Tarih ve Kültür

Allianoi’nin yeniden toprak altına gömülmesi, İnsanlık Anıtı’nın Başbakanın emriyle yıkılması, İstanbul Şehir Tiyatrolarının ve Devlet Tiyatrolarının repertuvarlarına, sanatçıların haklarına ve yönetimlerine  müdahale edilmesi, “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin kaldırılması için bir kampanya başlatılması ve Başbakanın bizzat savcıları göreve çağırması, ...  Açıkçası daha da saymaya dilim varmıyor. Şimdi bir de bir AKP’li vekilin eliyle “Ecdadı Koruma Kanunu” denebilecek, her türlü sanat faaliyeti ve basın üstünde sansür yasası sayılacak bir yasa teklifini Meclise sunuldu. Bu da tabii ki ileri sanat ve kültür değerlerine karşı yapılan saldırıların iktidar eliyle yönlendirildiğinin kanıtı niteliğindedir. - slide 3

Allianoi’nin yeniden toprak altına gömülmesi, İnsanlık Anıtı’nın Başbakanın emriyle yıkılması, İstanbul Şehir Tiyatrolarının ve Devlet Tiyatrolarının repertuvarlarına, sanatçıların haklarına ve yönetimlerine  müdahale edilmesi, “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin kaldırılması için bir kampanya başlatılması ve Başbakanın bizzat savcıları göreve çağırması, …  Açıkçası daha da saymaya dilim varmıyor. Şimdi bir de bir AKP’li vekilin eliyle “Ecdadı Koruma Kanunu” denebilecek, her türlü sanat faaliyeti ve basın üstünde sansür yasası sayılacak bir yasa teklifini Meclise sunuldu. Bu da tabii ki ileri sanat ve kültür değerlerine karşı yapılan saldırıların iktidar eliyle yönlendirildiğinin kanıtı niteliğindedir.

 

Tarihi eserlerin rant uğruna, kâr uğruna yağma edilmesi, örneğin “Antik kent üzerine süpermarket” yapılması durumu var. Ecdadımızın eserlerine sahip çıktıklarını söyleyen hükümet İslam – Türk öncesi Antik kültüre sırtını dönebiliyor.

 

Oysa “Anadolu kültürü ve değerleri” denince; binlerce yıldır bu topraklar üstünden gelmiş geçmiş (Hititler, Urartular, Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Türkler, Süryaniler, …) bütün halkların oluşturduğu kültürlerden, her tür inanç ve sanat faaliyetlerinden sentezlenip gelen insanlığın ileri kültürüne katılan insani değerler, çağını aşıp gelen sanat eserleri  anlaşılır. Yani durum onların anladığı gibi değildir.

 

Tarih, nesnel bir bakış açısıyla incelenmesi, irdelenmesi ve öğrenilmesi gereken bir bilimdir.  Farklı ideoloji ve bakış açılarına göre açıklanabilecek, ona göre bir gelecek oluşturulabilecek bir olgu değildir. Her ulusun bir tarihi vardır ve bu tarih bir bütündür. Parçalayamazsınız onu. Hiçbir ulus, kendi tarihini eksik, parçalı, kesintili öğrenmez, öğretemez. Doğrusuyla, eğrisiyle her toplum kendi geçmişini, atalarını merak eder, elemeden, ayrım yapmadan her dönemini doğru öğrenmek ister ki doğrularla onurlansın, yanlışlardan dersler çıkarsın yarınlara dair.  Oysa baktığımızda Türk tarihi kesintilere uğratılmak isteniyor.

Okumaya devam et  ”1,5 Milyon Ermeni öldürülmedi”. RUS TARİHCİDEN TARİHİ TESBİT !!!

 

Osmanlı dönemi tarihçiliğinde Türk tarihi, Türklerin Müslüman olmasıyla başlatılmış, İslam öncesi Türk tarihi üzerinde hemen hemen hiç durulmamış, yazılmamış ve öğretilmemiş. Oysa İslam adına yapılan bu uygulama İslam’a da aykırı. Çünkü bakılacak olursa Kur’an’da Müslüman olmayan eski kavimlerin, Allah’a isyan etmişlerin, Firavunların, Nemrutların ve başkalarının hayatı da ibret için anlatılır. Zira tarih, ders çıkarılması gereken, olmuş geçmiş bir eski zaman sürecidir. Alınması gereken ders de daha çok olumsuz, kötü ve çirkin olan üzerinden alınır.

 

Ancak, Ak Parti yöneticileri kültürü, sanatı, toplumsal yaşamın değerlerinin tarihini 1071 Malazgirt Savaşı’yla başlatıyorlar. Türk toplumunun tarihini Selçuklu, Osmanlı ve İslam kültürü ile sınırlıyorlar. Böyle olunca da elinde sadece din, onunla sıkı sıkıya bağladığı milliyetçilik ve sığ bir “Osmanlıcılık” kalmaktadır. Düşünün; güya dönemi simgeleyecek bir eser bırakabilmek adına yaptırılacak, Çamlıca’ya dikilecek cami için bile yeni bir şey üretilememiş, neredeyse Sultanahmet Cami’nin kopyası kullanılmak istenmektedir.

 

Ak Parti kendince muhafazakâr bir kültür oluşturmaya çalışıyor. Ancak bu anlamda yine tarihten ders almıyorlar. Zira tarihi yine dayattıkları gibi belirli bir süreç çerçevesinden görüyorlar sanırız. Oysa böylesi bir labirente giren ülkeler ve yönetimlerin hiçbiri bu labirentten çıkamamış, niyetleri farklı olsa da bir yanıyla totalitarizme, öte yanıyla marjinalleşmeyle sonuçlanan bir yola girmiş, faturası da ülkelere, halklara çıkmıştır. Görünen o ki bu halka yine bir fatura ödetilmek isteniyor…

 

Herkes bilmelidir ki Türk tarihi bir bütündür, parçalanmaz. Tarihimiz, olumlu olumsuz, iyi kötü tüm değerleriyle bizimdir. Tarihimizi iyi öğrenelim ve sahip çıkalım. Bizim tarihimiz 1071’de başlamadı, 2071’de de son bulmayacak. Kimse böyle düşünmesin…

 

Arzu Kök


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir