AHMET ÖZTÜRK’TEN MİLLETVEKİLLERİNE AÇIK BİLDİRİ

timthumb.php

Ahmet Öztürk’ten Milletvekillerine Açık Mektup !

“Tarih ihtiyatsızlar için, merhametsizdir.”

                                                                        M. Kemal ATATÜRK

Kıymetli Hanımefendi / Beyefendi

Genel durum hakkındaki acizane görüşlerimi aşağıda sunuyorum

Ülkenin genel kaderinin yönetilmesine etki edebilecek sorumlulukta ve pay sahibi olduğunuz için, bu açıklamalarımı hiçbir kötümserliğe ve telaşa yormayarak soğukkanlılık ve ciddiyetle karşılayacağınıza olan güvenim, düşüncelerimi kavrayabildiğim en geniş ölçekte kaleme almaya ve sizinle bu değerlendirmeyi paylaşmak zorunluluğu hissetmekteyim.

Öncelikli olarak Kasım 2002 tarihinde Ülkemiz üzerine kara bir bulut gibi çöken ve 10/08/2014 tarihinde zirve noktasına erişen AKP ve başında bulunan kişinin bugünlere nasıl geldiğini, “Muhtar” bile seçilemeyecekken nasıl ve kimlerin akıl vermesi ile önce milletvekili olup önünün açıldığını ülkemiz siyasasını takip eden yerli, yabancı, 7’den 70’e bütün aklı selim olan insanlar bilmektedir.

 

Hanımefendi / Beyefendi

1 – Ülkenin genel durumu, herşeyden önce dikkati çekmektedir. Hükümetin izlediği bölücü siyaset yüzünden vatandaşlarımız dört’e bölünmüş durumdadır. Halkın %60’lık dilimi  ile yönetim arasında bağlar kopmuştur. Bu %60’lık dilim sosyal devletin görevlerini yerine getirmediğinden dolayı ve de şiddete başvurmasından ötürü  halk 31/05/2013 tarihinde“Gezi Eylemleri” adı altında sokağa dökülmüştü. Milletin bu haklı mücadelesini, muhalefet liderlerinin bu siyasi olayı ilk günden itibaren sahiplenmemesi, yeteri derecede analiz edememeleri ve de mevcut hükümet aleyhine yönlendirememelerinden dolayı baskı giderek büyümüş, can kayıpları yaşanmış ve de bu eylemlere girişen kitleler sahipsiz bırakılmıştı.

2 –Ülke genelinde yönetim çıkarlar ilişkisi içinde olduğundan, genel durumun kısa zaman içerisinde bir anarşiye doğru sürüklenmesini önleyemeyecek halde olması, adalet ve hukuka aykırı davranışlar hükümete nefreti arttırmaktadr. Bu çıkar ilişkilerinden dolayı, ihtiyaç yüzünden memurların rüşvetçi olmalarından, vurgun ve yolsuzluklardan, adalet aygıtının asla işleyememekte bulunmasındandır. Bu durum genel yaşamı, her köşede, her şehirde çürütmektedir. Halkın geçimi ve ticaret işleri korkunç bir çöküntüye uğramıştır.

3 –Ülkenin geleceği olan gençler 7 gün 24 saat futbol ile uyutulmakta, haftada 4-5 gün boyunca TV. kanalları futbol programları yayınlamaktadır. Unutmayınız ki “General Franco” bu yöntemle 36 yıl boyunca İspanya’da  hüküm sürmüştür.

4 – Muhalefet partilerin ve teşkilatlarının halka yeterince inememesi yahut sahiplenememesinden dolayı halk kitleler halinde AKP’ye ya üye olmakta yada zoraki üye yapılmaktadır. İnsanlar çalışmadan zengin olma peşindedirler (idida, toto, loto, ganyan, sayısal loto vs.) oynayarak, yahut dağıtılacak olan bir torba gıda yardımları karşılığında geleceklerini satmaktadırlar.

Okumaya devam et  Kahire’den Başbakan’a: “Batılı ajan”

5 –15. yy. düşünürlerinden olan Niccolò Machiavelli’nin Prens isimli eserinde bahsettiği “Amaca giden her yol mübahtır” düsturunu şahsi çıkarlarını korumak için benimsemiş olan AKP ve yöneticileri yerel ve genel seçimlerde hile yaptıkları apaçık ortadadır. Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatları, yapılan hırsızlıkları vatandaşa gerektiği gibi izah edememiş yahut gerektiği ölçüde çalışmadığı bilinmekte olup acziyet içersindedirler ve gün geçtikçe güç kaybedecekleri aşikardır.

 

 

10/08/2014 SEÇİMLERİ VE SONRASI

Hanımefendi / Beyefendi

10/08/2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda oluşan ve gelişmesi kuvvetle muhtemel olan durum hakkında da görüşlerimi kısaca belirtmek isterim, çünki; Ülkem için ve ulusumun söz konusu olduğu yaşamsal konularda düşüncelerim vardır!!

Yaklaşık yarım asrıdır Türk siyasi tarihinde en anlamlı ve en akla yatkın bütünleşmeyi sağlayan Cumhuriyet Halk Partisini ve Milliyetçi Hareket Partisini taktir etmemek imkansızdır. Lakin  halkın % 70 – 75 bandında katılım sağladığı Cumhurbaşkanlığı seçiminin mağluplarıda Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisidir. Bunun sebebi olarak ortak Cumhurbaşkanı adayı ilan edilen Sn. Ekmelleddin İHSANOĞLU’nun üzülerek belirtmeliyim ki gerek CHP tabanına gerekse MHP tabanına uzak olmasıdır.

 

CHP’ye uzaktır çünki; Halk Partisini’nin tabanına birebir ters bir adaydır. (Daha fazla açıklamaya gerek yoktur.)

MHP’ye uzaktır çünki; Her ne kadar dini vecibelerini AKP’lilere oranla daha hakkani bir şekilde yaptığına inanmama rağmen yeterince milli vurgulamalar yapılmamış ve bu süreci AKP kendisine yakışacak çirkeflikte başarı ile yerine getirmiştir.

 

 

Kaybedilenler ve Kaybedilcekler
Değerli Hanımefendi / Beyefendi
Cumhurbaşkanı seçilen zat seçimler öncesinde: “Cumhurbaşkanı seçilirsem kanunun verdiği tüm yetkileri sonuna kadar kullanacağım” demesidir.
Cumhurbaşkanlığı makamı Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün vefatından bu yana sembolik bir makam olarak işlevini sürdürmektedir. Lakin T.C Anayasasına (Bölüm 15) bakıldığında 104. Maddesi uyarınca neler yapabildiğini görmemiz mümkündür.
En başta uyarmak isterim ki: 2002’den beri AKP’nin yaptıkları için, herkes imkansız olanaksız, yasaya aykırı, yönetmeliğe, iç tüzüğe, içtihada aykırı vs. gibi görüşler bildirmesine rağmen adı geçen parti mensupları ve lideri hiçbirşeye aldırmadan dilediklerini “Milli İrade”nin tecellisi adı altında gerçekleştirdiler ve gerçekleştirmeye devam edecekler.
Bundan sonra aşağıda okuyacağınız satırlar acı olsada gerçekleşmesi çok yüksek olan görüşlerdir.
1 – İŞİD terör örgütü liderinin 12/08/2014 tarihli mülakatından çıkan sonuç olarak; Güneydoğu Anadolu’da TSK teyakkuza geçirilecek.
2 – İŞİD ile mücadele adı altında Cumhurbaşkanlığı makamınca Güneydoğu Anadolu bölgesinde geçici bir Olağanüstü Hal ilan edilecek ve bu süreç 3 – 6 ay arasında kalıcı bir olağanüstü hal durumuna dönüştürülecektir.
3 – Güney komşumuz olan Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik İŞİD ile mücadele adı altında sınır ihlali baş gösterekcek, Suriye ile olan bütün ilişkiler kopacak ve de sadece başlangıçta Güneydoğu Anadoluyu kapsayan olağanüstü hal durumu T.C Anayasası 122.Md. (Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali) kullanılarak ülke geneline yayılacaktır.
4 – Oluşacak bu sıkı yönetim ve savaş halinden sonra Cumhurbaşkanı T.C Anayasası 104 maddeye dayanarak meclisi fesh edecek ve yetkiyi tek ele alarak gerek siz gerekse diğer muhalif ne kadar insan varsa vatana ihanet suçlaması ile tahkikat başlatılacak, yıllarca bitmeyecek tutukluluk hali başlayacaktır. Bunun en belirgin örneği sizinde malumunuz olacaktır; Ergenekon, Balyoz vs. tertipleridir. Bu oluşturulan kaos ve korku ortamından kurtulmak için mevcut T.C Anayasasında reform yapılması gerektiği vurgulanacak akabinde otokrat sistem kurumsallaşacak.
5 – IŞID ile yaratılan bu suni gündem ve TBMM’nin feshinden sonra Cumhurbaşlanlığı makamında oturan zat Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da gerek Kuzey Irak Kürt yönetimine gerekse Ermenilere toprak bırakarak “Misak-ı Milli” sınırlarının gerisine çekilecektir. Ülke genelinde kaos had safhada olacak lakin bu kaos ortamı siz ve sizin gibi düşünen insanlar için geçerli olacaktır.
6 – Kanla kurtulmuş ve kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türklük kurumu ortadan kaldırılacak yerine Vahhabi bir yönetim getirilecektir. Türki Cumhuriyetler bu durmu sadece izlemekle yetinecekler, nedeni ise; yıllarca bu bölgelere gereken önemin verilmemesinden dolayı.
Şayet bu süreç devam ederse devletimizin onarılamayacak felaketlere uğraması uzak bir olasılık değildir.

Okumaya devam et  The Turkish army Coups away

 

..
BANA GÖRE BUGÜN İZLENECEK KARARLAR AŞAĞIDAKİLER OLMALIDIR.

..
Değerli Hanımefendi / Beyefendi
Bu kısa genel bakıştan çıkardığım sonuç; artık her iş bitmiştir ve bulunacak çare kalmamıştır anlamında değildir. Böyle kötümser bir görüşün milli düşmanların ve tehlikelerin en korkuncu olduğunu açıklamaya gerek görmem. Vatanı bölmeyi hedef haline getirmişlerden kurtuluş ve yaşam olanağı vardır, ancak hedefe ulaştıracak önlemleri bulmak gereklidir.
Öncelikle size M. Kemal ATATÜRK’ün şu sözünü hatırlatmak isterim; “Gerçekleri bilen, kalbinde ve vicdanında manevi ve kutsal hazlardan başka zevk taşımayan insanlar için, ne kadar yüksek olursa olsun, maddi makamların hiçbir değeri yoktur.”
İvedi olarak;
1 – En kısa süre içerisinde parti genel kurultayları gerçekleştirilmeli Sulh dönemi liderleri değiştirilmelidir. Sn. Kılıçdaroğlu ve Sn. Bahçeli mütevazi ve efendi kişiliklere sahip liderlerdir. Fakat karşılarında bulunan kişi kendi beyanatı ile “İktidar olabilmek için Papaz kıyafeti giymeyi göze alırım” diyebilecek kadar saldırgan, akli melekeleri yerinde olmayan ve iktidarda kalabilmek için gözünü kırpmadan vatanını satabilecek birisidir.
Bundan dolayıdır ki; artık sulh dönemi içersinde olmadığımız aşikardır, içerisine girdiğimiz süreç ya varlığımızı sürdüreceğiz yahut hep birlikte yok olacağımzı bir süreçtir.
2 – Kurultayların akabinde CHP ve MHP’nin bütün vekilleri milletvekillğinden istifa edip “Sine-i Millete” gitmelidirler. Çünki; aralıksız olarak 12 yıldır iktidarda duran bu zat ve AKP Misak-ı Milli’ye, Cumhuriyet Rejimine, birlik ve beraberliğe karşı düşmanca tutumunu aleni olarak sergilemekte ve giderek bu baskıyı daha da arttırmaktadır. İçinde bulunduğumuz siyasi kaos ortamında vatanın itibarı, parlamentonun itibarı, iç barış ve demokratik düzenin tesisi için erken seçimlere gidilmesi zorunlu hale gelmiştir ve vatanın 2015 yılına kadar bekleyecek takati yoktur.
3 – Genel seçime ulusal birlik ve beraberliğe önem veren devletin ve milletin bekasını düşünen hangi parti olursa olsun onlarla işbirliği yapılıp, karma gurup oluşturularak tek parti olarak girilmeli. Aksi taktirde seçimler kaybedilecektir ve sadece vekilliğiniz değil guruplarınızda AKP’nin düzenleyeceği yasa ile tarihe karışacaktır. Akıbetiniz ise yukarıda da belirttiğim gibi sonu hiçbir zaman gelmeyecek yargılama ve esaret olacaktır.

Okumaya devam et  Erdoğan’ın öfkesini anlama kılavuzu

4 – İktidar olunduğu zaman yürürlüğe tekrar sokulacak en önemli ve elzem olan “Vatana İhanet” yasasıdır.
5 – İktidar sağlandığı taktirde; malum zat ve AKP’li olan milletvekilinden, en ufak teşkilatına varan kadrolarda bulunan gerek görevli personel gerekse üyeler hakkında “Vatana İhanet” suçlamasıdır. Unutmayınız ki vatan uğruna siyaset yapılmaz, yapılamaz.
Son Söz:
Sayın Vekil;
Ülke, rejim ve herşey yok olmak üzeredir. Siz bunu henüz fark etmemiş olabilirsiniz. Eğer şunun bunun ifadesine (A.B.D – A.B) güvenerek siyaset yapmaya devam ederseniz,var olan tehlike tahminin üzerinde olur.
Gazi Mustafa Kemal’in şu sözlerinide hatırlamkta fayda vardır; “Her şeye rağmen, muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.”
AHMET ÖZTÜRK


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir