedeflerini kendi hedefleri yaparak, KKTC gerçeğini yok sayarak, yok ederek nereye varılacağı sanılmaktadır?

24 çaktım almaz tabanca ile mücadele yoluna çıkan TMT’cilerin, yani Kıbrıs Türk halkının bugün ulaştığı  aşama en onurlu aşamadır.

Bu, her halkın ulaşmayı arzu ettiği, bunun için kanını canını verdiği egemen, özgür, bağımsız devlet olma aşamasıdır. Tüm bu gerçekleri yok sayarak bize egemenlikten vazgeçmemizi öneren dış güçler ve içimizdeki uzantıları teslimiyetçiler, işbirlikçiler, mandacılar artık akıllarını başlarına almalıdırlar…

Egemen, yani hür ve bağımsız yaşamak istemeyen gider, dilediği ülkede başkasının tebaası ve kölesi olarak yaşar…Başkalarını da kendisi gibi boyunduruk altında yaşamaya zorlamaz…

Egemenliği ve devleti için can veren Kıbrıs Türk Halkına devletinden ve egemenlikten vazgeçmeyi öneremezler, asla bunu talep edemezler, asla bu yönde zorlayamazlar…

KKTC, egemenliği için seve seve can veren bir halkın devletidir, sonsuza dek böyle kalmaya devam edecektir, etmelidir…

 

HRİSTOFYAS’LA YAPILAN ANLAŞMALAR İÇİMİZİ KARARTIYOR

Ne yazık ki, meşruiyetini yitirmiş olan Mehmetali Talat’ın Anayasayı ve yeminini çiğneyerek yetkisiz olarak Hristofyas’la yaptığı anlaşmalar bugün üzerimize bir kabus gibi çökmüştür… İlaveten, emperyalist güçlerin KKTC’yi tasfiye etmek, Türk ordusunu adadan çıkarmak ve Türkiye’nin Kıbrıs’la olan bağlarını koparmak için hazırladıkları Annan Planına devam eden bağlılıkla, AKP hükümetinin imzaladığı ek protokol da, bu anlamlı günlerde içimizi karartmaktadır…

Tek egemenlik-tek vatandaşlık temelinde birleşik Kıbrıs kurmayı hedefleyen Talat-Hristofyas anlaşmaları ve Annan Planı zemininde bir çözüm, Kıbrıs Türk Halkının sonu olacaktır…Bunlara ilave olarak, ek protokolun uygulamaya konularak Türk limanlarının Rumlara açılmasının başlatacağı sürecin sonunda ekonomi ve sosyal hayat Güneye kayacak, Kıbrıs Türk halkı, egemenliği olmayan bir “cemaat” statüsü ile “Kıbrıs Cumhuriyeti” adlı Rum devletine entegre edilecek ( yamalanacak ) sonra, devlet, işlevsiz hale gelecek ve KKTC, sadece eğitim ve belediye işleri ile uğraşan bir tabela devlete, daha doğrusu EYALETE dönüşecektir…

Okumaya devam et  Cumhurbaşkanlarının Yemeği

Nitekim, Rum yetkililer her fırsatta, Kıbrıs Türklerinin kendi devletlerine “entegre olmalarını” savunmakta ve nasıl bir çözüm düşlediklerini ortaya koymaktadırlar:

          Rum devletine entegre olmuş Kıbrıs Türk vatandaşları…

Bunun da anlamı, Talat-Hristofyas anlaşmaları ve Annan Planının da öngördüğü gibi, “Kıbrıs Cumhuriyeti” adlı Rum devleti veya “birleşik Kıbrıs” adlı Rum ağırlıklı devlet içinde kültürel ve beledi haklara sahip, sadece cemaat işlerinden sorumlu olacak, Türk ve Rumlardan oluşan karma bir Kuzey eyaletidir…

Özetle, Talat-Hristofyas anlaşmaları ile Annan Planını zemin kabul etmek ve AKP’nin imzaladığı Gümrük birliği ek protokolünün uygulanması, Kıbrıs Türkünü mahvedecektir…Bu yol, Kıbrıs Türkünü ve devletimizi satış yoludur…”Barış-çözüm” diye varılacak sonuçta, Kıbrıs Türkünün bağımsızlığı yok olacaktır…Türk halkı Rum hegemonyasına girerken, Türk askeri de adadan çıkarılacak ve Kıbrıs Türkiye’den koparılacaktır…

 

İSYAN ETMELİYİZ

Bu nedenle 3 mutlu yıldönümünü kutladığımız bu anlamlı günlerde bir kez daha haykırıyorum:

Bu utancı ve şerefsizliği, Türk Ulusuna yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur…

Kıbrıs Türk halkı ve Türk Ulusu şimdi ayağa kalkmazsa, bu iş bitmiştir…Yeniden isyan etme zamanıdır…

KKTC’ye son hançer, TBMM’nin imzalanan ek protokolü onaylayarak yürülüğe koyması, Türk limanlarının Rumlara açılması ve Talat-Hristofyas Anlaşmaları ile Annan Planı temelinde bir anlaşma imzalanması halinde vurulacaktır…Bu, 130 yıllık onurlu mücadelenin ardından, bağımsız devlet onuruna eriştikten sonra, Rum’a ve AB’a satılışımız anlamına gelecektir…Bir başka deyişle 1878’deki satılışın tekrarı yaşanacaktır…

KKTC’nin yavaş yavaş, sindire sindire bir tabela devleti veya VİLAYET haline getirilmesine yol açacak bu gelişmeler karşısında, şimdi ayağa kalkmazsak, ne zaman harekete geçeceğiz?

================

GÜNEŞ DOĞARKEN

Salih Mehmet Ersoy

TMT  DESTANI !

 

TMT, Kıbrıs Türk halkının bağrından çıkan ve bağımsızlık için verilen mücadeleyi sevk ve idare eden destanlaşmış bir örgütün adıdır.  

 

Kıbrıs adası kime yar olmadı ki? Ancak büyük bedeller ödeyerek Kıbrıs’ı vatan yapan tek millet, Türk milletinden başkası değildir.

Okumaya devam et  Kıbrıs ve Filistin Benzerliği

 

Bu güzelim cennet ada, bir taraftan Batı Emperyalizminin iştahını kabartırken, diğer yandan canı ciğeri beş para etmeyen kahbe Yunanlının da iştahını kabartmış, adayı ilhak etmek için akla gelmedik senaryoları denemekten çekinmemişti. .  

 

Andek döndekle adaya sahip çıkacağını sanan bu zavallı çapulcu millet, tarihte görülmemiş sahtekârlık örneği vererek adaya sahip çıkmaya karar verince, Kıbrıs Türk halkı, atalarının 80,000 şehit pahasına fethettiyi bu güzel adayı, ne pahasına olursa olsun, Yunanlıya yar etmemeye karar vermiş ve işte efsane isim TMT’yi kurarark,

 “Haddin varsa gel al, ben buradayım”, diyerek tam 19 sene fiilen mücadele etmek zorunda kalmıştı.

Bu gün Batı Emperyalizminin sevk ve idare ettiği BM, AB ve bunlara paralel bazı Batılı Hristiyan ülkeler, sırf kendi çıkarlarını korumak için Kıbrıs adına hazırladıkları senaryolar, diğer yandan, Türk milletinin lütfuyla Kıbrıs’ta varlığını sürdüren Rumların iştahını kabartmış olacak ki, sözde büyük anaları Yunanistan’ı da işin içine sokarak, işi oldu bittiye getirip  Kıbrıs’ı alıp gitmelerine izin vermemişsek, bu başarıyı TMT çatısı altında elde ettiğimizi söylemeye gerek var mı?

 

Cürete bakınız ki, atalarımızın tam 307 sene idare ettiği bu güzelim adaya, andek döndekle sahip çıkmaya çalışan Rum- Yunan ikilisi, tarihte ender rastlanan  ve medeni dünyanın nefretle andığı soykırımı Kıbrıs Türk halkına uygulayarak adaya sahip çıkma oynunu oynamıştı, utanmadan, arlanmadan.

 

TMT’ye gönül verenler bu gün hala aykatadır. Bize ait bu güzel adayı kimseye yar etmemeye kararlıyız. 

 

Unutulmasın ki, Türk insanı, vatan yaptığı toprakları korumak için gerektiğinde canını seve seve veren bir milletin insanıdır.

 

Ve soruyorum; vatanı korumak için canını seve seve veren ve ölürken “ VATAN  SAĞOLSUN” diyebilen bir millet var mı?    

 

İşte bu nedenledir ki, 1 Ağustos gününü neşeyle, coşkuyla ve mutlulukla kutluyoruz.

 

Ata emaneti cennet vatanımız Kıbrıs’ta bağımsız, özgür ve başımız dik yaşamamız için vermiş olduğumuz destanlaşmış mücadelemizde daima yanımızda bulduğumuz vefakâr, cefakâr yüce Türk milletine en derin şükranlarımızı, sevgilerimizi ve selamlarımızı iletmeyi de bir görev sayarız.

 

Nice 1 Ağustos’lara!

 

 

      

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir