Albert Einstein: “Siz Biliyor musunuz Dünyanın En Büyük Liderine Sahipsiniz” 

Nazi'lerin toplama kampı, Auschwitz, Birkenau, Polonya

 

 

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bugün 10 Kasım’da rahmet, saygı ve özlemle anıyoruz. Bu kapsamda kamuoyunda pek bilinmeyen, Albert Einstein tarafından  Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yönelik  17 Eylül 1933 tarihinde yazılmış bir mektubu paylaşmak istiyorum.

Mektup, Almanya’dan 40 profesörle, tıp doktorunun bilimsel  çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine izin verilmesiyle ilgilidir.  Einstein, bu kişilerin  Almanya’da  yürürlükte olan yasalar  sebebiyle  mesleklerini  yapamadığından şikayet etmekte,  Türkiye’den  çalışmalarına devam etmeleri için izin vermesini talep etmektedir. Albert Einstein’ın bu mektup vesilesiyle görüştüğü Türk bilim insanına “Siz biliyor musunuz dünyanın en büyük liderine sahipsiniz dediğini, bilmeyenlerin bilmesinde yarar görüyorum.

 

Almanya’da Nazilerin iktidara gelmesiyle tehdit altında bulunan Museviler’in korunması amacıyla Yahudi Nüfusu Koruma Grupları Birliği (OSE) isminde bir kuruluş oluşturulmuştur.  Merkezi Paris’te olan OSE’nin şeref başkanı olan Einstein, dönemin Başbakanı İsmet Bey’e (İnönü) bir mektup yazmıştır. Cumhuriyet Arşivi’nde kayıtlı   mektuba İsmet İnönü’nün el yazısıyla düşülen nota göre İnönü, 9 Ekim’de mektubu dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşid Galip Bey’e havale etmiştir.

 

Mektupta el yazısıyla yazılmış muhtemelen Reşit Galip Bey’e ait olan açıklamada “Teklif, mevzuata uygun …değildir”, “Bunları bugünkü şartlara göre kabul imkansızdır” ifadeleri yer almıştır. Fakat, Alman bilim insanlarının Türk üniversitelerinde görevlendirmesi ve Üniversite Reformu’nun da bu dönemde yapılması, büyük ihtimalle bu konuda Atatürk’ün devreye girdiğini göstermektedir.

 

Princeton Üniversitesi’nde 1949 yılında Einstein ile görüşen İTÜ hocalarından Prof. Dr. Münir Ülgür’ün bu konuda Cumhuriyet Gazetesi’nin Bilim Teknik Dergisi’ne yaptığı açıklama önemlidir. Ülgür, Princeton Üniversitesi’nde Einstein ile görüşmesini şöyle açıklamaktadır: “1949 yılında bir gün üniversitedeki sekreterine telefon ettim ve görüşme isteğimi bildirdim. Hiç beklemediğim bir şekilde hemen cevap geldi ve Einstein’ın beni beklediği bildirildi. Bizi hemen kabul etmesinin sebebi, benim Atatürk’ün bir evladı olmamdı. Konuşmalarımız sırasında Atatürk’ü kastederek Siz biliyor musunuz, dünyanın en büyük liderine sahipsiniz demiştir.

 

Ülgür, 1933 üniversite reformu sırasında Atatürk‘ün kendisinin de Türkiye’ye gelmesini istediğini söylediğini hatırlatarak, Arkadaşlarım hep oradaydı ama burada imkanlar çok fazla olduğu için burayı tercih ettim” dediğini ifade etmiştir.

 

Bu dönemde Türkiye’ye gelen Alman bilim insanları şunlardır: Kimya alanında Fritz Arndt ve Friedrich Breusch,  Tıp alanında Erich Frank , Felix Haurowitz, Rudolf Nissen, Werner Lipschitz, Siegfried Oberndorfer, Philipp Schwartz ve Hans Winterstein,  Zooloji alanında Curt Kosswig,  Botanik alanında Leo Braune ve Alfred Heilbronn,  Astronomi alanında Wolfgang Gleissberg Erwin Finlay Freundlich,  Felsefe alanında Ernst von Aster ve Hans Reichenbach,  Sosyoloji alanında Gerhard Kessler,  Pedagoji alanında Wilhelm Peters, İktisat alanında Fritz Neumark, Alfred Isaac ve Alexander Rüstow,  Hukuk alanında Ernst Hirsch ve Andreas Schwarz,  Filoloji alanında Leo Spitzer.

 

Sosyal bilimlerin iktisat ve hukuk alanında Neumark, Isaac, Rüstow, Hirsch ve Schwarz’ın Türkiye’de çok değerli bilim insanlarının yetişmesinde büyük katkıları olduğunu, bir iktisat hocası olarak özellikle belirtmek isterim. Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesiyle Nazilerden kaçan, aralarında ünlü hukukçu Prof. Dr. Ernst Hirsh ve ünlü maliyeci Prof. Dr. Frizt Neumark’ın da bulunduğu Yahudi asıllı Almanlar ve aileleri “Türk vatandaşı” olmaları ve “Türküm” dedikleri için hayatta kalmışlardır.

Okumaya devam et  İslam âlemi kan ağlarken hocalar televizyonda soğanın sarımsağın öneminden bahsediyor!

 

Hitler’in kendisini Nazi rejiminin düşmanı olarak ilan etmesinin ardından Einstein, doğduğu ülkeyi terk etmek zorunda kalmış ve   ABD‘ye iltica etmiştir. British Museum yetkilileri, Heathrow Havaalanı’nda biriken on binlerce belge arasından, Einstein’in Nazi Almanya’sından kaçıp İngiltere’ye giriş yaptığında kullandığı uçuş kartını ortaya çıkarmışlardır. Einstein’ın imzasını da taşıyan belge  Einstein‘ın  26 Mayıs 1933  tarihinde  Belçika’dan İngiltere’ye giriş yaptığını kanıtlamaktadır.  Belgenin mesleği hanesinde ‘profesör’, uyruğu ‘İsviçre’ yazılıdır. Einstein, Almanya vatandaşlığından çıkıp, İsviçre vatandaşlığına geçmiştir. İngiltere, Einstein’ın ABD’ye yerleşmesinden önce yaşamını güven altına aldığı bir ülke olmuştur.

 

Einstein’ın 1933 yılında Türk yetkililerine yazdığı mektubun Almanca, İngilizce ve Türkçe metinleri aşağıdadır.

 

 

Brief Einsteins an die Türkei bzw. an den damals Amtierenden Ministerpräsidenten Ismet Inönü.

17.9.1933

(Absender:) Union der Gesellschaft “OSE” Für den Schutz und der Gesundheit der jüdischen Bevölkerungen

Seine Exzellenz
Der Präsident des Ministerkabinetts
der türkischen Republik

17 September, 1933

Ihre Exzellenz

Als Ehrenpräsident der Weltvereinigung “OSE” wende ich mich bittend an Ihre Exzellenz, um 40 Professoren und Ärzten aus Deutschland zu erlauben, ihre wissenschaftlichen und medizinischen Arbeiten in der Türkei fortsetzen zu können.

Die oben erwähnten Personen können sich nicht weiter in Deutschland betätigen, da die dort derzeit herrschenden Gesetze es nicht zulassen. Die Mehrheit dieser Männer besitzen große Erfahrungen, Kenntnisse sowie wissenschaftliche Verdienste und könnten, wenn man sie in ein neues Land umsiedeln würde, sehr nützlich sein.

Aus einer großen Zahl von Bewerbern hat unsere Vereinigung 40 erfahrene Fachmänner und prominente Gelehrte ausgewählt, und wendet sich hiermit an Ihre Exzellenz, um diesen Männern zu erlauben, sich in Ihrem Land niederzulassen damit sie Ihre Arbeit ausüben können.

Diese Wissenschaftler sind bereit, ein Jahr lang ohne jede Vergütung in einigen Ihrer Einrichtungen gemäß den Anweisungen Ihrer Regierung zu arbeiten.

Diesen Antrag unterstützend nehme ich mir die Freiheit, meine Hoffnung auszudrücken, dass bei einer Bewilligung dieser Bitte Ihrerseits eine Tat der großen Humanität vollzogen wird, dadurch aber auch einen Vorteil für Ihr eigenes Land mit sich bringt.

Ich habe die Ehre,
Ihrer Exzellenz zu Diensten zu sein
(Unterzeichnet von Prof. Albert Einstein)

Der Antrag wurde von der Türkei bewilligt. 1934 begrüßte die Türkei etwa 130 Jüdische sowie 70 andere verfolgte Akademiker aus Deutschland und Österreich als Gast im Land. Während des zweiten Weltkrieges rettete die Türkei tausenden von Juden das Leben. Viele sind auch danach geblieben und haben bis zu Ihrem Lebensende in der Türkei gelebt. )

 

Das Original befindet sich im türkischen Staatsarchiv

 

 

Union des Sociétés “OSE”
Pour la Protection de la Santé des Populations Juives

17 September, 1933

Your Excellency.

As Honorary President of the World Union “OSE” I beg to apply to Your Excellency to allow fo[u]rty professors and doctors from Germany to continue their scientific and medical work in Turkey. The above mentioned cannot practise further in Germany on account of the laws governing there now. The majority of these men possess vast experience, knowledge and scientific merits and could prove very useful when settling in a new country.

Out of a great number of applicants our Union has chosen fo[u]rty experienced specialists and prominent scholars, and is herewith applying to Your Excellency to permit these men to settle and practise in your country. These scientists are willing to work for a year without any remuneration in any of your institutions according to the orders of your Government.

In supporting this application, I take the liberty to express my hope, that in granting this request your Government will not only perform an act of high humanity, but will also bring profit to your own country.

I have the honor to be,

Your Excellency’s obedient servant,

(Prof. Albert Einstein)

His Excellency
The President of the Cabinet of Ministers
of the Turkish Republic

 

 

 

Ekselansları,

 

OSE Dünya Birliği’nin şeref Başkanı olarak, Almanya’dan 40 profesörle doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine izin vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselanslarından rica ediyorum.  Bu  kişiler  Almanya’da halen yürürlükte olan yasalar  sebebiyle  mesleklerini  yapamamaktadırlar. Çoğu geniş  deneyim, bilgi ve  bilimsel liyakat sahibi bulunan bu kişiler, yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler.

 

Ekselanslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğumuz  deneyim sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi, birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir. Bu ilim  insanları, hükümetinizin  emirleri doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl boyunca hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler.

 

Bu başvuruya destek vermek  amacıyla hükümetinizin talebi kabul etmesi  durumunda sadece yüksek seviyede bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi  açıklama cüretini buluyorum.

 

Ekselanslarının sadık hizmetkarı olmaktan şeref duyan

 

Prof. Albert Einstein

 

20’nci yüzyıla damgasını vuran, Türk milletinin yeniden doğuşunu ve onu Anadolu toprakları üzerinde yaşamasını sağlayan, Einstein’ın ifadesiyle  dünyanın en büyük  lideri hakkında görüş belirten  ABD eski Başkanı  Bill Clinton’un (1992-2000) Cumhuriyet’in 76’ncı kuruluş yıldönümünde Cumhurbaşkanı  Süleymen Demirel’e gönderdiği mesajı paylaşmak istiyorum: Atatürk 20’nci yüzyılın en büyük liderlerinden biridir. (Ataturk was one of the greatest leaders of the 20th century)

 

Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışından bu yana 79 yıl geçti ama O, aramızda yaşıyor, fikirleri ile de yaşamaya devam edecektir.

<Devletimizin banisi ve milletimizin fedakar, sadik hadimi, insanlik idealinin asik ve mumtaz simasi, essiz kahraman Ataturk. Vatan sana minnettardır> İsmet İnönü

<Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyet, hiç şüphesiz, geleceğimiz adına en büyük güvencemizdir> Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ekim 2012

                                                              

<Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk Milletine nasip oldu ve karşımıza çıktı> İngiltere Başbakanı D. Loyd George

 

< Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede, bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir. Bu olağanüstü işleri yapanlar, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamı ile büyük adam niteliğine hak kazanmıştır. Bundan dolayı Türkiye övünebilir” Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos

 

 

                                                                      ***

 

Ankara’ya gelen Tesla Motor’un CEO’su Elon Musk, Atatürk’ün mozolesine çiçek bırakmış ve ardından şu mesajı paylaşmıştır:  “Çiçek koydum. Üç kırık kaburga, delik akciğer ve o yine de savaştı.”  Böylece Musk Atatürk sevgisini tescil etmiştir.

 

 

Ankara’ya gelip Atatürk’ün mozolesini ziyaret etmeyen bazı İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devlet başkanları ve yetkilileri ile Atatürk ve ailesi hakkında akıl almaz beyanlarda bulunanlara  ithaf  olunur.

 

 

Okumaya devam et  Almanya’da İdam Referandumu Yapılamaz, Referandum Yapılırsa Türkiye’de Eksen Tartışmaları Gündeme Gelir

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir