Ortadoğu’da oynanan oyunlar hep aynı…

NECDET BULUZ - Mid East Ethnic lg

NECDET BULUZ

 

                                            Geçenlerde İran’dan ilginç, bir o kadar da düşündürücü bir açıklama geldi. İran Devrim Muhafızları’nın alt kolu Besic milis güçlerinin komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Nagdi, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin dolaylı yoldan ABD tarafından devrildiğini, aynı yöntemin Türkiye cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan için de uygulamakta olduğunu iddia etti. Hatta daha da ileri gidip, sıranın günün birinde İran’a da geleceğini söyledi.

                                               Aslına bakılacak olursa bu sözleri gülüp geçirmemek gerekiyor. Eğer, Ortadoğu’da geçmişten günümüze kadar küresel güçlerin oynadıkları oyunlara baktığımızda bu sözlerde gerçek payının olabileceğini de görmemiz gerekiyor. Özellikle Amerika, kendi çıkarlarının dışında hiçbir şeye izin vermemiştir. Yine dikkat edilecek olursa, Ortadoğu’daki bugünkü yapılanma dolayısı ile BOP, İsrail’in büyümesi ve güvenliğinin sağlanması üzerine kurulmuştur.

                                                  SIRA TÜRKİYE’YE Mİ GELİYOR?

                                                     Amerika, Ortadoğu’da yeni stratejiler üretiyor ve uyguluyor. İslamcıları kendisi ile uzlaşı içine çekiyor, kendi halkının gözünde küçük düşürme yöntemleri uyguluyor. Daha sonraki safhada da muhalifleri ayaklandırıyor. Böylece ortada görünmeden İslamcıları sahneden çıkarmış oluyor. Ortadoğu dahil, küresel güçlerin çıkarları olan her bölgede,her ülkede oynanan oyunun aynı olduğunu görüyoruz.

                                            Sovyetler’in yıkılmasında Amerika’nın rolünün olduğunu herkes biliyor. Aynı yöntem, geçmişte Sovyetler Birliği Lideri Mihail Gorbaçov için de uygulanmış, Sovyet muhalefeti ayaklanmış, Gorbaçov düşürülmüştü. Bugün Sovyetler’in ne hale geldiği ortadadır.

                                                     Şimdi sıra Türkiye’ye mi geliyor? Bu sorunun yanıtını şimdiden vermek zor, ancak her geçen gün sürprizler yaşanan bölgemizde her şeyin olabileceğini, dengelerin her an değişebileceğini de gözlerden uzak tutmamak gerekiyor. Bölgeyi çok iyi analiz eden uzmanlar zaman içinde sıranın İran’a da geleceğini söylüyorlar. Ortadoğu’daki dengelerin değişme sınırı olarak da İran’ı gösteriyorlar.

                                              KÜRESEL VE DIŞ GÜÇLERİN ETKİSİ

                                              Gezi Parkı eylemleri ile başlayan Erdoğan’a karşı büyüyen tepkiler karşısında Başbakan yaptığı konuşmalarda küresel ve dış güçlerin bu işte parmağının olduğunu söylüyordu. Ancak, hangi küresel güçlerin, hangi dış güçlerin bu işin altında olduğunu açıklamadılar. Demek ki, bir takım duyumlar ve istihbaratların alınmış olduğu, Başbakan’ın bu açıklamalarından anlaşılmaktadır. Şimdi, Başbakan’ın açıklamaları ile İran’dan gelen açıklamaların bir noktada örtüştüğünü de görebiliyoruz.

                                                        Başbakan Erdoğan, bir panelde yaptığı konuşmada “Türkiye Mısır değildir” diyor. Doğrudur, Türkiye ile Mısır’ı aynı kefeye koymak haksızlıktır. Ancak, küresel güçler karşısında en güçlü liderlerin bile bir günde kafesler içine konulduğunu unutmamak gerekiyor. Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek, yıllardır Amerika’ya hizmet etmiş, verilen görevleri yerine getirmişi, görevi bittiğinde de bir kafes içine konulup yargılanmıştı.  Son birkaç yıldır Ortadoğu’daki olayların ortaya koyduğu gerçekleri görmezden gelemeyiz. Bölgede çıkar mücadelesi veriliyor. Bu mücadelede yazımızın başında da değindiğimiz gibi İsrail’in güvenliği önde geliyor. Bizim görebildiğimiz kadarı ile Bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulması aşamasına sıra geliyor. Bugün, Amerika’nın isteği ile başlatılan “Barış Süreci”nin yine Amerika’nın istediği biçimde gelişip, şekillenmesinden sonra, Erdoğan’ın da görevi sona ermiş olacaktır.

                                            BAŞBAKAN’A DÜŞEN SORUMLULUK

                                                Bugün Gezi Parkı eylemleri ile başlayan gösterilerin bir alt yapı oluşturduğunu söylemek doğru olur mu bilmiyoruz? Ancak, Başbakan’ın suçladığı küresel ve dış güçlerin varlığı, böyle bir gelişmenin de habercisi olarak karşımızda duruyor. Bu noktada göstericilere olduğu kadar Başbakan Erdoğan’a da çok büyük sorumlulukların düştüğünü söylemeliyiz.

                                                     Bu noktada bizim de söylemek istediklerimiz olacaktır:

                                                         Başbakan, eylemcilere seslenirken “Üzerimize kurulmak istenen tezgâhlara gelmeyin. Huzurumuzu bozmak isteyen güçlerin oyununa alet olmayın” diyor. Eğer, elinde bazı bilgi ve belgeler varsa doğru da söylüyor. Ancak, Başbakan da, eylemcileri daha da kışkırtacak söylemlerden kaçınması gerekiyor. Daha yumuşak, daha kucaklayıcı, daha barışçı bir dil kullanması, insanları küçümsememesi, toplumu ayrıştırmaması gerekiyor. Bir yerde Başbakan, tutum ve davranışları ile eğer söylediği doğruysa küresel ve dış güçlerin ekmeğine kendisi yağ sürüyor.

 e.mail: [email protected]