Atatürk, Kur’an için “O Arap oğlunun yaveleri” dedi mi?

Mehmed Akif ve Elmalılı Hamdi (Yazır) ile Diyanet adına Ahmed Hamdi (Akseki) arasında yapılan meal ve tefsir yazılması hususundaki sözleşme(26 Ekim 1925) - soezlesme 26 ekim 1925
sözleşme-26 Ekim 1925

Mehmed Akif ve Elmalılı Hamdi (Yazır) ile Diyanet adına Ahmed Hamdi (Akseki) arasında yapılan meal ve tefsir yazılması hususundaki sözleşme(26 Ekim 1925)

Atatürk’ü “din düşmanı” ya da “İslam karşıtı” olarak göstermeye çalışanların istinat ettiği argümanlardan birisi de, Atatürk’ün Hz. Peygamber ve Kur’an-ı Kerim için “O Arap oğlunun yaveleri” dediği şeklindeki nakildir.

Lütfen hiç kimse, tıpkı General Kâzım Karabekir örneğinde olduğu gibi, saltanatın ve hilafetin kaldırılmasından tutun da laikliğin temelini teşkil eden çeşitli inkılaplara karşı çıktıkları için Atatürk tarafından dışlanan, ordudan ve aktif siyasetten uzaklaştırılan Atatürk muarızlarının ve muhaliflerinin veya Cemal Granda gibi, bir zamanlar onun sofrasında çöplenirken sonradan kenara itildikleri için Atatürk’e düşman olmuş veya kimi menfaat çevrelerince yönlendirilmiş kimi adamların iftira kokan nakillerine bakarak Atatürk’ü dinsiz ve din düşmanı olarak yaftalamaya kalkışmasın.

Neymiş efendim; Atatürk, Cumhurbaşkanı olduktan ve bütün kuvvetleri avucunda topladıktan sonra, tavrı değişmiş, Hz. Muhammed’den “Arab oğlu” Kur’an-ı Kerimden de “O Arab oğlunun yaveleri”, yani saçma sapan sözleri diye bahsetmiş. Kaynak kim; Kâzım Karabekir! Bunları ciddiye alıp yazan(1) ve televizyon televizyon gezip iştiyakla anlatan kim? Bir zamanlar Türk Milliyetçilerinin “ağabey” olarak kabul ettikleri ve onlara Atatürk sevgisini aşılayan Yavuz Bülent Bakiler.

Yavuz Bülent Bakiler’in 6 Kasım 2014 gecesi Habertürk TV’de yayınlanan “Öteki Gündem” isimli programda anlattığına  göre Atatürk Kazım Karabekir’e demiş ki: “Karabekir, Kur’an-ı Türkçeye çevirttim; millet okusun ve o Arap oğlunun(peygamberden bahsediyor), o Arap oğlunun ne yaveler yediğini görsün diyor, Atatürk’ün Kur’an-ı Türkçeye çevirmesinin başında bu geliyor…”(2).

Bu bilgi en başta tarih itibarıyla yanlış ve hatta yalandır. Sözün kaynağı kim, Kazım Karabekir. Çünkü konuşma, Atatürk ile Kazım Karabekir arasında geçiyor. Kazım Karabekir kim? Milli Mücadele sonrasında, yani cumhuriyetle birlikte Atatürk’le siyasi görüş ayrılığına düşmüş, Atatürk tarafından kenara itilmiş, 1924 yılında kurduğu parti (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) bir yıl sonra kapatılmış, 1926 yılında vuku bulan suikast girişiminden (İzmir Suikastı) dolayı idamla yargılanmış, ancak berat etmiştir. 1927 yılında milletvekilliği görevi sona erdikten sonra 10 yıl süreyle, yani 1937 yılına kadar sürekli takip ve gözetim altında tutulan 84 kişilik muhalifler grubunun başında yer almış, bu süre zarfında inzivaya çekilerek bazı kitaplar yazmış ancak yazmış olduğu “İstiklal Harbimiz” isimli kitap toplatılarak yakılmıştır. Özetle; Kâzım Karabekir, İsmet Paşa’nın Cumhurbaşkanı seçilmesine kadar aktif siyasetin dışında tutulmuş bir Atatürk muhalifidir. 26 Ocak 1939 seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçilerek ancak aktif siyasete dönebilmiş birisidir. Bu sebeple, onun konuya ilişkin sözlerine itibar edilemez.

Öte yandan Cumhuriyet döneminde hazırlanan ilk Kur’an Mealleri ise yanlış bilmiyorsam Ömer Rıza Doğrul tarafından 1934 yılında “Tanrı Buyruğu” adıyla yayınlanan kitap ile Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tarafından 1935 yılında hazırlanan ve halk arasında “Elmalı Tefsiri” olarak da bilinen “Hak Dini Kur’an Dili” isimli meal ve tefsirdir. Muhammed Hamdi Yazır’ın ise eserini Atatürk’ün talebi ile ve devlet bütçesinden ayrılan tahsisatla, yani devlet adına yazdığı bilinmektedir.

Aslında Atatürk, tefsir hazırlama görevini Muhammed Hamdi Yazır’a, Kur’an Meali hazırlama işini de Mehmet Akif Ersoy’a vermiş, Muhammed Hamdi Yazır, verilen görevi yerine getirdiği halde, Mehmet Akif Ersoy bu görevi yerine getirmemiştir/getirememiştir. Bu görev üzerindeyken Mısır’a gitmiş, uzun süre de orada kalmıştır. Daha sonra bu görevi de Muhammed Hamdi Yazır yerine getirmiştir. Öte yandan; damadı Ömer Rıza Doğrul tarafından 1934 yılında yayınlanan “Tanrı Buyruğu” isimli mealin, en azından bazı bölümlerinin Mehmet Akif Ersoy’a ait olduğu konusunda ciddi iddialar da bulunmaktadır.

Bu sebeple biz, Yavuz Bülent Bakiler’in bahsetmiş olduğu Kur’an Meali’nin, Atatürk’ün talebi ve görevlendirmesiyle Muhammed Hamdi Yazır tarafından 1935 yılında hazırlanan “Hak Dini ve Kur’an Dili” isimli meal ve tefsir olduğunu kabul ediyoruz ki; bu tarihlerde Atatürk ile Kâzım Karabekir adeta düşman derecesinde dargındırlar. Bu sebeple Yavuz Bülent Bakiler’in dediği gibi; Atatürk’le Karabekir’in bir araya gelip Kur’an Meali üzerinde değerlendirme yapmaları en başta tarih itibarıyla mümkün değildir. Dolayısıyla; en azından bize göre, Yavuz Bülent Bakiler’in konuya ilişkin sözleri, herhangi bir gerçeklik değeri olmayan yanlış bilgilerden ibarettir!

Okumaya devam et  Avrupa Birliği’ne Güven Kalmadı

Gelin görün ki; Atatürk muhalifleri bunun da kolayını bulmuşlar ve bahse konu konuşmanın tarihini 1923’ün yaz aylarına kadar, yani Mustafa Kemal Paşa ile Kazım Karabekir Paşa’nın barışık olduğu zamana götürüvermişlerdir! Elbette yine Kazım Karabekir’i kaynak göstermek suretiyle(3). Gelin görün ki; bu tür adamları yine kendi yayınladıkları belgeler yalanlamaktadır. Çünkü “Mehmed Akif ve Elmalılı Hamdi (Yazır) ile Diyanet adına Ahmed Hamdi (Akseki) arasında yapılan meal ve tefsir yazılması hususundaki sözleşmenin son sayfası” diyerek yayınladıkları belgenin tarihi 26 Ekim 1925. Yani Kazım Karabekir’in partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapatıldığı, Kazım Karabekir ile Mustafa Kemal’in aralarının açıldığı, yani muhalefetin gücünü kaybettiği tarihten (05 Haziran 1925) 4.5 ay sonrası(4). 

Yani Mustafa Kemal Paşa’nın konuya ilişkin düşüncesi ve planı, eğer Kazım Karabekir’in;

“Belli olmayan hususlardan birisi de, hükümetin din, daha doğrusu İslamiyet hakkındaki git-gelleriydi. Nitekim Kur’an-ı Kerim’in Türkçeye çevrilmesi meselesi, bu git-gellerden biriydi sadece. 14 Ağustos akşamı Türk Ocağı’nda verilen çay ziyafetinde ilk tehlikeli hamle göründü. Bakanlardan kimse yoktu. Hayli geç gelen Mustafa Kemal Paşa, bilim heyetinin şimdiye kadarki mesaisiyle ilgili görünmeyerek ‘Kur’an’ı Türkçeye aynen tercüme ettirmek’ arzusunu ortaya attı. Şer’iye Vekili Konya Milletvekili Hoca Vehbi Efendi ve bunun gibi sözüne inandığım bazı zatlar şu bilgiyi vermişlerdi:

‘Gazi Kur’an-ı Kerim’i bazı İslamiyet aleyhtarı züppelere (Cemil Said’i kastediyor) tercüme ettirmek arzusundadır. Sonra da Kur’an’ın Arapça okunmasını, namazda bile yasaklayarak bu çeviriyi okutacak! Ve o züppelerle işi alaya boğarak güya Kur’an’ı da, İslamiyet’i de kaldıracaktır. Çevresindekiler böyle bir çevre, kendisini bu tehlikeli yola sürüklüyor.’

Aynı akşam bu fikre ayak uyduran bazı kişileri görünce bu tehlikeli gidişatı önlemek için Mustafa Kemal Paşa’ya şöyle cevap verdim: ‘Devlet Başkanı sıfatıyla din işlerini kurcalamanızın içeride ve dışarıdaki etkileri çok aleyhimize olur ve bize zarar verir. İşi ilgili makamlara bırakmalıyız. Fakat din konusu rastgele şunun bunun içinden çıkabileceği basit bir iş olmadığı gibi, kötü politika zihniyetinin de işi karıştırabileceği göz önünde tutularak, içlerinde Arapçaya ve dinî bilgilere hakkıyla vâkıf değerli şahsiyetlerin de bulunacağı yüksek ilim adamlarımızdan oluşan bir kurul toplamalı ve bunların kararına göre tefsir mi, tercüme mi yapmak uygundur, ona göre bunları harekete geçirmelidir.’

Mustafa Kemal Paşa bana şu cevabı verdi: ‘Din adamlarına ne gerek var, dinlerin tarihi malumdur. (Kur’an’ı) Doğrudan doğruya tercüme edivermeli!’

Bu fikrine şöyle karşılık verdim: ‘Sömürgeleri Müslümanlarla dolu olan büyük milletler Kur’an’ı kendi siyasî çıkarlarına göre dillerine tercüme ettirmişlerdir. İslam dinine ve Arapçaya hakkıyla vâkıf kimselerin bulunmayacağı herhangi bir kurul, tercümeyi mesela Fransızcasından yapabilir. Fakat bence burada eğitim programımızı tespit için toplanmış bulunan bu yüksek kuruldan, vicdanî bir mesele olan din bahsinden değil, pozitif bilim cephesinden yararlanmak hayırlı olur. Kur’an’ın yapılmış tefsirleri var, gerekirse yenisini de yaparlar. Devlet otoritesini bu yolda yıpratmaktansa enerjimizi millî kalkınmaya akıtmak daha hayırlı olur.’

Mustafa Kemal Paşa bu beyanlarıma karşı hiddetle içindekini tamamen ortaya döktü ve şöyle dedi: ‘Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kur’an’ı Türkçeye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım! Ta ki, budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler!’

Orada bulunan Hamdullah Suphi (Tanrıöver) ve Ruşen Eşref (Ünaydın) Beyler işin bir bilim kurulu önünde berbat bir şekle dönüştüğünü görerek, ‘Paşam, çay hazır, herkes bizi sofrada bekliyor.’ diyerek müdahale edip bahsi kapatabildiler. Bizler de özel masadan kalkarak sofraya oturduk, yedik içtik.”(5) şeklinde anlattığı gibi olsaydı, hazır muhalefeti ekarte etmişken ve aktif siyasetten dışlayarak ülkede tam anlamıyla bütün yetkileri elinde tutan tek adam konumuna geldikten sonra bu düşüncesini ve planını zaten hayata geçirirdi. Ancak geçirmemiştir. 

Okumaya devam et  Kültürümüze Sahip Çıkalım

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanlığı da yapan İlahiyat Profesörü Osman Zümrüt “Atatürk’ün Kur’an’a Bakışı” başlıklı bilimsel makalesinde, muhtemelen yine aynı kaynaklardan edindiği bilgilerden hareketle “Atatürk, Kur’an’ın Türkçe’ye çevrilmesi düşüncesini ilk kez 14 Ağustos 1923’te devletin eğitim politikasını belirleyecek heyete anlatmıştır. Heyette çeşitli görüşler ortaya atanlar olmuştur.” dedikten sonra “Kur’ân’ın Türkçeye çevirisi konusu, 21 Şubat 1925 tarihinde TBMM’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi görüşülürken, hatalı ve eksik Kur’ân tefsirlerinin yapıldığı gerekçesi öne sürülerek gündeme gelmiştir.” diyerek, bizim tartışmaların yapıldığı tarih dilimine ilişkin tahminlerimize oldukça güçlü bir ışık tutmaktadır(6). 

Peki, Atatürk Kur’an-ı hangi maksatla Türkçeye tercüme ettirdi?  

Osman Zümrüt, Atatürk’ün konuya ilişkin görüşünü, niyetini ve amacını uzun uzun anlatmış olduğu makalesinde: Büyük devlet adamlarının din anlayışını iki açıdan ele alabiliriz: Birincisi, devlet adamının bireysel din anlayışı ve uygulamaları, ikincisi ise kamusal alana yönelik din anlayışı ve uygulamalarıdır. Atatürk’ün din anlayışında tüm devlet adamlarındaki din anlayışlarından farklı olarak bireysel alan ile kamusal alan net olarak gerçekçi biçimde ayrılır. O, Kur’ân’ın milletçe iyi anlaşılmasını , Türkçeye çevirterek ve Türkçe Tefsir ve Hadis kitapları yazdırarak sağlamıştır. Atatürk, Kur’ân’ın anlaşılarak okunmasına ve okutulmasına son derece önem vermiştir. O, Kur’ân’ın özgün Arapça okunmasını da taktir ederek güzel sesle okunmasını özendirmiş ve Türk hafızlarını övmüştür. Atatürk, Kur’ân’ın taassup aracı olarak kullanılmasına ve istismar edilmesine son derece karşı çıkmıştır. Atatürk, en son din İslamın temeli Kur’ân’ın iyi anlaşılmasını ve çağımızdaki insanların ihtiyaçlarına cevap verecek biçimde yorumlanmasını amaçlamıştır…”(7) dedikten sonra, onun konuya ilişkin niyetini ve amacını gözler önüne seren sözlerine de yer vermektedir.

Atatürk, bahse konu makalede de yer alan sözlerinde şöyle der:

“(Türkler)Kur’an-ı Arapça okuyamazlar. Oysa şimdiye kadar (halkın kavrayabileceği düzeyde) Kur’an-ı Kerim Türkçe’ye çevrilmemiştir. Bunun başlıca nedeni, dünyadaki bütün Müslümanların başına geçerek bu ana kadar bu dini inananlarının büyük bir görkemle itibar kazanmasına hizmet etmiş olan Türklerin, İslam dinine duydukları özel yakınlıklarından dolayı Türkçe’ye çevrilmesinde olabilecek hatalardan korkmalarıdır. Oysa zamanımızda bu gibi görüşlere tahammül yoktur. Çünkü dünyada hatadan tamamen yoksun bir şey yapılamayacağı bilimsel bir gerçektir. Böyle olası bir hata endişesinden dolayı, Kur’an’ı anlamadığı bu Arap diliyle tamamen ezberleyecek düzeyde dinine aşık olan Türk Milletinin, kutsal kitabın bu yüce anlamını istediği gibi anlayabilmekten yoksun bırakmak doğru değildir…  

Kur’an’ın tercüme edilmesini emrettim… İlk defa olarak Türkçe’ye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed’in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim. Halk, tekrarlanmakta bulunan bir şey mevcut olduğunu ve din işleriyle ilgili kimselerin derdi ancak kendi karınlarını doyurup, başka bir işleri olmadığını bilsin.  

Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kur’an Türkçe olmalıdır. Türk, Kur’an’ın arkasından koşuyor; fakat onun ne dediğini anlamıyor, içinde ne var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın. 

Camilerde Türkçe Kur’an okuyacaksınız. İşte size birer tane Kur’an veriyoruz. Evet bu tercüme belki iyi değildir. Çünkü Arapça’dan Fransızca’ya ve ondan da Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Bununla beraber, Ankara’da daha iyi bir Kur’an tercümesi yapılmaktadır.”(8).

Atatürk’ün söylediği yukarıdaki sözlerden en dikkat çekeni bana göre, en sondaki sözüdür. Burada Kur’an’ın, namaz kılarken değil, camilerde halka anlatılmasından, yani Kur’an’ın Türkçe mealinin, camilerde halka vaaz ve nasihat verilirken anlatılmasından bahsedildiği çok açıktır ki; Osman Zümrüt de zaten makalesinde, Osman Ergin’in, “Türk Maarif Tarihi, İstanbul, 1977, c. 5” ten alıntı ile “Atatürk’ün Kur’ân’ın okunması konusundaki tutumu, camilerde namazda değil, namazdan önce veya sonra, vaaz ve nasihat mahiyetinde Kur’an-ı Kerim’in aslı okunduktan sonra, bu okunan kısmın Türkçe anlamının verilmesi şeklinde olmuştur.” demek suretiyle bize iştirak etmektedir(9).

Bununla birlikte Kur’an’ın Türkçe veya başka bir dile çevrilmiş haliyle namaz kılınabileceğini söyleyen ilahiyatçı ve din adamları da yok değildir. Onlar, bu konuda ashaptan Selman-ı Farisi’nin (İranlı Selman), Hz. Peygamber’in izniyle Fatiha suresini Farsça’ya çevirerek ibadet ederken okumaları için İran halkına göndermesini delil olarak gösterirler.

Okumaya devam et  Donald Trump Kudüs Açıklamasının Ardından 24 Nisan’da “Türkler Ermenilere Soykırımı Yaptı” Derse Ne Olur?

“Arabın Oğlu” İfadesi Hakaret Değildir!

Konuya ilişkin olarak şu kadarını da söylemeliyiz ki; Hz. Peygamber için “Arap Oğlu” anlamına gelen “İbn-i Arap” tabiri söylenmiş olsa bile, bu tabir hakaret içirmez. Hele de Araplar için! Çünkü Araplar, değil kendilerine Arap denilmesinden, “Bedevi” denilmesinden bile gurur duyarlar. Ben buna, 1984 yılında bizzat şahit oldum. 1984 yılı hac mevsiminde, “Ebva Köyü” üzerine yapmış olduğum bir çalışma sırasında Ebva köyünde kendisinden bilgi aldığımız Amr b. Şiteybi Numan El-Harbî isimli yaşlı köylü, tercümanımızın “Amca sen bedevi misin?” şeklindeki sorusuna “Elhamdülillah” , yani “Allah’a şükürler olsun” şeklinde cevap vermiştir!

Şahsen birisi bana “Türk oğlu” anlamında “İbn-i Türk” dese, ben bundan alınmam, tam tersine gurur duyarım. Herhalde Yavuz Bülent Bakiler de gurur duyar kendisine söylenecek böyle bir tabirden. Zira Sivaslı olmakla, o da tıpkı benim gibi Türk oğlu Türk’tür. Tıpkı ailesi aslen Tokatlı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün de Türk oğlu Türk olduğu gibi. En büyük Mutasavvıflardan birisi olan Muhyiddîn-i Arabî’nin kısaca “İbn-i Arabî” olarak zikredildiğini konuya vakıf herkes bilir bu memlekette.

Yavuz Bülent Bakiler’e sormak gerekir; “Madem Atatürk, Allah’ın sözleri olan Kur’an-ı Kerim’i, Arabın oğlunun yavelerini millet görüp anlasın diye tercüme ettirdi, peki kendi sözlerinden oluşan Sahih-i Buhari isimli hadis kitabını hangi maksatla tercüme ettirdi? Onu da, millet Arabın oğlunun ya lellisini görüp anlasın diye tercüme ettirmiş olmasın!”

Yavuz Bülent Bakiler’in, yukarıdaki konuşmasının devamında söylediği “Atatürk zamanında okutulan dört ciltlik tarihimiz vardır. O tarihte İslamiyet’le ilgil,i peygamberle ilgili söylenenleri burada size okuyabilirim. Muhammed kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı bir dine vatandaşlarını davet etmeye başladı. Bunun adı İslam’dır… Bunu devrin en önemli şahısları yazmışlar. 1931 yılında devlet matbaasında basılmış…”şeklindeki sözleri de kendi adına tam bir talihsizlik sayılmalıdır(10).

Çünkü bu sözleriyle, Y.B.Bakiler, başkalarınca yazılmış şeyleri de Atatürk’ün üstüne yıkmaya tevessül etmektedir. Neymiş efendim, devrin önemli yazarları “Muhammed kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı bir dine vatandaşlarını davet etmeye başlamış. Bunun adı İslam’dır…” demişler imiş!  E ne var bunda? İslam Dini, elbette Hz. Muhammed tarafından “Allah, bunları benim size tebliğ etmeme istedi. Ben bunları tebliğ edilmekle görevlendirildim” diyerek tebliğ edilmiş bir dindir.  O, söz konusu Kur’an ayetlerini Cebrail veya başka bir suretle (içe doğma ya da sadık rüyalar vs. yollarla) alırken, onu gören hiç kimse yoktu yanında. Üstelik O, o güne kadar hiç duyulmayan ve insanlar için bir anlamda gaip olan konuları aktardı insanlara. Sözlüklerimiz ise “Bulmak” filini “varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek” şeklinde de tarif etmektedirler. Bu itirabla, Hz. Peygamber’in, ayetleri çeşitli yollarla Allah’tan alması şeklindeki eyleminin, başkaları tarafından “bulmak” fiiliyle ifade edilmesi, çok da yanlış sayılmamalıdır.

Dolayısıyla; milliyetçi bir aydın olarak insanlar arasında az çok isim yapmış ve kabul görmüş bir kişi olan Yavuz Bülent Bakiler’e, son yıllarda özellikle Atatürk’e karşı takınmış olduğu hoyratça tavır asla yakışmamaktadır. Kendisiyle sohbet etme ve karşılıklı mektuplaşma imkânı bulmuş bir kişi olarak diyebilirim ki;  üstat son yıllarda hızlı ve ilginç bir değişim yaşamaktadır!

Sürecektir.


1-Yavuz Bülent Bakiler “Atatürk dinin nasıl öğretilmesini istiyordu -1-” başlıklı makalesi (Türkiye gazetesi, 18.08.2012). turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yavuz-bulent-b%C3%A2kiler/545763.aspx,

2- facebook.com/ateisturk/videos/892960957431105/,

Bu konuda daha geniş bilgi almak için bkz. “Seninle Ülküdaş değiliz artık” başlıklı yazımız, sessizliginsesleri.blogspot.com.tr/2014/11/seninle-ulkudas-degiliz-artk-omer-saglam.html

3- Mustafa Armağan, “ Atatürk Kur’an’ı neden Türkçeye çevirtmişti?” başlıklı makalesi,

4- Mustafa Armağan, agm.

5-Mustafa Armağan, agm.

6- Prof. Dr. Osman Zümrüt, “Atatürk’ün Kur’an’a Bakışı” başlıklı makalesi, Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, İstanbul, 1977, c. 5, s. 1957.,

7- Osman Zümrüt, agm.

8- Osman Zümrüt, agm.

9- Osman Zümrüt, agm.

10- bkz. 2 nolu dipnotta belertilen video kayıtları.


Comments

“Atatürk, Kur’an için “O Arap oğlunun yaveleri” dedi mi?” için 103 yanıt

  1. Kur an-ı insanlar anlasın diye tercüme etmekle , “arapoğlunun ne naneler yediğini bu millet görsün” diye tercüme ettirmek arasında karlı dağlar kadar fark olduğunu bilmeyecek kadar cahil birinin yazdığı bu yazının hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur.

  2. Gerçekten içi boş insanlarsınız. Bismi Rabbike safsatası diye kendi eliyle kaleme alan M.Kamal’in bunu demiş olmasına neden şaşıyorsunuz. Adam ben dinsizim ve din düşmanıyım diyor siz hala ısrarla Atatürk hafızdı gibi saçma sapan şeylerin arkasına sığınıyorsunuz. Buna kendi putuna tapınma denir.

  3. Peki kuran ayetlerinden ikra bismi rabbike safsataları diye bahsettiği kamalın kendi el yazması mektuptamı kazım karabekirin uydurması?

  4. dssdsdv

  5. Paşam sen bi sus şimdi. Samimi dindar olduğunu yutturmaya ćalışıyoruz.

  6. iyi demiş Cuneyt, bu da sana kapak olsun, kamallar kovalasın seni

  7. OguzTürk ilhan avatarı
    OguzTürk ilhan

    Sayin Özel Büro Bayan ve Bay Yetkilileri.
    ALLAH Rati olsun Sizlerden aydinlattiginiz icin
    OguzTürk Ilhan

  8. Rıza Vedat avatarı
    Rıza Vedat

    Kendisi 1926 yılında Peygamber için haşa Ahlaksız bir Arabın görüşlerinden oluşan İslâm artık ölmüştür dedi. Kitabın İngilizcesi de ortada. Siz kimi kandırıyorsunuz?

  9. Ben senin türkçe anlayışını sikiyim bulmak fiili kaybolan bir şeyi ortaya çıkarmak kaybolan bir şeyi keşfetmek anlamında kullanılır senin beynini sikeyim. Atatürk apaçık bir islam dini düşmanıdır. Atatürk islam dini için Hz.Muhammed kendi uydurduğu ve doğru olduğuna inandığı yolu anlatmıştır diyor buradan ne anlıyorsun mal

  10. Nejmi Bildircin avatarı
    Nejmi Bildircin

    Yeni İSLAMIN GERÇEKLERİ yazısı
    Muhammed ve Peygamberlikde Dikiş Tutturamayanlar!
    by bayraktr

    Arabistanda 7.yy da bir çok insan ortaya atılarak Peygamberlik iddiasında bulundu. Bazılarıda çevreleri tarafından iteklendi. Bunların çevresinde hemen bir kitle oluşuyor,en azından kendi kabilesince destekleniyordu.’Peygamber’ gelen kabile hemen diğer kabileler üzerinde maddi,manevi menfaat tesis etme çabalarına girişiyordu. Bu sözde Peygamberlerin içinde bazıları gerçekten uzun süre tutundular.
    Başta gelen sahte Peygamberler şunlardı;
    Esved ül-Ansi
    Tuleyha Bin Huveylid
    Secah
    Muhammed bin Abdullah
    Müseylimet ül-Kezzab
    Fakat sonuçta bir tanesi hariç hepsinin foyaları ortaya çıktı ve hiçbiri peygamberlikte dikiş tutturamadı. Muhammed ise elinde kılıç uydurduğu dini tüm arabistana yaydı ve başarıya ulaştı. Şimdi Muhammed’in ve İslam’ın ortaya çıkmasının hemen öncesinde nasıl bir ortam vardı, bunu irdeliyelim.
    Bu sahte peygamberlerin türediği dönemde Araplarda hakim olan inanç putperestlik dini idi. Diğer dinler komşular vasıtası ile belli bölgelerde etkilerini gösterseler de, Mekke ve Hicaz da bu dinlerin hiç biri hakim olamamıştı. Kabe o zaman da İbrahim’in tapınağı olarak biliniyordu ve kutsaldı.Savaşa gidenler, başlarını kazıtarak Kabe’yi ziyaret ederdi. Yarımada’nın çeşitli yerlerinde Kabe’ye benzer yüz kadar daha tapınak vardı, onların da etrafı tavaf edilir ve kurbanlar kesilirdi. Kureyşlilerin Mekke dışında Kabe ye ek olarak Batn-ı NAHLE’de, Uzza tapınağı vardı ve bakımı Süleym kabilesine aitti.
    Putperestliğin tabii sonucu olarak Arabistan’ında bir put veya tapınak edinmek oldukça önemliydi. Hemen her evde tapınılacak bir putun yer aldığı Arabistan’ında, ayrıca Kâbe veya tapınak önlerine de taş dikilirdi. İbadetlerin toplu olarak yapıldığı yerler, çok sayıda putun yer aldığı tapınaklar olup, ibadetler tavaf eder gibi taşın çevresini dolaşmak suretiyle gerçekleştirilirdi. Göçebelerin tapınak ihtiyacını karşılamak için de konaklanılan yerlerde kurulan çadırlardan biri tahsis edilirdi. Araplar nezdinde büyük saygınlığı olan bu tapınaklar çoğunlukla “beyt” adıyla anılsa da, küp şeklinde olanlarına “kâbe” denmekteydi. Yemen’in San’a bölgesindeki Riyam tapınağı, Cahiliye döneminin en tanınmış tapınakları arasında yer almaktaydı.
    Araplar o dönemde cinlerin varlığına da inanır ve onları Allah’ın kızları sayarlardı. Lat Uzza ve Menat ta birer cin bulunur ve bunların konuştuğuna inanılırdı. Diğer monoteist dinler kulaktan kulağa yayıldıkça Araplar da artık bu put olaylarına eskisi kadar rağbet etmiyorlardı ve geniş kudretli bir Tanrı fikrini daha mantıklı buluyorlardı. Tanrılara,yani putlara olan bağların zayıflaması Arap toplumunun zayıfladığını akla getirmemeli, çünkü Araplar da bağlar ve birlik din değil kan yolu ile kurulmuştu, yani akrabalık şeklinde. Artık yazılan şiir ve kitabelerden anladığımız kadarı ile Araplar Tanrılar’ın üzerinde olan bir Allah fikrini benimsemeye başladılar ve hatta Allah üzerine yemin etmeye ve Allah içeren isimler almaya başladılar. Bu bağlamda Kuran daki ‘Biz putlara ancak bizi Tanrı’ya yaklaştırsınlar diye tapıyoruz’ ayeti de bu durumu teyit etmektedir.
    Araplar da daha önce Tanrı’nın özel bir adı yoktu,her kabile kendi Tanrısını kastederek Rabbimiz yani efendimiz veya İlahımız derdi. Farklar putlardan geliyordu, mesela Sakiflerin Rabbinin müennesi el-lat tı, başka kabileninki farklı olduğu için Rab’den kasıt da farklıydı. Allah kelimesine geçilmesi ile bir anlam bütünlüğü, işaretlenmiş ve özel bir Tanrı, Tek Tanrı kavramı ortaya çıktı ve gelişti. İslamiyetten hemen önce Araplar kainatı kuran ve düzenleyen tek bir Tanrı’ya hükmetmişlerdi fakat bu yetmiyordu, onunla bir bağ kuramamışlardı ve bir din oluşturamamışlardı. İsa ve Musa dinleri vardı ama Araplar onlara pek yanaşmıyordu, çünkü Musa dini milli bir dindi, yahudi dini idi ve İsa dini ise zulum altında olan fakir Araplara diğer yanaklarını çevirme veya sabır ve tahammül tavsiye ettiğinden, milli akidelere ters düşüyordu.
    Aynı zamanda Araplar diğer dinlere karşı oldukça lakayt idiler, aynı kabile içinde farklı dini inançlar huzursuzluğa yol açmadığı gibi, Kabe’nin bile direkleri üzerinde Meryem ve oğlu İsa’nın resimleri bulunmasına kimse ses çıkarmıyordu. İşte bu sebeble mekkeliler Muhammed’e de ilk zamanlarda ses çıkarmadılar ancak Muhammed putlara hucum başlayınca, Mekke’nin artık iktisadi merkez olmayacağını düşünen Mekkeliler İslamiyete cephe aldılar.
    Arabistan’a sızmış olan dinler arasında Mandeenler ve Harran Sabiileri olarak ikiye ayrılmış olan Sabiiler vardı. Mecusilik yani Zerdüşt dini İran dan sızmıştır, daha çok Oman Bahreyn ve Yemen de etkisi vardı. Musevilik münferit yerlerde egemenlik kurmuştu bunlar Hayber, Teyma,Yesrip ve Fedek vahalarıdır. Hristiyanlık ise hristiyan esirler ve Habeşistan, Suriye’ye gidip gelen şarap tüccarları sayesinde sızmıştır. Yarımadada hristiyanlık en büyük zaferini Necran da kaydetti.
    Muhammed den önce Mekke Taif ve Medine’de putperestlikle tatmin olmayan bir takım insanlar belli araştırmalara girmişti, Tevrat ve İncil’i de inceleyen bu kişiler kendilerine Hanif demekteydi. Bunlar özellikle ataları ve Kabe’nin kurucusu gördükleri İbarahim’in dinini araştırıyorlardı. En meşhur Hanifler, Varaka bin nevfel (Hz Hatice’nin amcasının oğlu) Osman Bin Huveyris (Bu da aynen) Ubeydullah Bin Cahş (Muhammedin hala oğlu, Zeynep’in ağabeyi ve yine Muhammed’in karısı olan Ümmü Habibe’nin ilk kocası) Zeyd bin amr bin nevfel. Bu dörtlü çete oldukça fazla faaliyet yapmıştır.Varaka Muhammed’e görünen meleğin Cebrail olduğunu söyleyerek onun peygamberliğini müjdeleyen ve yayan şahıstır. Bu dörtlü İbrahim dinini araştırmak üzere ayrı ayrı ayrı yönlere seyahat kararı alırlar. Ubeydullah gittiği yerde Hristiyan olur ve kalır.
    Şimdi gelelim Muhammed zamanında ortaya çıkan ama başarısız olan diğer peygamber adaylarına bakalım. Sonuçta birçok insan ortaya atılarak Peygamberlik iddiasında bulundu. Bazılarıda çevreleri tarafından iteklendi. Bunların çevresinde hemen bir kitle oluşuyor,en azından kendi kabilesince destekleniyordu. ‘Peygamber’ gelen kabile hemen diğer kabileler üzerinde maddi,manevi menfaat tesis etme çabalarına girişiyordu.
    Bu sözde Peygamberlerin içinde bazıları gerçekten uzun süre tutundular. Fakat sonuçta hepsinin foyaları ortaya çıktı ve hiçbiri dikiş tutturamadı. Bir tanesi hariç! Bu konu hakkında, İslam Tarihi Doçenti olan ve haince bir suıkast ile katledilen Bahriye ÜÇOK’un çalışmalarından bir kesit sunmaya çalışacağım.
    Esved ül – Ansi
    Yemen Bölgesinde oturan Ans kabilesine mensuptu. Samiler’de kahinler ve peygamberlerin Peçeli dolaşma geleneğine uygun olarak Peçe ile dolaşırdı. Kahinlik eder,güzel konuşurdu.Halkı etkiler,özellikle marifetli eşşeği ile sergilediği çeşitli hokkabazlıklar çok beğenilirdi. Bir Rivayete göre, Bir gösterisinde 100 kadar hayvanı bir çizgi üzerine dizer ve sırayla mızraklar, Hiç bir hayvan çizgi dışına kımıldamaz. Ve Halk çok etkilenir.
    Hicret’in 10.Yılında Peygamber’in Veda Haccından dönerken hastalandığı haberi toplumda yayılmıştı. Sessiz çalışan Esved bu haberi alınca Peygamberliğini ilan etti. Kendine ‘Rahman ül Yemen’ adını vererek, kahinlerin kıyafetine büründü ve Rahman adına konuşmalar yapmaya başladı. Ans, Zebid, Üded ve Mezhiç kabileleri onun Peygamberliğini kabul etti. Hatta Necran bile birtakım kolaylıklar göstermeyi kabul etti.
    Esved büyük bir isyan başlatmış ve bu isyan tüm Güney Arabistan’a yayılmıştı. Buna karşı Muhammed hasta yatağından bu bölgeye, Emir ve tavsiye mektupları göndererek isyanı bastırmaya çalışıyordu. Muhammed Yemen deki Ebna’lara bir elçi göndererek Esved’e savaş açmalarını istedi. Bu arada Benül Harisler ve Kinde halkı islamiyetten dönerek Esved’e katıldı. Böylece güçlenen Esved Necran’ı zaptetti. San’a ya ilerledi orayı da alarak, Şehr Bin Bazan’ı öldürdü ve adet olduğu üzere karısı Merzubane Azad ile evlendi. Ve Esved, Hadramvi bölgesi sınırından Taif vilayetine ve Bahreyn bölgesinden Aden’e kadar olan bütün toprakları eline geçirdi. Daha sonra Aser, Şerce, Galafika, El Cend ve Aden’i hükmü altına aldı.
    Esved ül-Ansi’nin sonu
    Esved geniş topraklara hükmediyordu ve Zafer sarhoşluğu içinde idi.Ebnaların idaresini Komutanlarından Firuz ve Dazaveyh’e vermişti. Ne var ki bu komutanları ve Kays’ı küçümsemeye, horlamaya başladı. Bu sırada Muhammed’in memurlarıbdan olan Muaz Bin Cebel, Sekun kabilesinden Müslüman bir kadınla evlenmişti ve kabile içinde güçlenmişti.
    Muhammed, Muaz’a bir mektup göndererek, Esved’in öldürülmesini istedi. Muaz harekete geçti ve Esvaed’in kendini öldürteceğinden korkan Kays’ı yanına çekmeyi başardı. İşbirliği genişlemişti aralarına Esved’in karısı Azad’ın amcaoğlu Firuz’u da aldılar. Esved’i savaş ile yenemeyeceklerinden tuzağa düşürerek öldürmeyi planlıyorlardı. Firuz Azad ile ilişki kurdu ve Azad kocasını öldürmüş bulunan Esved’e karşı onlarla işbirliği yapmayı kabul etti. Firuz saraya girdi ve Esved durumdan şüphelenmeye başladı.
    Bir meydanda, getirttiği inek ve develeri mızraklayarak bir gösteri yaptıktan sonra Vahiy duymak için kulağını yere yapıştırıp bir süre bekledi, Sonra topluluğa dönerek
    ‘Yanımda bulunan melek,’Kays asidir,onun başını kes’ diyor’ dedi,yine başını yere koyup dinledi ve bu sefer de, ‘Ey Esved, Firuz asi ve azgınlardandır, onun sağ elini ve sağ ayağını kes’ dediğini haber verdi.
    Artık vakit kalmamıştı. O gece, Esved’in karısı Azad, Firuz’u saraya alarak yatak odasına sakladı. Firuz da Kays ve diğerlerini içeri sokarak, Azad’ın yanında uyumakta olan, Esved’in kafasını kestiler. Esved öyle şiddetli bir böğürtü çıkarmıştı ki, Şüphelenerek gelen muhafızlara, Azad ‘Peygambere vahiy geliyor’ diye seslendi. Daha sonra şehrin en yüksek kalasına çıkarak Veber’e ezan okuttular ve toplanan kalabalığın önüne Esved’in kafasını fırlattılar.
    Böylece Esved tarftarları kaçarak dağıldı. Fakat bu arada muhtelif rivayetlerde,bu olaydan 1 veya 5 gün sonra Muhammed’in de öldüğü bildirilmektedir. Yani Esved tam zamanında öldürülmüştü. Eğer önce Muhammed ölseydi, Esved belki de doğacak kargaşa ortamında çok daha güçlenecek ve belkide, Dinler dahil tüm Tarih değişecekti.
    Müseylimet ül Kezzab
    Yemame, Necid’in güneydoğusunda, Bahreyn’in batısında idi, ziraatçilikle rahatça geçinebiliyor ve Hanife kabilesinin kontrolunde bulunuyordu. Hicretin 8.yılında Hevze ölünce, Müseylime, Beni Hanife’nin hükümdarı olmuştu. Müseylime, zengin topraklara ve nüfus çokluğuna sahip bulunan Yemame de Muhammed gibi yeni bir Dinin, müjdecisi olduğunu ilan etti ve Kuran’a nazireler söylemeye başladı.
    Hicret’in 10.yılında şöyle bir mektup kaleme aldı;
    ‘Tanrı elçisi Müseylime’den Tanrı elçisi Muhammed’e mektuptur. Sana esenlikler dilerim. Ben Peygamberlikte sana ortak edildim. Yeryüzünün yarısı bize yarısı Kureyşlilere aittir fakat Kureyşliler adaletle hareket etmezler’
    Muhammed mektubu okumuş ve gelen elçilere, “Siz ne diyorsunuz?” diye sormuştur.
    Onlar da aynı cevabı verince:
    “Eğer elçiler öldürülmez kaidesi olmasaydı, sizin boynunuzu vururdum…” demiştir.
    Daha sonra da, Müseylime’ye bir mektup yazmıştır. Bu mektubun metni bazı tarihlerde yer almakta, fakat orijinali elde bulunmamaktaydı. Bu tarihî vesika Topkapı Sarayı Müzesi’nin Mukaddes Emanetler Dairesi’nde ortaya çıktı. Hicretin 10. yılının sonuna doğru Muhammed tarafından Übeyy b. Kaab’a yazdırılıp Müseylime’ye gönderilen bu mektubun Türkçesi ise şöyledir (son cümle tam olarak okunamamıştır.):
    “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;
    Allah’ın Resulü Muhammed’den yalancı peygamber Müseylimet-ül Kezzab’a; Selâm hidayete tâbi kimseler üzerine olsun. Bundan sonra, bilesin ki; Yeryüzü Allah’ındır. O’nu kullarından dilediğine ihsan eder. Hüsn-ü akıbet ise muttakilerindir. (Allah’tan korkan mü’min kullara aittir). Sen ve beraberindekiler eğer tevbe ederseniz, Allah da seni ve seninle beraber tevbe edenleri affeder.’ Allah Resul Muhammed.
    Hicret’in 10. yılında Muhammed hastalanınca Müseylime etrafına kalabalık bir ordu topladı, Muhammed’in elçilerine rağmen Müslüman ahalide Müseylime saflarına geçmeye başladı. Muhammed ölünce Müseylime iyice cesaretlenmişti ama sonuçta talih Muhammed taraftarlarının yüzüne güldü ve Müseylime Ridde savaşları döneminde Halife Ebubekir zamanında öldürüldü.
    Müseylime’nin ‘Vahiy’ lerinden örnekler
    Tohum ekerek, Ekin yetiştirenler,
    Ekinleri biçenler, Buğdayları savuranlar,
    Sonra öğütenler, Onlardan ekmek yapanlar,
    Bu ekmekleri ufak,ufak doğrayarak, Et suyunda ıslatanlar,
    Ve bunların üzerine, Sade yağ dökerek yiyenler, Şerefine and içerek,temin ederim ki, Siz hayvan beslyerek,cadırda yaşayanlardan, Daha meziyetlisiniz.
    Binalarda yaşayanlar da size üstün gelmedi.
    Karanlıkları basan gece, Siyah Kurt, Ve yaşına basan, Çatal tırnaklı hayvan adına andiçerek, Üsseyid’lerin, Harem’in hürmetini çiğnememiş, Olduklarını teyit ederim.
    Muhammed dönemi sonrası ortaya çıkan diğer peygamber adayları:
    Ibnu’l Mukaffa kendine ait bir Kuran yazmaya calistigi icin, zindiklarin basi ilan edildi.
    Ebu’t-Tayyib kendine Kuran geldigini ve Peygamber oldugunu iddia etmistir. 980 yilinda oldurulmustur.
    Ebu’l- Ala’l-Muarri’nin de Kuran’a nazire olarak, kendi Kuran’ini yazmasi ve peygamberlik iddiasi nedeniyle 1074 de oldurulmustur.
    Horosanli Ebu Muslim’in katibi ve muridi Hasim (778) 2 yil hukum surdu guclendi ve kendi sarayinda sulalesiyle birlikte yakildi.
    IV Mehmet zamaninda Izmirli bir Yahudi olan Sabatay Sevi (1666) Mesih oldugu iddiasi ile ortaya cikti, 10 yil boyunca pek cok Museviyi Hiristiyan yapti. SIKISINca Islam’i kabul etti ve hayatini kurtardi.
    Zagreb’li bir Hırvat olan Ibrahim Muhammed’in cismi ile gonderildigini ve son peygamber oldugunu iddia etti. Guclendi sayisiz muridi oldu ve 1746 da idam edildi.
    Said-i Kurdi (veya Said- Nursi) de kendini bir peygamber olarak nitelemis, kitaplarini Kuran’a es deger gostermistir. Hala muridi olan bu sahtekarin, murid sayisi ve modern Turkiye’ye verdigi zarar bilinmemektedir.
    Bunlarin yani sira Abu’l-Huseyn Ahmed ibn Yahya al-Ravendi icin de Peygamberlik iddiasinda bulunuldugu iddia edilse de, al-Ravedi’nin onemli bir dusunur oldugu anlasilmaktadir. Muhammed’e sert sekilde elestirler getirirken sunlari soyluyor;
    ‘Muslumanlar, Peygamberlerinin peygamberligine delil olarak, O’nun getirdigi kitaba kimsenin nazire yapamayacagini soylemis oldugunu gosteriyorlar. Peki onlara denilse ki; Oklides de kendi kitabi gibi bir kitabi hic kimsenin yazamayacagini soylemistir. Peki Oklides boyle demekle peygamber mi oluyor?’ Al-Ravendi’nin bir cok kitabi oldugu soylenmekte ve at-Tac adli kitabinda Kuran’a nazire yaptigi aktarilmaktadir. (Bu kitap bugun elde yoktur)
    ALINTIDIR
    BU YAZI ”İslamın Gerçekleri” SİTESİNDEN ALINMADIR.OKUYUN, ARAŞTIRIN GERÇEKLERİ BİLEREK TENKİD EDİN.EN ÖNEMLİSİDE BÖYLE BİR TARTIŞMADA KÜFÜR ETMEYİN

  11. serdar avatarı

    bu yazıyı yazan kişinin atatürk dönemi tarih kitaplarında geçen “Muhammed kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı bir dine vatandaşlarını davet etmeye başlamış. Bunun adı İslam’dır…” cümlesinin nasıl anlaşılması gerektiğini anlatırken bayağı bir komik olmuş. bu yazıyı yazan kişiye naçizane tavsiyem biraz daha düşünmesidir. ben bunu hakaret amaçlı söylemiyorum. çünkü olmamış. mantıklı değil.

  12. sinan avatarı

    beyni yok fikri var. eğip bükmeyin artık , atatürk dine düşman biriydi. allayıp pullayarak işi tatlı gösterme çabası çok komik oluyor. yani herkes direk anlıyor bir bu akıllı olayın inceliğini görüyor. eh be yuh be çüş be.

  13. Zorlama bir yazı, Birde zannediyorki Yavuz Bülent Bakiler’e hatasını gösteriyor. Kendini küçültüyor veya karşısındakilerin aklını küçümsüyor.

  14. Hasan Yılmaz avatarı
    Hasan Yılmaz

    Araplar kendilerine ibn-arab denmesini elbette severler.
    Ama ķopeklerine arap ismi vermezler, verilmesine izin de vermezler.

    Tipki bizim Hindi dedigimiz hayvana İngilizlerin TURKEY dediğine kızdığımız için adımızı uluslararası camiada TÜRKIYE dedirtmeye çalıştığımız gibi.

    Ve Atatürk Araboğlu deken elbette hakaret amaçlı söylemekredir.
    Kendisinin bilmediği bir alanda içtihadlar uygulaması, (gerekçesi ne olursa olsun) hilafeti kaldırması, dünyada örneği olmayan diyanet işleri başkanlığı gibi ucube bir kurum kurup, devleti din ißlerine bulaştırması ve ardından da “devletin yönetimi lâiktir” diyerek dinkonusunda ve lâiklik konusunda pek bir fikrinin olmadığı, kendi kafasına göre dini bir kurum kurmaya çalışması, bunları yaparken NUTUK’da da belirttiği gibi din adamlarını TBMM’de tehdir etmesi, bu konularda gözünü ne kadar kararttığını ve din adamlarının tavsiyelerine tahammul değil ancak kafalarının kesileceğini söylemesi bize yeteri kadar kanıt sunmaktadır.

    Bizim Karabekir Paşa ile yaşadığı ve Karabekir gibi bir paşaya yapıp ettiklerini sizin de uzun uzadıya anlattıģınız olaylar sonucunda Karabekir’in kinle yazdığı ve toplatılan hatıralarına hiç de ihtiyacımız yoktur.
    Saygıyla.

  15. Ömer Sağlam avatarı
    Ömer Sağlam

    Bu memlekette ismini yazmaya bile korkan ne kadar çok Atatürk ve Türk düşmanı orospu çocuğu varmış meğer. Şerefsizlik diz boyu bunlarda.

  16. Muhalif olduğu için Kazım Karabekir’in sözlerine itibar edilmez demek saçmalıktır. Tarih tek kaynakdan okunmaz. Bundan 50-100 sene sonra R.Tayyip Erdoğan için düşünün aynı şeyleri bütün muhaliflerin sözlerine sırf muhalif olduğu için kenara atarsak sadece Erdoğan’ı kutsamış hatalarını görmezden gelmiş oluruz. Aynı şeyleri yapıyorsunuz. Mustafa Kemal’i sevecekseniz hatası ve sevabıyla sevin.

  17.  avatarı

    türkiye yalanlarla kalkiyor,yalanlarla yasiyor, yalanlarla yatiyor ve o ,yalanlari birdahaki nesile aktarip gercek hayati ögrenmeden ,yalanlariyla ölüyor. Ne Mutlu Düsmana,o düsmanaki birdahaki nesillerini garantiye almis yazdigi yalanlariyla. Bizi yazdigi yalanlariyla gercek hayattan cook uzak tutacak ugrasilar iceriyor. En önemlisi ;mantigini dine karsi calistirma ,dini asla sorusturma. Tabii ,cünkü aksi takdirde cikacak yalanlar ortaya. Basardilarda. bilim ve teknikte bizden 200 sene öndeler. Hadi tayip sen devam et yalanlari desteklemeye seni 1numarali türk düsmani. Atatürk size bunu anlatmaya calisti ,ama siz anlayamadiniz ve düsman tayibi gecirdi basimiza sinsi bir sekilde,nesilden nesile Atatürkcülügü silme politikasiyla. Siz HALEN UYUYUN bAKALIM; Bu sefer bir Atatürk olmiyacak malesef,düsman karilarinizin yani basinda durdugunda. Adi HAIN dIN manyaklari SIZI:

  18. Murat avatarı

    Adam ateistti boşuna kıvırmayın. Yalan söylemeyin.

  19. gürsel başdemir avatarı
    gürsel başdemir

    1-Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değilizBunlar mustafa kemalin nutukta belirtiği düşünceleridir,aç nutuk oku.2-Muhammed kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı bir dine vatandaşlarını davet etmeye başlamış. Bunun adı İslam’dır…” demişler imiş! E ne var bunda diye savunmaya geçiyorsun ya bu sözleri asıl sahibi islam düşmanı italyan oryantalist Leone Caetani ,nin islam tarihi ve muhammed kitabından alıntıdır.Mustafa kemal oradan aynen alıntı yapmıştır yani bu islam düşmanın maksadı orta yerdedir ve buna islam mütefekirleri cevap yazmıştır.Sözün maksadı orta yerdeyken kıvırmaya çalışman boş bir gayretir.

  20. Atatürkün Kişilik Özellikleri avatarı
    Atatürkün Kişilik Özellikleri

    Yazı için teşekkür ederim. Epey bir faydalandım.

  21. Robbie Barb avatarı
    Robbie Barb

    Atatürk’ün inanmama hakkı yok mu? Atatürk’ü dindar göstermeye çalışmak, onun inancını öldükten sonra farklı yansıtmaya çalışmak herşeyden evvel ona en büyük haksızlıktır, Atatürk asla inanan biri değildi, içki müptelası olması herhalde inançlı dindar biri olduğunu göstermez.

  22. Bülent avatarı

    Kıvır kıvır

  23. ataput lanetullah’in ne derece islam dusmani, ruhu islamiyete karsi kinle kararmis bir kefere oldugunu anlamak icin Kazim Karabekir’in yazdiklarini referans almaya gerek bile yok. Keferenin yaptigi dinsiz devrimler zaten nasil bir iblis oldugunu gostermeye yeter de artar bile.

  24. Senin

  25. Mehmet AYDIN avatarı
    Mehmet AYDIN

    …..yazık çok yazık kurtuluş savaşında beraber emek harcayan kahramanların nasıl yok edildiğini gördüm bu vesile ile Kazım KARABEKİR eğer kötü biri olsa idi İstanbul hükümetinin emrini yerine getirir Atatürk ü ve kurtuluş savaşını baştan sabote ederdi etmedi çünkü vatanını seven bir kahramandı o ve onun gibilerine reva görülen tek adam sultasını şimdi daha iyi anlıyorum …..lanet olsun

  26. Fatih avatarı

    Artık sizin zihniyete laf anlatmaktan usandım! Sen bile allah razı olsun peygamberimizi yazerken ‘hz. Muhammet’’ diyorsunda o bahsi geçen zad neden peygamber efendimize hz demekten çekiniyor? Boş işlerle milletin kafasını sulandırmayın olan olmuş biten bitmiş inşallah bi sonraki yüzyılda adını hatırlayan olmayacak!!

  27. Hıyar ağası avatarı
    Hıyar ağası

    Atatürke hazır ordu götüren buyrun paşam emrinizdeyim diyen ve zorla atatürk istedi diye parti kurar koskaca Kazım Karabekire laf yapacak onu düşman gösterecek kadar beyinsizsin

  28. Adımı sorma gitsin avatarı
    Adımı sorma gitsin

    Her insanınin inanma özgürlüğü vardır,sevme özgürlüğü vardır adam ben kafirim diyorsa kafirdir eşcinsel ben eşcinselim dediği zaman siz ona değilsiniz diyebiliyormusunuz?Niye kendinizle alakalı olmayan şeylere maydonoz oluyorsunuz.Atatürkü sevenler inşaallah öbür dünyada da beraber olurlar ben sevmiyorum mecburda değilim o zaman onu koruma kanunu kaldırın kim nasıl sevmek istiyorsa öyle davrasın.

  29. Mal Beyanı avatarı
    Mal Beyanı

    Sizin savunma argümanınız şu; Karabekir paşa Atatürk e muhaliftir o halde sözüne itibar edilmemeli.O halde Kemal KILIÇDAROĞLU da Tayyip Erdoğan’a muhaliftir onun da sözüne itibar etmeyeceğiz.Oldu mu böyle?

  30. Onu Bırak Da avatarı
    Onu Bırak Da

    Atatürk,5 yaşında manevi kızı Ülkü’ye neden bira içiriyor.

  31. Ne zaman bitecek bu atatürke inananlar, tapanlar

  32. Erol sayın avatarı
    Erol sayın

    Yıkık bir Osmanlıdan Cumhuriyet kurup, bizlere Vatan bırakan kişinin dini inancını sıcak koltuklarınızda tartışma imkanı bulmanız şaşırtıcı değil mi? Bu kadar rahat konuşma özgürlüğüne kavuşmanızı sağlayan Atatürk ün dini inancı çok mu önemli gerçekten. Tarih boyunca bir çok savaşta müslüman öldüren o kadar müslüman liderler var. Bunları mı tartışacaz şimdi. Mehmet Akif son noktayı şöyle koyar: Allah benim ömrümden alsın ATATÜRK e versin. Bize bu Vatanda yaşama olanağı sunan Atatürk e saygı duymak gerek. Şahsi durumu Allah ile kul arasında zaten. Bizler kim cennetlik kim cehennemlik diye bilemeyiz ki kimse de bilemez zaten diyor Allah yüce kitabında…

  33. Halil İbrahim avatarı
    Halil İbrahim

    ERDEMLİ KİŞİLER AHLAKLI KİŞİLER OLAYLARI SAPTIRMADAN DÜRÜTÇE OLDUĞU GİBİ ORTAYA KOYARLAR.

    Yazının başında Mustafa Kemalin K. Karabekire ” … Türkçe meal HAZIRLATTIM..” dediğini belirtiyorsunuz. DOĞRUSU o konuşmada “… Türkçe meal HAZIRLATACAĞIM…” dır…

    “ARAP OĞLU” ifadesini akli muhakemesi olan herkes çok iyi bilir ki HAKARET AŞAĞILAMA amaçlı bir ifadedir.

    Yazınız tamamen kendi bakış açınıza göre ALGI oluşturma amaçlı çarpıtmalar ile tenakuzlar ile doludur.

    Keşke şu KORUMA KANUNU kaldırılsa DOĞRULAR belgeleri ile ortaya konulsa.

    Herkes inancında hürdür. İsteyen inanır şsteyen inanmaz. Ama insanları olduğundan farklı (müsbet veya menfi olarak) göstermek ahlaki insani değildir…

  34. Halil İbrahim avatarı
    Halil İbrahim

    Yazınızın altına adınızı ünvanınızı da yazsaydınız…

  35. dincilik (dine dayalı ayrımcılık) ırkçılıkdan (ırka dayalı ayrımcılık) daha kötüdür. Atatürk tam başarılı olamamış ki ikisi de Türkiye’yi yok etmek üzere yeniden hortladı.

  36. siz istediniz kadar Atatürkü göklere cıkarın kendisi hiçbir dine bağlı olmadıgını dinlerin afyon oldugunu kuranın uydurma oldugunu söylemiştir. herşey ortadadır birileri çıkıp zırvalamasın….

  37. antikamal avatarı
    antikamal

    Bu yaziyi yazan kisi, bu kadar yaklasip da gercekleri gorememek ifadesinin tam karsiligi olmuşsun haberin yok.

  38. Can Touff avatarı
    Can Touff

    Zayıf bir hafıza, kafanızın karışık ve güçsüz kalmasına neden olabilir. Hafızanıza yardımcı olmak için kullanabileceğiniz birçok hafıza arttırıcı teknik vardır. Aşağıdaki makale size bu stratejileri sağlayacaktır.

    Öğeleri not almak her zaman önemli bilgileri hatırlamak için iyi bir yoldur. Bu, kanın beynin belleğinden sorumlu olan bölgesine doğru akmasına yardımcı olacaktır. Günlük tutmak ve bir şeyler yazmak gerçekten önemli bilgileri hatırlamanıza yardımcı olacaktır.

    Anımsatıcı aygıtlar, yazarların yazmada stenografi eserleri kullanma biçimine benzer.

    Egzersiz, hafızanızı korumanın en iyi yollarının önemli bir parçasıdır. Egzersiz, beyin oksijen seviyelerini yükseltir ve beyin sağlığını korur.

    Hafıza oyunları yeteneklerinizi arttırmanın iyi bir yoludur. Bu oyunların aynı zamanda konsantrasyon veya dikkati arttırma avantajı da vardır. Oyunları çevrimiçi olarak ücretsiz kullanabilmenin yolları bile var.

    Her gece yeterince kaliteli uyku almak için zaman tanıdığınızdan emin olun. Uyku, hem uzun hem de uzun süreli hafıza çalışmalarında önemli bir bileşendir. Yorgun bir akıl gerçekleri hatırlamakta zorlanır ve hatıraları saklar. Her gece biraz daha dinlenin ve hafızanızı keskinleştirmemeye çalışın.

    Hafızanızı yükseltecek kitap almak için kütüphaneye gidin.

    Bir kerede çok fazla bilgi ile kendinizi aşırı yüklemeyin. Bir gerçeği hatırlamak zorundaysanız, çalışmak için planlı oturumlar oluşturmak için zaman ayırın. Tek seferde her şeyi ezberlemeye çalışmayın. Zihniniz her şeyi takip edemeyecek ve bildiğiniz bir sonraki şey, öğrenmek için çalıştığınız şeyleri unutacaksınız. Bellek tekniklerini uygulamak için çalışma oturumları planlamanız gerekir.

    Kendine ve yeteneklerine güven. Birçok insan yaşlandıkça hafızanın azaldığını düşünür. Bu her zaman böyle olmak zorunda değildir. Hafıza kaybını önceden tahmin etmek, hafızanıza daha fazla zarar verebilir.

    Yüksek sesle hatırlamaya çalıştığınız öğeleri tekrarlayın. Bir isim gibi yeni bir şey öğrendiğinizde, bunu kendiniz iş çıkarmaya devam edin. Kendinize gerçekleri veya bilgileri yüksek sesle tekrarlamak, daha sonra hatırlayabilmenin başarılı bir taktik olduğunu söyleyerek kendinizi dinlemenize yardımcı olur. Duyulmakta sakınca yoksa, tekrar tekrar yüksek sesle tekrarlayın.

    Bildiğiniz bir şeyi öğrenmeye çalıştığınız yeni bir şeyle ilişkilendirirseniz, kısa süreli hatıraları uzun süreli olanlara dönüştürme işlemini hızlandırabilirsiniz.

    Klasik müziğin hafızayı geliştirmeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Klasik müzik dinlerken, banyoda rahatlarken müzik çalmayı deneyin.

    İlgili bölümlerde çalışmanız gereken her şeyi organize ederseniz, hatırlamayı daha kolay bulacaksınız. Anahatınızın kapsamlı olması şart değildir; geldiğiniz temel gruplama sistemi işe yarayacaktır.

    Anımsatıcı cihazlar, önemli bilgileri hatırlamanıza yardımcı olabilir. Bu, hatırlamanız gereken konuyla iyi bildiğiniz bir şeyi eşleştirmeyi içerir.

    Hafıza sürecinizi kesinlikle bir ağaç oluşturuyormuş gibi yaratmalısınız. Ezberlemek için çok fazla bilginiz varsa, önce bunun temel unsurları üzerinde çalışın. Bilgiyi düzenlemek gerçekten hatırlama hızından ve doğruluğundan faydalanabilir.

    Bilmeniz gerekenlerin ötesinde çalışmaya çalışın. Bazılarını bildiğinde bazı şeyleri hatırlamayı daha kolay bulacaksın. Örneğin, bir tanımı ve bir kelimeyi hatırlamak için, onun daha ayrıntılı bir açıklamasını okuyun.

    Yeni düşünceleri hatırlamakta zorlanıyorsanız ve fikirlerinizi sakladığınızda, kullanışlı bir ipucu. Yeni bilgileriniz olduğunda, hatırlamanız gereken, onu zaten bildiğiniz bir şeye bağlanmayı deneyin. Yeni bilgi ile zaten bildiğiniz şeyler arasında bir bağlantı kurarsanız, yeni materyali geri çağırmak çok daha kolay hale gelir.

    Çok fazla bilgiyi ezberlemeye çalışıyorsanız, tüm gerçekleri beyninize rastgele sıkıştırmaya çalışmak yerine, bilgiyi bir tür mantıksal düzende düzenlemek en iyisidir. Araştırma çalışmaları, kendinizi bu şekilde organize ederken, hafızanızda tutulan kişinin daha iyi bir şansının olduğunu göstermiştir.

    Hafızanızın azaldığını düşünüyorsanız, size ulaşmasına izin vermeyin. Yukarıdaki makaledeki ipuçları, bunları hayatınızda kullanırsanız size yardımcı olabilir. Bu yöntemlerde sabırlı ve çalışkan olun, olumlu sonuçlar görmelisiniz. Hafızanızı geliştirmedeki en iyi silahlarınızdan biri, olumlu bir tavırla bağlılığınız olacaktır.

  39. MİLLİ DİRİLİŞ Çİ avatarı
    MİLLİ DİRİLİŞ Çİ

    BİR IRAKLI GAZETECİ 1924 TEKİ İNGİLTERENİN TÜRKİYE BAŞKONSOLOSUNA SORUYOR İSTANBULU 1924 DE SAVAŞARAKMI TERKETTİNİZ ANLAŞARAKMI. CVP ANLAŞARAK. NE VERDİLER İNGİLİZLEREKİ İSTANBUL GİBİ BİR YERİ KUŞATMIŞKEN TIPIŞ TIPIŞ ÇIKIP GİTTİLER.SİZCE NE VERİLDİ VE KİM TARAFINDAN VERİLDİ. TABİKİ MUSUL VE KERKÜK. + HILAFETİN KALDIRILMASI BOGAZLARIN DURUMU VE DAHA BİR SÜRÜ İNKILAP VAADLERİ. BU YETMEZMİ ATATÜRKÜ SEVİP SEVMEMEYE BİR TÜRK FERDİ İÇİN. NEDEN BAHSEDİYOSUNUZ KARGA BEYİNLİ FOS KAFALAR.

  40. “Arapoğlunun yaverleri” ifadesi “kazım karabekir anlatıyor” kitabında (kitabın ismi başka da olabilir) Atatürkçülüğü tartışılmaz olan bir gazeteci tarafından, yani uğur mumcu tarafından aktarılmıştır. Uğur mumcunun teyid etmediği bir şeyi yazabileceğine ihtimal veremeyecek kadar güvenirim. Antikemalist olduğum halde. Atatürkün tarihe not düştüğü ifadelerinin çoğu materyalist düşüncesini doğrular niteliktedir. Özetle bu iddia y.b bakilere ait değildir. Kafadan ofsayttasın hocam

  41. TDK gönderdiği mektupta “İkra Bismi Rabbike” safsatası kelamına ne diyorsunuz ona nasıl bir kulp uyduracaksınız merak ediyoruz. Allah’ın emirlerine safsata demiştir.

  42. Haydar BAŞ ‘ın kitabını çok okumuşsun galiba.

  43. Cemal Gören avatarı
    Cemal Gören

    Yazı ve yapılan bazı yorumların gerçekler göz ardı edilerek zorlama ile yazıldığı hususu adeta sırıtıyor. Yazı ve o yorumların sahiplerine sesleniyorum, mızraklar çuvala sığmıyor kardeşim; kendinizi gülünç duruma düşürmeyin!

  44. Ataturk halka din satanlarin ekmegini kestigi icin butun bu pacavralari uydurdular hakkinda.
    Buna inanlar aynui zamanda Peygamberimiz hakkinda uydurulmus binlerce hadise de iman eden, uydurulmus bir dine mensup olanlar.
    Ataturk islamiyeti kotulemek istemis olsaydi edebi deha Mehmet Akif’e mi tercume ettirirdi?

  45. Tolga avatarı

    Halen inatla gerçeklere inanmamak için direniyorsunuz. Birini seviyorsanız sevin ama neyi sevdiğini neden nefret ettiğini bilerek sevin. Googlela “İkra bismi rabbike” safsatası diye yazıp aratın. Atatürk’ün 1931 yılında Türk Tarih ve Tetkik Cemiyetine yazdığı bu yazıyı göreceksiniz. Atatürk Allahın emirlerine safsata demiştir. Bu kadar basit ve net. Yaşayacağımız belki 70-80 belki 100 sene için ahireti yakmamıza lüzum yok. Ahirette Allah’ın huzurunda etekteki taşlar tek tek dökülecek nasılsa… İnsan sevdiğiyle haşr olur. Rabbim hepimize Peygamber Efendimizle haşr olmayı nasip etsin İnşaallah.

  46. Boş adamsınız koca bir boş, yazı baştan aşağı safsata. Mustafa Kemal’i hacı ilan edeceksiniz neredeyse… El yazmalarını nereye koyacaksınız? Afet İnan kitabını ve el yazmalarını sansürlemeden yayınlayın yiyorsa! Mustafa Kemal İslam muhalifiydi, Hz.Muhammed’e de hakaret etmiştir. Boşuna çırpınmayın, komik olmayın, insanları aldatmaya çalışmayın.

  47. Yapraam avatarı

    BOMBOŞ BİR YAZI, MUSTAFA KAMAL’ İN KURAN’A (HAŞA) SAFSATA DEDİĞİ EL YAZISI İLE SABİT. İNANMAYAN ATİLLA ORAL- ATATÜRK’Ü SANSÜRLENEN MEKTUBU KİTABINA BAKSIN!

  48. Yuh artık ne diyim ben size Kazım Karabekiri bile m.kamal düşmanı ilan ettiniz ya yuh ayrıca Parti’nin kapatılma nedeni Şeyh Said isyanına destek vermesi idi bu yüzden kapatıldı ama okumak zor dimi jdjdjdjjd

  49. gerçekler yazmakşuç teşkil edeekşe yazılmaşın.atayı koruma kanunu kalkşa şuçlamalar artar.yalanla doğrular birbirine karışır…en iyişi konuyu kapatıp ileriye bakmaktır

  50. Atatürk’e muhalif olmayı o insanın tanıklığının geçersiz olmasına gerekçe olarak göstermeniz, Atatürk’e taptığınızın kesin kanıtı olmuyor mu?

  51. “Onlar Allah’i kandirmaya ve aldatmaya kalkışırlar bilmezlerki sadece kendilerini kandırirlar” Nasıl ki nuh as gemisine idrarini ve buyuk pisligini yaparak hakaret ettiklerini zannedenlere Allah hastalik verip o boklari tek tek temizletir.Ataturk kitap ile dalga gectigini sanir halbuki o tercumeyle binlerce insan ihya olmustur.Ataput’un meclis konusmasini dinleyin gokten indirildigi sanipar kitaplar diyor

  52. Selahattin kara avatarı
    Selahattin kara

    Adam bir faniydi öldü. ömrünün son zamanlarında da dine bakışı iyi değildi hesabını Allah’a verir .öyle yada böyle milli mücadelenin sembol ismi öncüsü idi devletimizin kurucusudur saygıyı hakeder. Putlastırmaya günahsızlastırmaya lüzum olmadığı gibi itibarsizlastírmaya çalışmakta aynı şekilde lüzumsuz. Yani Atatürk hafızdı diyenleride dinsizdi diyenlerde dikkate almayın

  53. Nabacan yaprraaammm avatarı
    Nabacan yaprraaammm

    Hepsi zırva. Yazıyı yazan arkadaşın yazıyı yazdıktan sonra yazdıklarını götüyle okuduğunu düşünüyorum. Yani şöyle söyleyeyim sizi öbür tarafta Kamal atanız kurtarmayacak, ha ayriyetten şunu da belirtmek isterim ki benim dinime, kitabıma, peygamberime hakaret eden bir zibidiye zerre kadar saygı duymuyorum. Duymak zorundada değilim. Herkes herkesi sevmek zorunda diye bir şey yok. Gidin atanıza tapmaya devam edin. Kamal sizin götünüzü kurtarır 😀

  54. Bir insan putunu savunmak için ancak bukadar ıkınır. Sadece Kazım Karabekir değil gidin İngiliz arşivlerine bakın, kraliçeye gönderdiği mektuplar bakın, madem İslam düşmanı değildi neden İslama aykırı yaşadı? Neden hiç müslüman gibi davranmadı, son resimleri dansta plajda kokteylde Birtane de secdede resim getir? Yavuz Bülent bakiler madem muteber değil, ozaman Bardakçı yı dinle… Ondan da iyi biliyorum diyorsan hassss.. Derim

  55. Alper avatarı

    Atatürk’ün, Arap oğlu demesini yumusatamazsiniz. Hz. Peygamber efendimiz bile diyememiş. Neyin tartışmasını yapıyorsunuz. Dış güçlerin, Atatürk’ün kendilerine yaptığı yenilgileri ya da Atatürk ün arkasından konuştuğunu duymadım. İngiliz gemisini batıran kendi gayreti ile bir yüzbaşı. Ya da Nene Hatunların gayreti, eşlerini savaşta kaybeden kadınlarımız. Bu ülke yokluk çekti. Kendileri kosklerde cigara içerken fakir halkım ayak yalın gezdi. Halk fakir, şapka inkılabı. Halk fakir, kravat tak. Bir günde harf inkılabı ve bir günde cahilles..

  56. Tam kemalist kafasıdır, her hadiseyi mustafa kemale uygun kaafasına göre yorumlar. tam da onu yapmışssınız. cahilane bir metin.

  57. mucahid avatarı
    mucahid

    Zavallı yazar Gerçekten Sen ne cahil bir insansın böyle. Mustafa kamalın ateist metinlerini Anlamayacak ne var? Yahu Bırakın şu Mustafa Kamalı Müslüman yapmayı adam ben ateistim dinsizim diyor siz hala Müslüman yapmaya çalışıyorsunuz yazın tamamen içi boş cümlelerle dolu Tam bir fiyasko yazmışsın Hayal mahsulü Sen istediğin kadar böyle yazmaya devam et dostum gerçekler elbet bir gün ortaya çıkacak bunun böyle olmadığını sen de biliyorsun Lakin işinize de öyle geliyor ve selam

  58. Mehmet Cenani Aykut avatarı
    Mehmet Cenani Aykut

    MİLLİ DİRENİŞÇİ ARKADAŞIMIZA;
    MUSUL VE KERKÜK, 30 EKİM 1922 MONDROS ATEŞ KESİNDEN 2 GÜN SONRA USULSÜZ OLARAK İŞGAL EDİLDİ. IRAK DEVLETİ ORTADAN KALKARSA, PARÇALANIRSA ÖNCEKİ DURUMA DÖNÜLMÜŞ OLUR. TÜRKMENELİ PLATOSU (MUSUL – KERKÜK) TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE KALIR. BU GÖRÜŞÜ; DEVLET’İN, HÜKUMET’İN SAVUNMASI VE FİİLİ DURUMU YARATMASI GEREKİR.

  59. Ulan geri zekalilar icki icip sapka takmayi musluman gibi yasamamak goren enbesiller son padisahlarin hangisi hacca gitti islamin sarti degilmi hac osmanli ailesi namazmi kiliyordu islama uygunmu yasiyordu cocuklarinin yetisme tarzi nasil yasadigini arastirin bulun bakin aq embesilleri

  60. Ataş avatarı

    Padişahların yanlışlarıyla, Kamal’ın yanlışlarını örtemezsin . Asıl embesil kendini nasıl da ortaya çıkarıyor Ya Rab…

  61.  avatarı

    Peki siz bunu neye göre yazıyorsunuz Yavuz bülent bakilerin yanlış söylediğini nereden çıkartıyorsunuz gerçekler suratınıza çarpılınca savunacak yer arıyorsunuz hepiniz köpeği olmuşsunuz yazıkk

  62.  avatarı

    Mustafa kemal… namı değer atatürk… türkün atası? Vaybee… yüzde 90dan fazlası müslüman olan Türk’ün atası mustafa kemal… 40 yaşıma geldim 39 sene hiç araştırmadım.. tek bildiğim atatürk doğduğu yer, okuduğu okul, öğretmeninin ona mustafa kemal adını vermesi, annesinin ismi, babasının ismi… cumhuriyetin kuruluşu , milli bayramlar, ve atatürk sözleri… inklapları.. partisi… Türk e dair herşey Mustafa kemalden ibaret miş gibi okuttular , öğrettiler bize.. öncesi yokmuş gibi… binlerce yıllık kökenimiz silinmeye çalışılmış.. dini inancımız elimizden alınmaya çalışılmış… azınlıklar hariç hepsi müslüman olan bu milletin neden kendi dinine hakaret eden ve inancı olmayan bir yüzbaşısını Atatürk namıyla andık 100 yıl boyunca? Mareşal fevzi çakmak, general kazım karabekir ve daha birçoğu neden tanıtılmadı bizlere? Nasıl oldu da Türk böyle bir oyuna geldi? Biz kurtuluş savaşında kazandık mı? Ne kazandık, ne kaybettik? Anadolu hariç heryeri aldılar, m.kemalin doğduğu selanik dahil!!! Yazıklar olsun ki bunca yıl uyumuşuz… şükür ki bundan sonrası çocuklarım uyumayacak…

  63. tarihci avatarı

    yorumlar Türkiyenin halini anlatıyor

  64. Mehmet B avatarı

    Atatürk’ün Kuran’ı tercüme ettirmek istemesinin sebebi; İlk günden bu güne kadar Arapların ve Arap hayranlarının Kuran’ı kendi çıkarları doğrultusunda çarpıtarak şahsi çıkarlarına alet olarak kullanmasına engel olmaktır. “Arabın oğlu” diye kastedilen bu kişilerdir. Şimdi bu ifadeyi Toplumumuzda fesat çıkarmak için kullanmaya çalışmak, en hafif tabir ile aymazlık, en ağır tabir ile hainliktir. İşte “arabın oğlu” bunlardır.
    Ülkemizde fesat çıkarmak için bunu

  65. Börü avatarı

    İbadetin onda dokuzu helal lokmadır. Bu yoksa ne yapsan nafile! Bakiler senin aldığın ücret helal mi? Çalıştığın gazete onbinlerce ihlaszedenin birikimlerinin üzerine yatmadı mı? Utanmadan Devletin ödemesini istediler, Sayın Cumhurbaşkanımızda bu rezil isteklerini şiddetle reddetti, haklı olarak. Bu gazetenin sahibi nerede yaşıyor ve nerenin vatandaşı? Amerikada sefahat içinde yaşayan bu kişi 15 Temmuz öncesinde nasıl bildirimler yapmıştı, önce bunu bi hatırlayın derim. Bir insanın ne dediğinden çok, ne yaptığı önemlidir. Esasında, Bakilerin kripto olduğunu da düşünmekteyim diğer yandan. İzan sahibi bir mümin haramla iştigal etmez. Her yer kripto kaynıyor. Haramdan beslenen birinin islamdan bahsetmesi, çok ilginç. Birazcık adam olsa idi, bir gün dahi o gazetede yazmazdı. Ayrıca tgrtnin geçmişini bir hatırlayın, sanatçı diye birilerine o zedelerin parası oluk oluk akıtıldı, bu mu müslümanlık, bu mu helal, bu mu ahlak! Yine o zedelerin parasıyla, o gazetenin patronunun danışmanlığını astronomik paralarla yapan kimdi? Hangi elçiydi, ve o kimdi? Amerikada daha sonraki aldığı görevinide öğrenip not edin derim bir kenara. Asla antisemitikte değilim. Ama bir yerlere atıp tutarken önce kendine ve önüne bakmalı. Bilinki, ona, buna, şuna yok yahudi, yok ermeni, yok kürt, yok rum, yok alevi, yok sünni diyenlerin ya aslı bozuktur yada onların hizmetkarıdır. Kimmiş yahudi gördünüz işte, kimler, kimlere hizmet ediyormuş şahit oldunuz işte, hemde milyonlarca kez. Terörist fetö gibi, pkk gibi, ypg gibi, işid gibi… İla ahiri. Onbinlerce insanın alınteri ve göz yaşını gasbeden bir medya kuruluşunun haram parasından nemalanmak, ücret almak ve o gazeteden ahkam kesmek ne kadar ahlaki, ne kadar insani vede ne kadar İslami? Böyle birilerini ne derece doğru olabilir yazdıkları? Nasıl itibar edilebilir böylelerine? İçi dışı harama batmış bir mecradan helalde çıkmaz, doğruda! Pkkya, fetöye, daeşe, vesaire teröristlere karşı vede yunan vede ermenistan vede abd, vede ab, vede suriye gibi ülkelere karşı var olma savaşı veriyoruz bir sürü cephede. Birileride kalkmış, hala havanda su dövüyor, İslamın men ettiği küfrü, hakareti, ölünün arkasından çirkin sözleri, birileri hakkında hüküm vermeyi, yargılamayı şirke bata bata yapıyor. Yok zındıktı, yok ataeisti, yok kafirdi, yok yahudiydi hepsi birbirinden farklı suçlamalarla hüküm veriliyor hiç durmadan. Ölçü müslümanlık mı yoksa adamlık mı? Mümin olsa ne olur, olmasa ne olur, işe yaramaz olduktan sonra. Onun bunun hakkında laf ebeliği yapacağınıza önce o göz önünde olan bu medyadan ve bu yazar müsveddesinden başlayın? Duruş nasıl olurmuş görelim!

  66. Ömür çapar avatarı
    Ömür çapar

    Eee peki sen bunu inkar ederken hiç kendine sordunmu ?niye ezan gerçek dilinde okunmuyor da bunların isteği doğrultusunda Türkçe okutulmaya çalışılıyor?senin dilin daha düne kadar Osmanlıca yani Arapça ve farsça birleşimi değilmiydi peki bunu Türkçe’ye çevirip harf inkılâbı yapıp bir gecede değiştiren kimdir?birde şunu sorayım tepkini ölçmek için…Erdoğan gelip 2023 seçimlerini kazanıp deseki ben bundan sonra yeni kanun çıkarıyorum Türkiye’nin dili bundan sonra osmanlıcadır dese ne dersin

  67. aylin avatarı

    atı alan üsküdarı geçmi,ş derim.

  68. Atatürk'ü Sevmeyen Adam avatarı
    Atatürk’ü Sevmeyen Adam

    Ben bu adamı hiç sevmedim sevmeyeceğim de. Kazım Karabekir paşa çok iyi ve güzel huylu bir zad idi. Onun yalan söyleyeceğine inanmıyorum aslada inanmam. Atatürk gibi bi içki içen, yarı yahudi birine neden inanayım? Daha soyu bile belli olmayan birine? Veya söylemediği sözler söylemiş gibi yazılan birine? Örneğin Hazreti Ömer Radiyallahü Anh’ın Adalet mülkün temelidir sözünü neden Atatürk denen soysuza verdiler? Peygamberimizin mesleğiyle ve sahabesiyle dalga geçen bi itden ne beklenir? Çobanın arkasından giden koyunlar diye ben mi dedim aha bu Atatürk denen dedi. Yazıklar olsun şunun arkasında duran insanlara! Gözünüz kör olmuş siz açın artık.!!

  69. aklınca provakasyon yapacak… Biz de seni sevmeyiz…

  70. 1931 Lise tarih kitabından bahsetmemişsiniz…!!!…

  71. Aylin doğru konuşanı sevsen ne yazar sevmesen ne yazar sen git nerde yavşak var onu sev. Bilmem anlatabildim mi..

  72. Senin ve senin gibilerin soysuzlugu halaga devam edecektir tebbet suresi senin gibi soysuzlarin uzerine indigi bilinkr ve aciktir benim atam oleli 1400 yil olmus ne atasindan bahsedersin bire gafil senin ve senin gibi soysuzlara karsi biz evlatlarimiza ecdatlarimiza insar ve tenkin ile ogretmeye devam edecegiz ins
    Yayinla bunuda soysuz yiyorsa

  73. Metin Temur avatarı
    Metin Temur

    MustafaKemali zu Sil Tprk Milletine ziraki Ata yaptïlar.
    Şahsen hiç bir zaman ATAM demedim ve demeye gönlüm Razı omuyor.

    Hakkında bu kadar eleştorir plan bir kimseye hangi akîllanAtam diyeceğim.

    Kimse kusura bakmasın.

    Benim Atam
    Doğrudur,Alpaslandır,Yavuzdur,Fatihtir,Osman Gazidir,Yunustut,Mevlanadır,Hoca Ahmed Yesevidir..
    Türklük ancak Dini Mübini Ìslam ile bu günlere gelmiştir. Orta Asyadan göçen diğer Türk boylarının tamamı bitmiştir.

  74. Atatürk boşa konuşmaz

  75. Çınar Güven avatarı
    Çınar Güven

    Gayet güzel , açıklayıcı, bilimsel nitelikte kaynak gösterilerek ve doğru değerlendirilerek yazılmış bu yazıyı alkışlıyorum.

    Ayrıca Kuran’ın halk tarafından anlaşılması neden birilerine batar! Fransızcaya çevrilmiş bir Kuran, ona inanan Türklerin diline çevrilmemiş! Ne ilginç!
    “Vay hata yapılır!” bahanesini kullanan olsa olsa sömürge düzenini devam ettirmek isteyen Fransız sömürgecilerindendir.

    @Mert! Biraz Mert ol! Yazılanları anlamamışsın bile.

    Hem, nedir sorun? Ben Türkçe namaz kılıp ibadet edersem Allah’a ulaşmıyor mu? Allah’ın Türkçesi mi kıt? Türk’ün niyetini mi anlamıyor?

    Denmiş ya da denmemiş, hiç önemi yok, ben söyleyeyim; “aptal olmasın halk, neye inandığını görsün, ibn-i Arab’ın ne naneler yediğini de bilsin.” Bu şekliyle de gayet doğru sözler. Buyrun efendim.

  76. Çınar Güven avatarı
    Çınar Güven

    Burada soysuz olanlar, Kuran’ın içeriğini daha hiç okumadan, araştırmadan, irdelemeden, ezbere doğruyu söyleyenlere hemen düşman olan Arap yalayıcı yalakalardır. Kendilerine yaşama ve özgür olma hakkını sunmuş, ömrünü buna harcamış, zeki büyük önder ve lidere, Mustafa Kemal Atatürk’e Atam diyememiş ve dememekte ısrar eden cahilliğe yaslanmış Amerikan yalayıcı yalakalardır soysuz olanlar. Meşrebi bozuk ki, varlığını borçlu olduğu ve cehaletten kurtulması için Kuran’ı anlaşılsın kılanlara nefret duyabiliyor.

  77. Çınar Güven avatarı
    Çınar Güven

    @Çapar,
    Senin dilin düne kadar Arapça Farsça bileşimi DEĞİLDİ! Türk toplumunun dili Türkçeydi hep. Bütün etkileşimlere değişimlere rağmen bu islamdan Araplardan Farsilerden çok daha öncesine dayanan bir oluşum. Azeri, Türkmen vs de Osmanlıca dediğin karışımı kullanmıyor.
    Kendini halktan koparmış sarayın burnu havada tavrına ait dildir Osmanlıca dediğin. Türkçe’nin yanı sıra Farsça, Arapça, Fransızca ve bilimum dillerin karışımı bu dil Anadolu coğrafyasındaki, diğer hüküm sürülen Türk coğrafyalarındaki Türk ve diğer halkların dili değildir ve hiç olmamıştır.

    Kullanılan Arap alfabesi de ne bu Osmanlıca dediğin, ne de diğer toplumun hakim olduğu dil ve lehçelere hiç uygun olmamıştır ve yetersizdir. Alfabede devrim, dil birliği, bu ihtiyaçtan doğan, anlaşılırlık ve geleceğe yönelik gelişmeyi, öğrenebilmeyi, ilerleyebilmeyi amaçlayan çok büyük ve çok başarılı bir devrimdir.

    “Vay tam doğru olmaz da hata yapılır” bahanesini kullanarak Türkçe dilinde Kuran okunmasını engellemek isteyen soysuz odaklar gibi, “vay biz Osmanlıca konuşuyorduk, bizim dilimizi değiştirdiler” diyen odaklar aynı kökten gelir.
    Bilesiniz, onlardan olmayasınız.

  78. Net ve Mert avatarı
    Net ve Mert

    Burada net olarak anlamamak zor da degil: En buyuk sorun DINCI YOBAZLAR ve CEHALET!
    Dedemin ahirda olan öküzleri bunlardan daha iyi ve yararli aslinda.. ve akilli!
    Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüze laf söyletmem.

  79. Çınar Güven avatarı
    Çınar Güven

    Ağzına sağlık @Net ve Mert abim.

    Ne yazık ki bunları söyletiyorlar insana.

  80. Atatürk’ü sevmeyenleri sevmeyen adam avatarı
    Atatürk’ü sevmeyenleri sevmeyen adam

    Ezanın gerçek dili diye birşey yoktur. En gerçek dil, anlayabildiğin dildir!

    @Çapar sözüm sana.
    Hoş, bu hiç bir şeyi anlamamakta ısrar eden dangalaklar için geçerli değil. Nitekim anlamayı reddedene davul zurna az.

    Korkunuz ne?
    Allah Türkçe bilmiyor mu?

    Camide ezan Türkçe okununca turist Arap ezan okunduğunu anlamıyor mu? Öyle ise o Arap ya çok aptal, ya da içki çoktan kafasına vurmuş.

  81. Atatürkçü avatarı
    Atatürkçü

    Yorumlar Atatürk düşmanı kansız vatan hainleriyle dolu. Ona “put” yaftası vuran namussuzları gorseydi, Yunan’ın torunlarının hala var olduğu görürdü. Ulan Adam konusma metinleriyle, hatıralarıyla burada anlatıyor hala neden Atatürk’ü “dinsizlikle” itham edip, namussuzca hakaret ediyorsunuz? Ulan, İslam dinini arap kültüründen ayırıp Kuran’ı teşvik ettiği için mi? O soysuz soyunuzu düşmana teslim etmediği için mi? Ulan hadi sizin gibi münafıkların lafını kabul ettik diyelim; güzelim Türkiye’yi düşmandan kurtarıp bağımsız hale getiren adama nasıl hakaret edersiniz İngiliz artıkları!

  82. dinsiz olsa ne olacak? devletin din ayrımcılığı yapmadığı laik bir ülke kurmuyor mu?

  83. Abdulkadir Sivri avatarı
    Abdulkadir Sivri

    Bakara suresi, 23 ve 24. ayetler:

    “Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur’ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah’tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz.”

    “Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının.”

  84. Abdulkadir Sivri avatarı
    Abdulkadir Sivri

    Yûnus Suresi 38. Ayet

    Yoksa, Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah’tan başka, gücünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin.

  85. Bu kadar da zorlama açıklama olmaz. O dönemin dine düşman olduğunu anlamamak için kör olmak bile yetmez. Kör sağır dilsiz vurdumduymaz ve hain olacaksınız ki böyle alelade yazı yazabilesiniz. Ayıptır. Ne ise gelin onu yazın konuşun. Ve biraz olsun utanın artık.

  86. Phineas avatarı

    İslam düşmanı atatürk bile kendini böyle savunmaz lan, sen kimi savunuyorsun cahil herif ?? gerçeklere tahammülünüz yok, körsünüz sağırsınız dilsizsiniz hainsiniz korkaksınız ve iki yüzlüsünüz

  87. yprağan avatarı

    bu platform altında da dinci yobazlar örgütlenip örgütlenip yorumlarla kirlilik yaratıyorlar. pisliklerini bulaştırmadıkları yer kalamış.

    tebrikler güzel bir yazı olmuş.

  88. Bir insanın şahsi olarak dinsiz olması başka, milleti dinsizleştirmeye çalışması veya milletin dini değerlerine hakaret etmesi başka şeydir. Şahsi dinsizliğe kimse bir şey demez. Zaten dünya açısından dinde zorlama yok ayeti bağlayıcıdır. Ama milleti inancıyla oyun oynamaya, onu tahrif etmeye, tahkir etmeye kalkarsa bir adam, orada dur denilir.
    Meselenin bir diğer tarafı ise; bir adamın bütün ifadeleri ve icraatları dinsizliğini ispat ediyorsa, illa da onu bir dinin dairesi içinde tutma gayreti de neyin nesi? Aslında sebep belli. Adam dinsizdi, islam düşmanıydı dersen, halk nezdinde sözünün bir değeri kalmaz; her sözü ve icraatı sorgulanır.

  89. recai avatarı

    ne hakaretmiş kardeşim, işine gelmeyene hemen vay dinime hakaret de geç. Dinin içinde tutma gayretinin gereksizliğine katılıyorum ama herşeye de hakaret ya da islam düşmanlığı diyemeyiz. Sen birine cehenemde yanacaksın dediğin zaman dinsiz düşmanlığı mı yapıyorsun, gavur dediğin zaman hristiyan, yahudi düşmanlığı mı yapıyorsun? Kendi sözcüklerimize bakmadan başkalarını hele de Atatürk’ü düşmanlıkla, tahkirlei, tahridle, inançla oynamayla suçlamak cahillere has kör bakıştır.

  90. Zeynep Özderya avatarı
    Zeynep Özderya

    Burada yorum yapanlarin çogu dogru ve yanlış bilgileri birbirine karistirarak yorum yapmislar.Bu yüzden (çok azının mantikli yorumu haric) bir çogunun,Türk tarihini ve Islamiyeti,Peygamberimizi ,Atatürkçü ve hayatlarini iyi inceleyip arastiramamiş fikir ve düşünce yoksunları olarak birseyler yazdiklarini goruyorum.Maalesef ezberden, ordan burdan kulak dolgunluğuyla insanlari aydinlatmaya kalkmak beyhudedir.Yazmaya cabakadiklariniz size algilatilmaya calisilmis seylerdir.Ben bunu gördüm.Atatürkün Arabın oglunun yaveleri dediği arabin müşrik kültürüdür ve onu islam adina dayatmalaridir.Ataturk Kitabımizi Türkçeye cevirme düşüncesinin sirf musrik zihniyetli arapların şacmaliklarinin Kitabimizda olmadigini bizler gorelim diye,yani sirf bu maksatla Tercüme ettirmek istemistir. .Hem boylesine degerli birine Mehmet Akif Ersoya…Şimdi bile bir çok arap geleneği devam etmiyormu.Kadinlara peygamberimiz bu kadar değer yüklemişken siz kendi evinizde sokaginizda isyerinizdeki kadinlara nasil muamele ediyorsunuz hiç düşündüşündünüzmü bunlariarı..Bire cahil Allahın kelamını, ayetlerini kaç kere anladığımız dilden okudunuz.Sahte sofilik yapmayin….Uyanin uyanin .Okuyun bakin neler var .Bu güzel kitabi arapcasindan okuyup raflarda saklamayin.Günlük anlık saatlik saniyelik Rehberiniz olsun ..Kaynaksiz mesnetsiz atiyor tutuyorsunuz yazık…

  91. Kazım Karabekir muhalif olduğu için sözlerine itibar edilmez demiş 🙂 Yazının bilim akıl ve mantık dışı olduğu, sözün tarihi vesika niteliğinde olup doğru olduğunu anlamak için bu bile yeter

  92. O onu demiş bu bunu demiş.Gidin Afet İnan’ın vatandaş için medeni bilgiler kitabını alın ve okuyun. Sansürlü saçma sapan yeni baskılarını değil,bizzat Atatürk’ün yazdırdığı 1930 baskısını.Mesela nadir kitapta bir sürü satılıyor.Ondan sonra herkes anlar ne olduğunu.Yoksa bütün anlatılanlar boş konuşmadan öteye geçmez.

  93. Ne sallamışsın beh Kazım Karabekir kim kim sözüne itibar edilmeyen mi? bre densiz bre edepsiz bre tarih yoksunu

  94. Gerçekler Acıdır avatarı
    Gerçekler Acıdır

    iddiayı ortaya atan atilla oral. nvt’de yer alan habere göre “beyoğlu hazzopulo pasajı’nda düzenlenen kitap ve fotoğraf müzayedelerinin birinde türk tarih kurumu eski genel sekreteri uluğ iğdemir’e ait çeşitli belgeler satışa çıktı. bu belgeler içinde atatürk’ün el yazısı mektup sayfalarının yıllar önce çoğaltılmış eski kopyaları da vardı. belgeleri satın aldım. dokümanları müzayedeye getiren sahaf arkadaşım belgelerin çöpten çıktığını söyledi.” türk tarih kurumu dahi çöpe attıysa nasıl doğrulanabilir merak ediyorum. bu da kitabın pdf şeysi haydi çöpten çıkan kağıtlar arasından çıktığını ve el yazısının atatürk’e ait olduğunu kabul etmiş olalım… ben bilmem-ispatlayamam da neyse… kaldı ki yukarıda pdf versiyonunu koyduğum kısımlara da bakılırsa bunlar apaçık karalama kağıtları formatında. atatürk’ün yani devlet başkanın yamuk yamuk yazarak yazdıklarının üstünü çizerek resmi yazı yazacak hali yok!!!! gerçi yazmayı binali yıldırımdan öğrendiğiniz için diyecek lafımız yok (bkz: binali yıldırım’ın yazıyla imtihanı)

    nasıl sansürlenmişse artık, sansürlenmiş belge çöpten nasıl çıkar amk tam bir curcuna… ne diyordu “… safsatasını esas tutmuş araplar uygar dünyada, bilhassa türk zengin uygar bölgesinde bu ilkel ve cahiliye devrinin simgesine dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır.. bu zihniyetle hareket edenler islam’dan önce evrensel türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler. yazacağınız islam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm”. altına imzamı atarım.

    safsata: palavra veya yalan demek değildir, bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamadır. eski dilde kıyas-ı batıl

    şimdi bahse konu yazıyı türkçeleştirelim: “yaradan rabbinin adıyla oku” ‘yu yanlış anlayan/yorumlayan/çıkarsayan araplar, uygar dünyada, bilhassa türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır….” şimdi anlaşılmayan bir şey kaldı mı?

    alın size birkaç safsata örneği

    inanca başvurma safsatası örneği: “tanrı vardır. çünkü insanların büyük bir kısmı onun varlığına inanıyor.”
    geleneğe başvurma safsatası: “insanlar binlerce yıldır tanrının varlığına inanıyor, yoksa niye bu inanç bu kadar yıl sürsün ki. demek ki tanrı vardır.”
    “yıllardır demokrasi ile yönetiliyoruz, demek ki demokrasi iyi bir şey”
    genetic fallacy: “türkler göçebe bir toplumun çocuklarıdır, mimariden anlamazlar”

    (bkz: bu bakara iyi makara) diyenler,
    (bkz: başbakan gecikti diye cuma namazının geç kılınması)
    (bkz: kutsal kitap şeklinde pasta yapıp bir güzel yemek)
    türkçe kuran’a karşı olup kürtçe kuran reklamı yapanlar diyanet tv
    karşı çıkılacak sayısız örneklere ses çıkarmayanların yaptıkları safsatalara inananları anlamak bile akıl işi değil!

    **************

    gökten indiği sanılan kitaplar , gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıve kitaplarda peygambere hazreti ön eki kullanmadan muhammed gibi bahsedildi vs

    bir kere o dönemde askere dini bilgiler kitapları basılmış hz muhammed, peygamberimiz, dinimiz ifadeleri geçiyor
    çocuklara dini bilgiler kitapları basılmış hz muhammed, peygamberimiz, dinimiz ifadeleri geçiyor
    şuradan edinilebilecek dönemin tarih kitaplarında bilimsel bir dil kullanılmış 2. cildin islam tarihinde muhammed’den muhammed diye bahsediyor. çünkü tarihe akademik dil kullanarak bakılmış. ülke zaten laikliğe geçmiş. bilimsel kitaplara ve karakterlere herhangi bir dini romantiklikle bakılmamış. gayet makul.

    dogma: “doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, ya da nas”

    atatürk’ün “gökten indiği sanılan kitapların dogmaları” şeklindeki tanımlaması, yerinde ve doğru bir tanımlamadır. üstelik bu tanımlamada ret ve inkar değil, aklını kullanmayı ve düşünmeyi unutmuş, her şeyi tarikat şeyhlerinin ve sözde din adamlarının çoğu kere maksatlı olarak aktarmış oldukları rivayetlere bağlayan ve aşırı kaderci bir din anlayışı ile medeni dünyanın gerisinde kalmış dincilere yöneltilmiş bir tenkit olduğu kanısındayım. esasen kuran da “akıllarını kullanmayanların üzerine pislik yağdıracağını” söylemektedir.

    ümit doğan şu twit serisinde olayı güzelce anlatmış mesela.

    ama bizim şekilci yobazlar “gökten indirildiği sanılan kitaplardaki dogmalar” tabirini kuran’a hakaret biçiminde sürekli şişiriyorlar. halbuki sorsan kendilerine incil, zebur, tevrat gibi kitapların – onlar da gökten inmediler de neyse- bozulduğu için kuran’ın geldiğine inanırlar. yani sorsan incil, zebur, tevrat’ın tahrif edildiğine bile inanırlar.

    bakara 79’da ” artık vay o kimselere ki kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için «bu, allah tarafındandır» derler, artık vay o ellerinin yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara” der. tıpkı said-i nursi gibi gökten kendisine indirilen risale-i nur gibi kitapları da kasdetmiş olabileceğini düşünüyorum. bu gibi kişiler kendilerine de vahiy geldiğini kendilerini peygamber gibi olduklarını iddia ederler. hatta bu bediüzzaman dedikleri, kuran’a uymayanın cezasının ekseriyetinin öteki dünya da kendi kutsal kitabına uymayanların cezasının ekseriyetini bu dünyada çekileceğini bile iddia ediyorlardı. bunun gibi insanlar abdülhamit tarafından dahi tımarhaneye atılmıştır. günümüzün fethullahçıları da bunların şakirtleridir. bu gibiler ali imran 78. deki gibi yalan uyduranlardır.

    o zamanlarda her şehirde, her kasaba da zaten kitap ‘da yok, şarlatanların peşinden sürüklenen güruhlara karşı dediklerini islam’a söylüyor diye çarpıtmanın en ufak tutarlı tarafı zaten yok. bu yüzden bir örneğini başa tutturduğum kitaptan okuyabileceğiniz gibi “biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz” demiştir. insanın insana üstünlüğünü biad etmesini zaten yadırgamıştır. kendisi de hiçbir zaman üstünlük gayesi gütmemiştir.

    adamın zaten en büyük sıkıntısı karşısında kendi gibi fikirleri çarpıştıracağı insanların çok az olması.

    *********
    atatürk’ün sözde peygamber için hz muhammed için o arapoğlunun yediği yaveleri herkes okusun diye türkçeye çevirteceğim dediği yahut “o arap uşağı” dediği yalanı. yahu vallahi bunlarda kuldan utanma allah korkma yok. nasıl bir ajandır, nasıl bir işbirlikçilerdir, nasıl beyinleri yıkanmıştır akıl alır gibi değil!!

    karabekir izmir suikastından sonra atatürkle arası bozuk, böyle bir sözü olduğunun hiçbir tarihsel delili de yok, birisinden duydum da yazdım diyen hatıratlarla tarihçilik olmaz. cemal granada köşkte iş kapısı kapanınca gizli anıları mı ortaya çıkıyor! bunlarıı dillendirenlere sorsan hiçbiri tarihçiyim demiyor hepsi gazeteciyim, araştırmacıyım diyerek bunları yapıyor.

    dönemin tarih kitabı youtube
    dönemin tarih kitabı notları ilave link

    bu da bir grup tayfanın atıf yapmaktan hoşlandıkları murat bardakçı programının linki

    şimdi;
    (bkz: keşke yunan galip gelseydi)
    (bkz: kurtuluş savaşı olmadı ki)
    (bkz: atatürk faşisttir)
    (bkz: yossi kohen)
    (bkz: atatürk’ün manevi kızıyla yattığı iddiası)
    (bkz: karl marx bir cinnidir)
    (bkz: stalin hitler’i ayetel kürsi ile yendi)
    karl marx bir cinnidir” / “stalin hitler’i ayetel kürsi ile yendi
    vs vs vs işte bunları söyleyip
    (bkz: kadir mısıroğlu) – ki ingiltere vatandaşıdır
    (bkz: yavuz bahadıroğlu)
    (bkz: yavuz bülent bakiler)
    (bkz: mustafa armağan)
    ve bunların muhibbanları (bkz: belgelerle gerçek tarih) gibi web sayfalarına inanmak için aklını peynir ekmek yemen yetmez.

    lütfen hiç kimse, tıpkı general kâzım karabekir örneğinde olduğu gibi, saltanatın ve hilafetin kaldırılmasından tutun da laikliğin temelini teşkil eden çeşitli inkılaplara karşı çıktıkları için atatürk tarafından dışlanan, ordudan ve aktif siyasetten uzaklaştırılan atatürk muarızlarının ve muhaliflerinin veya cemal granda gibi, bir zamanlar onun sofrasında çöplenirken sonradan kenara itildikleri için atatürk’e düşman olmuş veya kimi menfaat çevrelerince yönlendirilmiş kimi adamların iftira kokan nakillerine bakarak atatürk’ü dinsiz ve din düşmanı olarak yaftalamaya kalkışmasın

    bu kadar safsatadan sonra ben de bir safsatalarla ile bitireyim konuyu;
    atatürk denilmeye çalışıldığı gibi dinsiz, soysuz olsaydı allah onu neden muvaffak etti?

    birilerinin amacı atatürk kur’an küfrediyor, allah’a hakaret ediyor, peygamberimize sövüyor iftiraları atmaksa, 57 yıllık yaşamına topyekün baktığında sadece böyle argümanlar çıkıyorsa şapkanızı pardon takkenizi önünüze alıp bir de öyle düşünün.

    gerçi siz camileri yaktı, camileri ahır yaptı, kuranları yaktırdı, sayıları her geçen yıl artmakla beraber 20bin, 40 bin, 100 bin hocayı astırdı gibi abuk sabuk yalanlar atmaktan da geri durmuyorsunuz ya neyse….

    dışarıda islam aleminin akıllanmasını istemeyen medeniyet denilen tek dişi canavar ile içeride arpaları elinden alınmış, çıkarları zedelenmiş ağa, şeyh, şıh düzeni el birliğiyle nasıl bu milleti sömürürüz ittifakını atatürk de görüyordu. adam avrupa’nın bin yıldır birbirinin kanlarını akıtarak ulaştığı reform ve aydınlanmanın tepki gelmeden gerçekleşmeyeceğini biliyordu. ama ardından bu kadar iftiralar uydurulacağını tahmin bile edemezdi.

  95. Nefi Dede avatarı
    Nefi Dede

    Çatlasanız da, patlasanız da Hazreti Muhammed(sas), Allah’ın kulu ve elçisidir. Son peygamberdir, nebi ve resullerin sonuncusudur. Kuran, Allah’ın kelamıdır, Arapça olarak tüm insanlığa ve cinlere indirilmiştir…
    Bu ve bu doğrultuda olan tüm hakikatlerin kabulüne İMAN diyoruz. Hamdolsun ki iman etmişiz. Ne mutlu müslümanım, müminim diyene.
    İnanmayanlar ancak ve ancak inançsızlıklarında boğulur, küfrün karanlıklarında helak olur giderler.
    Var mı daha ötesi?!
    Aklınızı başınıza alın, iman edin. Kabir yakın, ölüm yakın…
    Ölümü, yattığın zaman yastığının altında, kalktığın zaman karşında bil, demişler.
    Bu işin şakası yok…

  96. ismail özen avatarı
    ismail özen

    yorumları tam okuyamadım ama şunu söyleyeyim madem ki atatürk o kelimeyi söyledi diyelim kuranda hazreti peygamberimizi kötüleyen kötü işler yaptığını yazan bir şey yok ki o kelimeyi söylesin bu atatürke muhalif kişilerin uydurması buna inanmayın
    günümüzde siyasetçilerin ya da bazı kişiler sevmediği kişiler için çamur atarlar ya o da öyle olmuş bence çünki atatürk öyle şeyi yapmaz ve yapamaz.
    ayrıca sudi arabisanda araplar peygamber efendimizin yerini
    kabe deki yerini değiştirmek istemiş kurtuluş savaşında mi ne o da arabistenın o zamanki yöneticisine bir telgraf çekmiş ve demiş ki bak öyle bir şey yapmaya kalkışırsan bu savaşı bırakıp bütün orduyu oraya yönlendiririm aklını başına al demiş
    ÖYEL BİR ŞEY OLMAZ AKLINIZI BAŞINIZA ALIN MÜSLÜMANLARI DOĞRU YÖNLENDİRİN
    sayglarımla.

  97. Mikail cisi avatarı
    Mikail cisi

    Bir yazı yazdınız fakat Atatürk’ün bu dediğini sağlam kaynaklardan ve kendi adamlarının da isimleri geçiyor bu kaynakta. Kur’an kerirmi tercüme etmesiyle bunları söylemeyeceği anlamı çıkmaz. Zaten İslam adına cumhuriyet in ilanin ile beraber hiç bir faaliyeti Yok. Yaşantısında bile dahil.

  98. Uğur Cevahir avatarı
    Uğur Cevahir

    Ömer Sağlam
    26 Mayıs 2018
    Bu memlekette ismini yazmaya bile korkan ne kadar çok Atatürk ve Türk düşmanı orospu çocuğu varmış meğer. Şerefsizlik diz boyu bunlarda.
    diyen şahsiyetsize cevaben yazıyorum

    İnsanları bir kişi hakkındaki eleştirilerinden dolayı orospu çocuğu veya şerefsiz, Türk düşmanı olarak yaftalayamazsınız. Bizim Türklüğümüz bir kişiyi sevip sevmemeye bağlı değildir. Tüm Türk büyüklerini sevmekle ilgilidir. Öldükten sonra hesabımızı Allah’a vereceğiz, 85 yıl önce ölmüş birine değil.

  99. bu iddia Yavuz Bülent Bakiler e ait değil ki bu iddia uğur mumcuya ait
    2-bunun tek şahidi K.Karabekir değil
    3_M.Kemal in söylediği islama aykırı tek söz bu değil
    ……

  100. Sen kendini Hz Muhammed ile bir mi tutuyorsun? Bana Türk oğlu dense gurur duyarim derken. O peygamber hemde son peygamber sen kimsin? Nasil ki şuanda ötekileştirmek icin insanlarimiza sen kürtsun sen türksün diyorlarsa seninde suanda savunduğun hitap ayni. Yazdiklarinin bazi yerleri mantikli ama cogu yeride gereksiz savunma icerisinde.

  101. Enver Miral avatarı
    Enver Miral

    Yani size göre mkmal yalakası olmayan herkes yalan söylüyor öyle mi
    turkishnews ?!
    .
    Bu kadar zahmet edip yazmışsınız ama boşuna
    Sadece yazmış olmak için yazmışsınız
    Yazdıklarınızın hiç bir anlamı ve tutar yanı yok hiç bir şey açıklamıyor.
    Kendi zanlarınızı yazarak kendinizi tatmin etmişsiniz o kadar.
    .
    Mkmal sadece bu değil defalarca buna benzer gayr-ı İslami söylemleri var
    Lütfen bir ferdi olmaktan iftihar ettiğim
    MÜSLÜMAN
    TÜRK MİLLETİNİ APTAL YERİNE KOYMAYA ÇALIŞMAYIN !!
    .
    Bizim de aklımız var !!

  102. Enver Miral avatarı
    Enver Miral

    İsmail Özen bey
    Asıl UYDURMA OLAN sizin dediğiniz telgraf yalanıdır.
    Göya O telgraf 1919 çekilmiş
    (kimi de mektup der) o yalan o kadar büyük bir yalan ki Arabistan 1932 kuruldu.
    Yani ne öyle bir olay var ne de atanız öyle bir telgraf gönderdi!!

  103. Enver Miral avatarı
    Enver Miral

    Gerçekler acıdır rumuzlu kişi.
    .
    Gerçekler senin canını çok yakmış olacak ki
    Gerçeklerin üstünü örtmek için kendini helak etmiş ne buldunsa sallamışsın.
    .
    Şunu kafanıza sokun
    MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİ ARTIK UYANDI !!

    ermeni yahudi ingiliz vs gavurların uydurmalarına İNANMIYORUZ!!
    .
    Hele sivil anayasa yapılsın bazı kanunlar kalksın o zaman görürsünüz
    Kim kahraman kim vatan haini olduğunu !

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir