AKP’nin Atatürk Cumhuriyetini Yıkmasına İzin Vermeyelim…

Henüz dünyada devrim yapmak için bir plan, bir program, bir formül icat edilmedi… - turkiye cumhuriyeti bayrak

Henüz dünyada devrim yapmak için bir plan, bir program, bir formül icat edilmedi…

Her ülke kendi koşullarından, kendi sosyal, ekonomik, politik yapısından hareket ederek başarıya ulaşır, devrim yapar…

Bu, Rusya’da böyle oldu… Çin’de, Latin Amerika ülkelerinde böyle oldu. Lenin kendi ülkesinde ayrı bir yol izledi, Mao,  Fidel Castro, Atatürk kendi ülkelerinde değişik yöntemler kullandılar…

Ama devrimciler birbirlerinin deneyimlerinden, pratiğinden ve teorisinden yararlandılar… Bu gerçeği de göz ardı edemeyiz…

Devrimci ortama, koşullara, ortaya çıkan politik durumlara göre kendisine yol haritası çizen, hedef belirleyen kişidir…

Gerçek Atatürkçü nerede, ne zaman, nasıl hareket edeceğini bilir… Bir devrimci, sonuca ulaşmak, başarmak istiyorsa eğer dedikodu, safsata, grupçuluk yapmamalı, hayali kurtuluş hedefleri belirlememelidir…

Şimdi deniliyor ki “Y-CHP geçmişte çok büyük hatalar yaptı… Zaman zaman Atatürk ilkelerine aykırı hareket ederek partisine zarar verdi… Atatürk düşmanlarını, Fethullah Gülen yanlılarını, bölücüleri yönetici kadrosuna aldı… Cumhuriyet hükümetini Dersim Katliamı yapmakla suçladı…”

“Kılıçdaroğlu şimdi “Adalet” için yürüyor… Ama İşte bu nedenlerle biz onun arkasından gitmeyeceğiz…”

Elbette bu söylenenlerde bir haklılık payı vardır… Elbette vatanımızın bu günlere gelmesinde onun bu hatalarının da etkisi olmuştur…

Doğru… Elbette bu gerçeği biz, particilik yapma uğruna, başımızı devekuşu gibi kuma gömerek,  görmezden gelemeyiz, inkâr edemeyiz…

Ve ben bu nedenle, zaman zaman, yapılan bu yanlışları en sert ve net bir biçimde eleştirdim…

Ama durum şimdi farklıdır… Durum değişmiştir… Yeni koşullar ortaya çıkmıştır… Adalet ayaklar altına alınmış, hukuk guguk olmuştur…

Sorun ne Enis Berberoğlu, ne Ahmet, ne Mehmet sorunudur… Sorun bir siyasi parti, siyasi kuruluş sorunu da değildir…

Sorun şu anda tüm Türkiye’nin sorunudur… Ülkemiz, bugün zorba, başına buyruk bir dikta yönetimi ile karşı karşıyadır. Bu zorba yönetim, vatanı babasının çiftliği gibi yönetmektedir…

Ve Atatürk Cumhuriyetini yok etme yolunda, yeni bir dönem başlatmak, yeni bir aşamaya geçmek için kolları sıvamış, taarruza geçmiştir…

Amaç FETÖ ile birlikte yıktıkları Cumhuriyetin yerine şeriatçı bir düzen kurmak, Türkiye’yi  1923 devrimine bir daha dönemeyecek şekilde, kötürümleştirmek, sakat bırakmaktır…

AKP, bunun için yeni bir yoklama yeni bir deneme yapmakta, halkın tepkisini ölçmektedir…

Bu girişime karşılık Kılıçdaroğlu haklı ve yerinde bir kararla 1 ay sürecek bir ADALET YÜRÜYÜŞÜ başlatmıştır…

Bu, doğru bir karardır… Kayıtsız şartsız desteklenmelidir…

Şartlar, CHP çevresinde tüm yurtseverlerin, Atatürkçülerin toplanmasını gerektirmektedir…

Kuzey Irak’ta, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı AKP’nin, ABD emperyalizmi ile mücadele ettiği bahanesine sığınılarak bu direniş engellenmeye çalışılmamalıdır…

Bu kez hedefte CHP ve onun Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vardır… Enis Berberoğlu’ndan sonra tutuklama sırası CHP Genel Başkanına gelecektir…

Zaten Recep Tayyip Erdoğan  şu sözleri ile bu hedefini açığa vurmuştur:

“Anayasa’yı ayaklar altına alarak vatandaşı sokağa dökmek, ne milletin yararınadır ne bizim. Yollar yürünmekle aşınmaz. Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa, biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz? Ve ürkeklik, yargıya baskı, kusura bakmayın, adaletin gelişini sağlamaz. Öyle elde ‘Adalet’ pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez.”

“Yargı yarın sizi de (Kemal Kılıçdaroğlu’nu yani A.E.) bir yere çağırırsa şaşmayın. Bizim birliğimiz çok önemli. Böyle Ramazan ayı içerisinde milleti sokağa dökmek, böyle bir işe başlamak doğru değil.”

Bu kez AKP ve onun başı son yapılan Referandum Seçiminden çok korktu… “Hayır” oylarının gerçekte yüzde 57’lere ulaşması onları hayli ürküttü…

İşte bu tutuklamalar ve baskılar bu yüzdeyi kırıp, aşağılara çekmek, 2019 “Başkanlık” seçimlerinin önünü açmak için yapılmaktadır.

Türkiye şu anda Osmanlının son döneminden daha kötü koşullarda bulunmaktadır ve doğrudan emperyalizmin hedefindedir… AKP ise onun taşeronudur… Vatanımız, Kurtuluş Savaşından sonra ilk kez böyle bir yıkımla karşı karşıya gelmiştir…

Günümüzde söz konusu olan Atatürk Cumhuriyetinin bütünüyle ortadan kaldırılmasıdır…

“Kılıçdaroğlu, PKK ve FETÖ’yü kurtarmak için yürüyor” gibi masallara aldırmadan, “CHP dış müdahale istiyor, iç savaş peşinde” gibi kışkırtmalara gelmeden, bu yürüyüşü desteklemek zorundayız…

ÇARŞI MESAJINDA BELİRTİLDİĞİ GİBİ:

“ Meydanlara çıkın.

Tek mum ışığının altında memleket kurtaranları hatırlayın.

En kötüsü biber gazı, cop yeriz, tutuklanırız.

Beş yıl sonra bütün memleket açık cezaevine benzeyecekse, bugün hapisten korkmanın bir anlamı var mıdır?”

([email protected])

 ALİ ERALP


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir