Havaalanı Savaşları

İstanbul havalimanı faaliyete geçti

Türkiye’de “bütçe” görüşmeleri sırasında muhalefet adına konuşanlar nedense “görmekte zorluk” çekseler de Türkiye yurtdışında her geçen gün daha iddialı bir konuma gelmekte.Geçtiğimiz hafta sonu TBMM Almanya Dostluk Grubu Başkanımız Çağatay Kılıç ile doğduğu kent Siegen’deydik. Son yıllarda “Avrupa’daki Türkiyelileri ve hassasiyetlerini” gerçek anlamda temsil eden sivil toplum örgütü UETD’nin (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği) Siegen Şubesi’nin açılışı esnasından CDU’lu hem federal hem de eyalet milletvekilleri ile konuşma olanağı buldum. Siegen Belediye Başkan Yardımcısı ile İstanbul’un bir ilçesi üzerine sohbet ederken onun gösterdiği ilgi dikkatimi çekti. Siegen’li politikacılar Türkiye ile işbirliğine çok önem verdiklerini bize çok açık bir şekilde hissettirdiler.

Bu hafta sonu da AB Bakanımız ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış ile Almanya’nın Hamm ve Hagen kentlerindeyiz. Bu sefer heyette İstanbul milletvekili Metin Külünk ve Hamm Kenti ile kardeş olan Bağcılar’ın Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı da var. Bu iki kente de UETD Şubeleri açılacak. Hamm kentinin CDU’lu Belediye Başkanı bizi ağarlayacak. Şimdiden başarılı bir ziyaret olacağından eminim. Özellikle geçmişte Türkiye ile sorunlu olan CDU’lu politikacıların yeni Türkiye’yi ve gelişimini ilgiyle izlediklerini ve özellikle yerel politikacılar olarak Türkiye ile kuracakları ilişkileri kentleri için bir şans olarak görmeleri çok güzel. Bu konuda Almanya’nın (Avrupa için de geçerli) neredeyse her kentine bir şube açan ve Almanya’nın günlük yaşamında varlıklarını her geçen gün daha fazla hissettiren UETD’nin üyelerinin de payı büyük.

Her geçen gün demokratikleşen, büyüyen ekonomik bir güç haline gelen ve bulunduğu coğrafyanın güçlü ülkesi olduğu kadar da “cazip pazarı” haline gelen Türkiye Almanya’da büyük ilgi görmekte.

Bu konuda sayısız örnek verebilirim.

Almanya’da bulunduğum her iş günü, iş dünyasından Alman muhataplarımın farklı sorularıyla karşı karşıya kalmaktayım. Örneğin şu anda Frankfurt Havaalanı’na çok yakın olan ve Yeşil bir belediye başkanına sahip bir yerleşim bölgesi boş kalan sanayi alanlarını Frankfurt Havalanı ve AB Bankalar Başkenti Frankfurt’a yakınlığını değerlendirmek isteyen Türkiye özel sektörü için bir Türk-Alman Ticaret Merkezi için sunmak arzusunda.

Okumaya devam et  Lefkoşa’da seçim sonucunu “küskün” hanedan belirledi

Yine aynı şekilde sayısız Alman firması düne kadar ilgi göstermedikleri ve belki de kendi alanlarında geç bile kalmış olduklarını fark ettikleri Türkiye Pazarı’na girmek için her şansı denemekteler.

Bu alanda UETD üyesi olan başarılı iş adam ve kadınlarımız da boş durmamaktalar.

İşte bir yandan özellikle Almanya’dan Türkiye’ye yönelik her geçen gün daha da artan “business alanındaki” ilgi söz konusu iken diğer yandan da Almanya’da bazı sektörler “rakip” konumuna gelen Türkiye ile sorunlular.

Lufthansa bunlardan biri. Başarılı THY, Lufthansa için her geçen gün daha fazla sorun olmakta.

Dünyanın en güvenilir Atom Enerji’sine sahip olmakla gurur duyan Alman şirketleri bu alanda üç dev yatırıma imza atan Türkiye’de rakipleri karşısında kayıplar.

Alman inşaat şirketleri havalanı ve köprü gibi dev ihaleler de başarısızlar.

Havalanı işletenler yeni dev havalanları söz konusu olduğunda “kapıdan içeri giremedikleri” gibi diğer yandan da Türkiye’nin yeni dev havaalanları onlar için ciddi rakip konumunda.

Frankfurt’taki “Fraport” havalimanı işletmesi İstanbul’un yeni havalimanından ciddi bir şekilde çekinmekte. Haklı da!
Değişen dünyamızda her geçen gün Avrupa’dan “o beğenmedikleri doğuya” kayan “merkez de Türkiye bulunmakta. İstanbul’un yeni dev havalimanı ve Yenice’deki dev lojistik havalimanı Türkiye’nin havacılık sektöründeki cazibesini arttırmakta.

İşte tam bu sırada bir de politikada sorunlar yaşamakta “Fraport” yöneticileri. Kim bilir belki bu durum için “Allah’ın sopası yok” sözü yanlış olmaz.

Daha düne kadar bulundukları eyalet bir CDU-FDP Koalisyon Hükümeti tarafından yönetilmekteydi. “Fraport” havalimanı Hessen Eyaleti’ne ait bir “devlet işletmesi” olduğundan sorunları yoktu. CDU-FDP Koalisyon Hükümeti’nin tam desteğine sahiptiler ve havaalanının bulunduğu bölgede yaşamakta olan ahalinin “gece yasağı” gibi taleplerini ustaca “zararsız” hale getirebilmekteydiler.
Şimdi ise durum “Fraport” için çok vahim! “Yeşiller geliyor!”.

Okumaya devam et  Katil zanlısıydı Büyükelçi oldu

Eylül ayında yapılan Eyalet Parlamentosu Seçimi’nde havaalanına yönelik bir çok yaptırım vaat ederek seçim propagandası yapan Yeşiller, Hessen’de koalisyon ortağı olmak üzereler.

Seçimde meclise ancak “kıl payı” bir şekilde barajı aşarak giren FDP (liberaller) artık hükümet ortağı olarak bir işe yaramadığından ve de yaptıkları müzakerelerde CDU ve SPD aralarında anlaşamadıklarından CDU şimdi Yeşiller ile bir hükümet oluşturmak zorunda.

Bu ise “Fraport” için “alarm” anlamına gelmekte. Yeşiller “gece yasağı” konusunda hem çok ciddiler hem de pek “ödün vermeye” yanaşacağa benzemiyorlar.

Yakında “Fraport” Yeşil koalisyon ortağının “katkısı ya da baskısıyla” zaten kaybetmekte olduğu cazibesini daha da yitireceğe benziyor.

Bu nedenle “havalanı savaşları” kızışırsa şaşırmayalım.

“Havalanı” savaşları” ya da “hava sektöründeki” çıkar çatışmaları bir şekilde “Gezi” gibi “tezgahlarda” karşımıza çıktığında hele hiç şaşırmayalım.

Her geçen gün daha başarılı olan Türkiye ile sorunlu olanlar ve aynı zamanda kendi ülkelerinde de “çelmelenenler” doğal olarak “her yönteme başvurarak” Türkiye’yi engellemeye çalıştıklarından ülkemizdeki bazı sorunların kışkırtılması da bizi hiç şaşırtmamalı!