Mayınlar Hangi Ülkenin Malı

Yaşar Büyükanıt - İlker Başbuğ

Türk vatandaşının ölümüne yol açan mayınlar hangi ülkenin malı, C-4 plastik tahrip maddesi hangi ülkede üretiliyor?

Turhan FEYİZOĞLU
04.07.2005/    Sayı:85

Uzun süren bir aradan sonra 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesinden sonra son bir senedir Türk devletinin ve Türk vatandaşlarının güvenliğini koruyan güvenlik güçlerinin karşılaştığı iki ciddi sorun yaşanmaktadır.

Birincisi: Mayınlar.

İkincisi: C-4 plastik tahrip maddesi.

Değil en basit bir ürün, özellikle savaş sanayiinde üretilen herhangi bir ürünün kimlere satıldığı kesinlikle bilinir. Bu ürünler gizli veya açık kime verilirse verilsin en son kullanılana kadar üreticiler tarafından takip edilir ve bilinir.

Bir vatandaş olarak soruyorum.

“C-4 plastik tahrip maddesi” olan patlayıcıyı hangi ülke üretiyor?

Bu patlayıcıyı ne için üretiyor, kimlere açık veya gizli olarak veriyor?

Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, C-4 plastik tahrip maddesinin kullanılması sonucu öldürülmüştü.

Bu plastik tahrip maddesi “terörist” bir örgütün militanlarının eline nasıl geçiyor?

Türk vatandaşları emperyalist ülkelerin kullandığı maşalar nedeniyle şehit oluyor.

Bu emperyalist ülkeler, Türk Milleti’nin ve Türk devletinin zararına işler yapmakta, bazı maşaları kendi çıkarları için kollamakta, desteklemekte ve yardımcı olmaktadır.

Bu iddialar kanıtlanmıştır.

Emperyalistlerin maşalığını yapan ve emperyalistler tarafından yönetilen PKK denilen terörist örgüt, Türkiye’de 1984-2004 yılları arasında 52 bin 315 terör eylemi gerçekleştirdi.

Nasıl maşalık yaptıklarını ve kullanıldıklarına bir örnek vermek istiyorum.

Bundan tam on sene önce yayınlanmış bir habere bakalım.

19 Haziran 1995 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, “PKK’de ABD Füzeleri” başlığıyla yayınlanan haber özetle şöyledir:

“PKK’nin elinde, karadan havaya atılan, uçaklara karşı kullanılan ısıya duyarlı Stinger füzeleri olduğunu belirleyen istihbarat yetkilileri, örgütün bu silahı Afganistan’dan edindiğini ortaya çıkardılar.”

Biliyorsunuz ABD, Afganistan’ı işgal etmişti. İşte sonuç.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 12 Mayıs 2005 günü yaptığı konuşmada, “PKK’nın Kuzey Irak’tan Türkiye’ye çok miktarda C-4 patlayıcı madde soktuğunu”, açıkladı.

Okumaya devam et  Bu yazıya tepki verilmesi gerekli – TO THE ANTI-KURDISH WORLD

ABD, daha önce Afganistan’da yaptığı şeyi şimdi Irak’ı işgal ederek yapıyor ve bazı örgütleri maşa olarak kullanmaya devam ediyor.

Sonuç yine aynı.

Peki mayınlar hangi ülkeden geliyor?

Ortadoğu gazetesinin 9 Ocak 1999 tarihli nüshasında yayınlanan haber özetle şöyledir:

“İtalya’nın PKK’ye sattığı mayınlar nedeniyle 368 kişi hayatını kaybetti, 1560 kişi de kol ve bacaklarını kaybetti.”

Hatta, bu mayınlar nedeniyle Akit gazetesi 8 Temmuz 2000 tarihinde şöyle bir açıklama yapmıştı:

“Bir çok Mehmetçiğin, polisin ve sivil insanların yaralanmasına veya ölmesine neden olan mayınların Fiat kuruluşu tarafından PKK’ye verildiği ortaya çıktığından ve aylar geçmesine rağmen ilgili firmalarca hiç bir açıklama yapılmadığından İtalyan Fiat-Koç ortaklığındaki TOFAŞ mamüllerinin fiyat listesini yayınlamıyoruz.”

Emperyalistlere ve onların kullandıkları maşalara, bir gazetede “Her Şey Vatan İçin” başlığıyla 28 Haziran 2005 günü yayınlanan bir gazete haberi ile yanıt veriyorum. Bu Türk toplumunun ortak yanıtıdır:

“Kütahya’nın Tavşanlı İlçesi’ne bağlı Derbent Köyü’nün düşman işgalinden kurtuluşunun 83. yıldönümü törenlerine yaşlı köylü kadınlar da katıldı. Nineler törende, önlerine Türk bayrakları asıp, ellerinde kılıç ve kalkanlarla yürüdü. Bastonla yürüyebilen bazı nineler, ‘Her şey vatan için’ diye slogan atıp, ‘Gerekirse vatan için ölürüz’ diye konuştular.”

ABD’nin yenilgisini Vietnam’da gördük. Vietnam’da ABD darmadağın oldu yıkıldı, defolup gitti.

Güney Amerika’da, 2004-2005 yıllarında, hem de yapılan seçimlerde Brezilya’da, Venezüela’da, Arjantin’de ve Uruguay’da sol partiler iktidara geldi.

Merkezi Washington’da bulunan ve ABD-Latin Amerika ilişkilerini takip eden “Yarım Küre İlişkileri Konseyi’nin yöneticisi Larry Birns, yaptığı yorumda şunları söylemişti:

“Bush yönetiminin hedefi, bölgede Küba’yı tecrit etmekti. Ama sonunda kendisi tecrit oldu.”


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir