Terör örgütleri “müttefik” olursa…

Atatürk Nevruz kutlamalarında, 21 Mart 1922, Ankara

NECDET BULUZ

Günlerdir Suriye ve bölgedeki gelişmelerden söz ediyoruz. Çünkü bu gelişmeler Türkiye’nin geleceğini çok yakından ilgilendiriyor. Gelecekte de başımızı en çok ağrıtacak bir konu olarak gündemin başına oturacak gibi görünüyor. Önemsediğimiz bu konuyu ve gelişmeleri bundan önce olduğu gibi bundan sonra da köşemize taşıyacağız.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütü PKK uzantısı PYD/YPG’ye yönelik Irak’ın Sincar ve Suriye’nin kuzeydoğusundaki Karaçok dağı bölgelerine düzenlediği hava harekâtına ABD’den sonra Rusya’dan da tepki geldi.
ABD ise Türkiye’nin terör örgütü PKK’yı hedef almasının ardından “müttefiklerimiz vuruldu” açıklaması yapmıştı. Bu açıklamadan sonra bölgedeki Amerikan askerleri terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde vurulan Karaçok bölgesini ziyaret etmiş, ABD’lilerle terör örgütünün elebaşları da eşlik etmişti.
Burada üzerinde durulması konu şudur:
Yıllardır dost ve müttefik olarak gördüğümüz ve işbirliği yaptığımız Amerika, bizim terör örgütü olarak gördüğümüz ve güvenliğimizi tehdit eden PKK’nın uzantısı PYD/YPG örgütüne “müttefiklerimiz” demesi Amerika’nın gerçek niyetini ortaya koymaktadır.
ABD’nin terör örgütü PKK uzantısı PYD/YPG ile yakın ilişki içinde olduğunu bölgedeki kaynaklar da doğruluyor. DEAŞ’la mücadele kapsamında ABD’nin sadece havadan değil karadan da destek verdiği, YPG içerisinde savaşan çok sayıda ABD’linin olduğu da biliniyor.

ABD Genelkurmay Başkanın başdanışmanı Astsubay Kıdemli Başçavuş John Wayne Troxell, “ABD ordusu Suriye’de DSG’ye eğitim ve mühimmat yardımında bulunuyor. Bölgeden, DSG’ye son derece güvenerek ayrıldım” şeklindeki sözlerine de dikkat etmek gerekiyor.
Asıl bundan sonra oluşacak tezgâhlara da bakalım:
Amerika bilindiği gibi PKK’yı terör örgütü olarak listesine almış görünüyor.
Ancak, Suriye’de hem PKK, hem de uzantısı PYD/YPG ile birlikte hareket etmekten de kaçınmıyor. Dost ve müttefik gördüğümüz Amerika, buna da kılıf bulmuş. Terör örgütlerinin oluşturduğu topluluğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında kullanmaya başladı.
Bu grup silahlandırılıyor. Bunu da “Bizim kara gücümüzü oluşturan ve IŞİD’a karşı mücadelede etkili olan bu gücü daha da silahlandıracağız “diyerek nedenlerini açıklıyorlar.
Artık gerek Suriye’de, gerekse bölgemizde gizli saklı bir şey kalmadı. Oyunlar açı oynanıyor. Amerika’nın yanı sıra Rusya’nın da hem PKK,hem PYD/YPG güçlerine destek verdiğini ve korumaya aldıklarını da görmekteyiz. Öyle görünüyor ki bundan sonra atmamız gereken adımları da bu gerçeklere göre atmamız gerekecektir.
Rusya Dışişleri Bakan yardımcısı Gennadiy Gatilov’un şu açıklamaları Rusya’nın tavrını göstermesi açısından önemlidir
“Türkiye’nin eylemleri konusunda bizi bilgilendirip bilgilendirmediğini bilmiyorum. Fakat bunun gibi onaysız düzenlenen her askeri operasyon bölgedeki genel duruma ve müzakere sürecine olumsuz etki ediyor. Bize gelen mesajlara göre, 24 Nisan’ı 25 Nisan’a bağlayan gece Türkiye Hava Kuvvetleri’nin uçakları Türkiye ile sınırda yer alan Irak ve Suriye’nin bölgelerine ateş açtılar. Türk tarafının açıklamalarına göre, hedef olarak PKK birlikleri ve Suriye Demokratik Birlikleri oldu. 70 Kürt teröristin öldürüldüğü bildirildi. Bu tür adımlar Moskova’yı ciddi şekilde endişelendiriyor. Söz konusu Türk askerlerinin karada gerçekten IŞİD başta olmak üzere terör örgütlerine karşı gelen Kürt birliklerine karşı eylemleridir. Irak ve Suriye’de savaş henüz tamamlanmamışken bu tür eylemler terör karşıtı güçlerin birleşmesine neden olmuyor, hatta zaten zor olan durumu daha da zorlaştırıyor. Ayrıca, Türkiye’nin yasaları görmezden gelerek egemen bir ülkeye ateş açması da endişe uyandırıyor. Devletlerarası ilişkileri ihlal eden bu tür eylemlerin kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Bu durumda tüm tarafları dikkatli olmaya davet ediyoruz. Siyasi açıdan uzak görüşlü olunması ve dikkatleri bugünün en önemli hedefi IŞİD ve El Nusra’ya karşı gelmeye çevirmek gerek.”

Okumaya devam et  PKK’dan orman yakma tehdidi

Şu iki önemli gelişmeyi de sizlerle paylaşarak bugünkü yazımızı noktalıyoruz:
Daha önce ABD ordusunda görev yapmış birçok eski askerin Suriye kuzeyinde PYD/YPG ile beraber hareket ettiği biliniyor. Halep’teki Nevruz kutlamalarına katılan Rus askerlerin komutanının da, koluna terör örgütü YPG arması takarak objektiflere poz verdiğini de unutmamak gerekiyor. Çoğu Amerikalı 8 bin yabancı askerin ise PYD’ye katıldığı tespit edilirken bu gelişmeyle ABD ile PKK arasındaki ilişki belgelendiğini de anımsatalım. IŞİD’le savaşmak için Suriye’de YPG’ye katılan İngilizler Jamie Read ve James Hughes, ailelerini ziyaret etmek amacıyla ülkelerine döndüğünü de unutmamak gerekir.

[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir