Sözlerini Kendi Yazdığı Marşla Sokaklarda Yeni Harfleri Öğreten Lider

Gazi yeni harflerin tüm yurttaşlar tarafından benimsenmesi için çareler düşünürken aklına müzikten yararlanmak gelmişti. Cumhurbaşkanlığı Şefi Osman Zeki Bey’i çağırtıp oturmasını istedi: - ataturk harfler marsi dil devrimi 1491216702
Gazi yeni harflerin tüm yurttaşlar tarafından benimsenmesi için çareler düşünürken aklına müzikten yararlanmak gelmişti. Cumhurbaşkanlığı Şefi Osman Zeki Bey’i çağırtıp oturmasını istedi: - ataturk harfler marsi dil devrimi 1491216702

Gazi yeni harflerin tüm yurttaşlar tarafından benimsenmesi için çareler düşünürken aklına müzikten yararlanmak gelmişti. Cumhurbaşkanlığı Şefi Osman Zeki Bey’i çağırtıp oturmasını istedi:

– “Zeki Bey, musiki sözleri ezberlemeyi kolaylaştırır. Düşündüm ki yeni alfabeyi halkımıza müzik yardımıyla daha kolay ezberletebiliriz.”

Gazi daha sonra Osman Zeki Bey’e harflerin listesini verdi. Önce sesli harfler sonra sessiz harfler yer alıyordu listede

a, o, u,

ı, e, ö, ü, i

b, c, ç, d, f

g, h, j, k, l,

m, n, p, r, s

ş, t, v, y, z.

– “Bu, düşündüğüm marşın güftesi. Senden ricam bu güfteyi, harflerin okunuşunu dikkate alarak, basit bir biçimde bestele. Kolayca ezberlenip söylenebilsin. Haydi burada çalışmaya başla!”

Zeki Bey çalışma odasındaki piyanonun başına geçti. Harflerden oluşan güfteyi bestelemeye başladı. Sofracı bir kadeh rakı getirip piyanonun üzerine bıraktı. Zeki Bey bitirdiğinde Gazi’ye aşağıdaki besteyi çalıp söyledi.

Gazi çok beğenmişti. Sofracıları, aşçıları, memurları, şoför ve nöbetçileri topladı. Zeki Bey çaldı, çalışanlar, korobaşılık yapan Gazi’ye uyarak marşı söylemeye başladılar. Öğreninceye kadar tekrar ettiler.  Köşkteki çalışmadan memnun kalan Gazi, birkaç gün sonra küçük bir orkestrayla birlikte şehre inip Meclis’in önüne geldi. Yoldan geçen gençleri çağırıp bir araya topladıktan sonra, orkestraya işaret verdi. Topluluk korobaşıyla birlikte önce sesli harfleri, sonra sessizleri söyledi. Gazi, ikinci söyleyiş için merakla koronun etrafına toplananları davet etti. Koro giderek büyüyordu. Gazi orkestranın şefine “Baştan alalım” dedi.

Meclis balkonundan bu çalışmayı izleyen Meclis Genel Sekreteri yanındaki görevliye dönüp: “Tarihte böyle bir lider var mıdır acaba?” diye sordu.

Turgut Özakman’ın iki kitaplık Cumhuriyet romanı 28 Eylül 1922 – 29 Ekim 1923 (Birinci Kitap) ve 29 Ekim 1923 – 10 Kasım 1938 (İkinci Kitap) arasındaki on beş yıllık dönemi anlatır. “Tarihimizi doğru bilirsek, aramızdaki anlaşmazlıkların çoğu sona erer” diyen Özakman’ın belgeler ışığında hazırlanan iki ciltlik başyapıtını mutlaka ama mutlaka okumalısınız.

Okumaya devam et  Bazen kimi kurtardığımızı farketmeyiz…

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir