Bu kutlamaları içinize sindirebiliyor musunuz?…

NECDET BULUZ - necdet buluz

 

NECDET BULUZ

 

Terör örgütü PKK’nın Şemdinli ve Eruh’ta ilk silahlı eylemlerini başlatmasının yıldönümü olan 15 Ağustos’ta başta Diyarbakır olmak üzere birçok yerde bayram gibi kutlandı. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu tür toplantıları ve kutlamaları biz içimize sindiremiyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde 20 yıldır kan döken ve uluslar arası alanda “terör örgütü” olarak listelerde yer alan bir örgütün böylesine serbest, rahat ve milletle alay edercesine bir kutlama yapmasına izin verilmez.

“Barış süreci” adı altında PKK ile yapılan müzakereler sonunda terör örgütü topraklarımızda adeta at koşturuyor. Meydanlara çıkıp, yasaları hiçe sayıyor, suç işliyor ama güvenlik güçleri bunlara ya müdahale etmiyor, ya da öylesine iş yapar görünüyor. Bu öylesine iş yapmaya bir somut örneği de konumuz içinde yer aldığı için sizlerle paylaşalım.

                                                             GÜVENLİK GÜÇLERİ SADECE SEYREDİYOR

PKK’nın siyasi uzantısı BDP’liler de 15 Ağustos’ta Diyarbakır’da bir kutlama düzenledi. Bu kutladı PKK bayrakları açıldı, Öcalan posterleri havalarda uçuştu. PKK ve yandaşları yasa dışı sloganlar attı. Adeta devlete meydan okundu. PKK’nın başı Öcalan’dan gelen mesajlar okundu. Güvenlik güçleri bu gösteri ve kutlamalara hiçbir müdahalede bulunmadı.

Sadece, meydana gidenler arasında 4 kişi gözaltına alındı. Polis, gerekçe olarak “ Bu kişiler yanlarında Öcalan posterleri taşıyordu, bu suçtur onun için bu kişileri gözaltına aldık” dediler. Kutlamaları düzenleyenlerin “Devlet Öcalan’ın ayağına gidiyor suç olmuyor da, bu mu suç sayılıyor?” diye yanıt verdiler. Şu koca devletin düştüğü hali görüyor musunu?

                                                                 Peki, kardeşim, meydandaki fotoğrafa bakıyoruz, etraf PKK bayrakları ve Öcalan posterlerinden geçilmiyor. Eğer, bunlar suç ise o meydanda bunların işi ne? Neden bunların açılmasına izin veriyorsunuz, neden bunları toplamıyorsunuz, neden meydanı dağıtmıyorsunuz? Nerede su sıkan TOMA’larınız, nerede biber gazınız, nerede copunuz, kelepçeniz? Bir terör örgütü, terörü başlattığı günü bayram yapıyor, yasa dışı kutlamalar yapıyorsa bundan daha somut suç olabilir mi? Daha neyi bekliyorsunuz, birileri çıkıp bunları bu millete anlatsın.

SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTA

Yukarıda söyledik ya, “güvenlik güçleri öylesine iş yapıyor” dedik ya, işte bu yazdıklarımız buna çarpıcı bir örnek oluşturuyor. Ne günlere kaldık, neler yaşıyoruz, bunlara inanansımız gelmiyor. Yasak olan her şey bu meydanda, bu kutlamalarda var. Katılanlar PKK, Öcalan, KCK ve YPG lehine sloganlar atarak yeri göğü inletmişler. Hemen herkesin elinde dikkat ediniz ya PKK bayrakları ya Öcalan posterleri var. Ortada tam anlamı ile bir komedi oynanıyor. Böyle bir yönetim şeklini düşünebiliyor musunuz?

                                                      

                                                           Sözün bittiği noktadayız. “Barış süreci” ile başlatılan ve PKK’nın at koşturduğu bugünkü durum artık milletin sabrını taşırma noktasına gelmiş bulunuyor. Bu yapılanlar, söylenenler, kutlamalar bizim gibi herkesin kanına dokunuyor. Gezi eylemcilerine göz açtırmayanlar, söz PKK olunca sesleri çıkmıyor. “Süreç zarar görmesin” diyerek her türlü kanunsuzluğa göz yumuluyor. Bugün milletini, toprağını, ülkesinin çıkarlarını korumak suç olurken, yıkıcı hareketin içinde bulunmak, PKK’yı savunmak neredeyse suç olmaktan çıkarılmış durumda bulunuyor.

HER TARAFTAN TEHDİT YAĞIYOR

PKK, yıkıcılık faaliyetlerini bırakmadı. Karayılan mesaj üzerine mesaj yayınlıyor, tehdit üzerine tehdit savuruyor. “Biz, kendi profesyonel ordumuzu kuruyoruz” diyor. “AKP Hükümeti isteklerimizi yerine getirmez, adım atmazsa bir tek PKK’lı yerinden oynamayacaktır” diyor. Öcalan İmralı’dan haber gönderiyor ve “Süreç tıkanmak üzere, beklediğimiz adımlar atılmazsa ben bu işten çekileceğim” diyor. PKK’nın siyasi uzantısı BDP milletvekilleri yaptıkları her açıklamada hem hükümeti, hem Türk milletini tahdit ediyor ve “İsteklerimiz ve verilen sözler yerine getirilmelidir” diyorlar.

                                                         Zaten aylardır Güneydoğu, PKK ve yandaşları tarafından neredeyse “kurtarılmış bölge” haline getirildi. Terör örgütü buralarda kendi güvenlik birimlerini bile oluşturdu. Araç ve kimlik kontrolleri bu birimlerce yapılıyor. Dağlar, tepeler, meydanlar, caddeler PKK bayrakları ve Öcalan posterleri ile donatılmış. Hiçbir güvenlik gücü de bunlara müdahale etmiyor. Sanki buralardan devlet çekilmiş, bu boşluğu PKK ve yandaşları doldurmuş görüntüsü ağırlık basıyor. Bölgeye giden ve buradan izlenimlerini bizlerle paylaşan meslektaşlarımızın söyledikleri de bu yazdıklarımızdan farksız. Böyle bir durumdan endişe duymasanız da hangi durumdan duyarsınız?

e.mail: [email protected]