ATATÜRKÇÜ OLMAYAN DÜŞÜNSÜN

Mehmet Akif Ersoy,Kıssadan Hisse şiirinde,"Geçmişten adam hisse kaparmış...Ne Masal şey!/Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/'Tarih'i tekerrür'diye tarif ediyorlar;/Hiç ibret alınsaydı,tekerrür mü ederdi?"diyor.
Büyük Atatürk,Kurtuluş Savaşının başarıyla sonuçlanması için aradığı desteği o gün sadece Sovyetler Birliğinden bulurken, Lenin'e,"Bolşeviklerin emperyalist ülkelere düşman olduklarını ve bütün mazlum milletleri emperyalizmin ezici baskılarından kurtarmak istediklerini biliyoruz"diye yazıyordu... *
Tarih yeniden  bir tekerrürün kırılma noktasına mı akmaktadır?
ABD/Siyonist emperyalizmi  itikadi ve maddi çıkarlarını realize etme yönünde,küresel olaylarda nerede ve ne zaman ve nasıl olursa olsun düşmana karşılık vermek yeteneğini öngören askeri stratejisi doğrultusunda küresel İslami cihad terörü ve İran'ın nükleer programına dair uluslararası kamuoyuyla tam işbirliği içinde olmayışını kullanıyor.
Bir;İslam ülkelerinin ekonomik değişkenleri ile sosyo-politik değişkenleri yapılarına,sorunları aşma kapasitelerine bağlı olarak birbiriyle etkileştiriliyor-bu suretle, Siyonizmin öngördüğü İslami kurgu altında ekonomiler yutuluyor.
İki;Rusya İslami terör ve İran'ın nükleer programı bahanesiyle Polonya,Romanya,Türkiye,Körfez ülkeleri ve Baltık Denizi'nde konuşlandırılan Füze Savunma Sistemleriyle kuşatılıyor.
Üç;Kuzey Kore'den füze saldırısı bahanesiyle de o yörede konuşlandırılan Füze Savunma Sistemleriyle hem Rusya hem Çin topraklarında hap'sediliyor.
Dört;Bu suretle ABD/Siyonist emperyalizmi  bilim ve iletişimde tekel hale gelirken,"Dünya Benim" demeye hazırlanıyor.  *
Rusya Nükleer Silahların Azaltılması Anlaşmasından yeterli tecrübesiyle bu kuşatmaya karşı sesini giderek yükseltmektedir.
Bir;Füze Savunma Sistemlerinin topraklarını algılaması durumunu egemenliğine aykırı bulduğunu ve bu sistemlerin topraklarını algılamamasını istiyor.
İki;Ya da  füze saldırılarına karşı  küresel savunma yükümlülüğünde ABD'ye ortak olmayı teklif ediyor.
Üç;ABD'nin Füze Savunma Sistemleri konuşlandırmasıyla oluşturduğu küresel krizi duyurmak,tartışmak ve öngörülerde bulunmak üzere Moskova'da Uluslararası  Füze Savunma Sistemleri Konferansında,"ABD ile anlaşma sağlayabilirsek,orta ve uzun vade tehditlerine karşı Don-2P radar üssümüzü ortak kullanabiliriz" çağrısında bulunuyor. 
Dört;Aksi halde asla stratejik dengenin bozulmasına izin verilmeyeceğini ve ABD'nin küresel füze savunma sistemine  asimetrik yanıt verileceğini ilan ediyor. *
Bıırrr! Soğukluk titretiyor... * Her türlü tehditte Türkiye'nin akıl ve bilimin rehberliğinde kültürünün çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarılması,bağımsızlık,millet egemenliğinde huzur ve refah için toplumun temel kurumu devletin rejimi ve işleyişinde oluşturduğu sistematikte anayasal düzenini,ulusal varlık ve bütünlüklerini,uluslararası menfaatlerini,toplumun sosyal,siyasal ve ekonomik ilişkileri hukukunu h er türlü iç ve dış tehdite karşı koruması ve kollaması gerekiyor,değil mi? </p> * <p> Rağmen bir tarafta bizzat ABD/Siyonist emperyalizminin ve hükümetin siyasi kucağında din eksenli Gülen cemaati,"Biz irticayı başka türlü anlıyoruz.  200 yıldan beri irtica vardır.Osmanlı'dan itibaren batılaşma adı altında batıya bağımlılık yaratılmıştır,bize göre esas irtica budur.Biz hep bu irtica ile mücadele ettik"öngörüsündedir! Şimdi demokratik alanın biricik belirleyeni olma noktasındaİslam Ümmeti vizyonundayargıda, ekonomi- istihdam,istihbarat-güvenlik,sivil-asker bürokraside,eğitimde-sağlıkta,merkezde-yereldeki gücüyle töhmet ettiği Atatürk Devriminden yükselen Türkiye Cumhuriyetinin ulus/üniter devlet ve lâik karakterinin içeriğini dönüştürüyor, anayasasını yazıyor. Öte tarafta Atatürkçü Cumhuriyetin ulus/üniter ve milliyetçi karakterinin  diğer müştekisi Kürt hareketi de konfederal anayasa,ulus,vatan ve siyaset konsepti ve toplumcu ekonomi anlayışıyla demokratik özerkliğinin savaşımını veriyor. Türkiye,biri merkezini islamcı sermayenin oluşturduğu islamcı-liberal siyaset cephesi-ki,AKP ve yeniCHP'yi kapsıyor,MHP tasfiyededir diğeri federalist-toplumcu-ki,BDP'den oluşan iki cepheye bölünmüş bulunuyor. * Ya Atatürkçü ideoloji, ya Atatürkçüler? Kurultay yaklaşırken İstanbul teşkilatından hareketle Türkiye ölçeğinde yeniCHP teşkilatlarına hakim olmak mücadelesi de bu gerçeği gösteriyor. Milletvekilleri Erdoğan Toprak,Aydın Ayaydın cemaat kanadından ve Beykoz solcuları adıyla namlıdır,kaset komplosu dahil CHP'yi  hem Atatürkçü ideolojisinden uzaklaştırma ve liberal sosyal demokrat çizgide yeniCHP'nin son rütuşlarını yapmak,hem de Kemal Kılıçdaroğlu'nun işaretiyle Nihat Matkap'la birlikte partinin işleyişinde ve siyasi kararların alınmasında güçlenmek mücadelesindedirler. Kurultay öncesi Atatürkçü ideolojinin tasfiyesi tamamlanıyor,Atatürkçüler etkisizleşecekleri zan'nıyla kendi hallerine terk ediliyor ve  yeni Anayasa'dan yeniTürkiye'ye yol alınıyor. Ya da CHP siyasi vizyonu tıpkı TSK'nın askeri vizyonunda düşmanına teslim olduğu gibi-üstelik,düşmanıyla işbirliğine girmek hatasında-biri yeniCHP,diğeri SK'ya dönüşmüş bulunuyor. * Kemal Kılıçdaroğlu'nun temel misyonu bu noktadan başlıyor -karşılığında, yeniCHP Genel Başkanı olarak vaadedilmiş bir başarı ile liberal sosyal demokrasi tutkusunu yerine getirmeye hevesleniyor.
Oh,ne alâ! Bakınız,yeni Türkiye'de yeniCHP ile AKP iktidarı  ne güzel demokrasicilik oyunu sergiliyor!
Atatürkçüler dışlanır,parti göreceli olarak zayıflarken Kemal Kılıçdaroğlu'nda hiç bir gam  belirtisi vermiyor,pişkindir,"İlk seçimde AKP'nin oy oranı düşerse Erdoğan istifa etsin,eğer bizim oylarımız düşerse genel başkanlığı bırakırım"diyor!
Belli ki,herşeyi siber uzayda ve kültürde tek bir tuş kumandasında tutan güçlerden aldığı vaadin rahatlılığındadır-ancak,vaad yeniTürkiye'nin dönüşümünün gereği yerel seçimlerden hareketle 2023 hedefinde AKP'nin oy oranının yüzde 60'lar, Atatürk ideolojisi kurumsallığını ve MHP'nin Türk milliyetçiliğini sonlandırma başarısında yeni CHP'nin yüzde 30 oy seviyelerini gösteriyor-bu suretle, halk ileri demokraside müstehakını buluyor!
Turgut Özal'dan bu yana söylenen iki buçuk siyasi partili konseptin oluşturulmasında günler sayılıyor.   * Fakat ABD/Siyonist emperyalizminin Füze Savunma Sistemleri konuşlandırmasıyla kendilerini tehditte hisseden-mesela,Rusya'da Devlet Başkanı Vladimir Putin,"ABD'nin küresel füze kalkanına ve onun Avrupa'daki parçasına askeri ve teknik cevap verimli ve asimetrik olmalıdır"ifadesiyle asimetrik savaşın fitilini ateşliyor. </p>
Rus Genelkurmay Başkanı Nikolai Makarov,"ABD Füze savunma sistemini yeniden gözden geçirmezse Rusya sert önlemler alır" diyor. Asimetrik savaşın  öncelikli ve biricik canlı muhatabının ise ABD/Siyonist emperyalizmine ilişikli, 200 yıl öncesinin pan-islam Osmanlısına duyduğu özlemi,yeniOsmanlıcılık namıyla sözde güncelleştiren ve Ortadoğu dönüşümünde kendini bir halt sayan yeniTürkiye olacağını anlamak için kâhin olmak gerekmiyor.
<p> *  Atatürkçü ideolojinin kurumsallığının çökertildiği bir yeni Türkiye'de asimetrik savaşın yol açacağı etnik,mezhepsel ve ulusal kirlenme,ayrışma ve çatışmaya ya da ekonomide kurulacak baskıyla zenginin fakirleşmesine,fakirinin yok olmasına ya da silahlanmanın ağır bedellerine ya da komşu ülkelerden gelebilir herhangi bir soruna ya da ulusal bir yıkıma hangi ulusal birliktelik ile başedileceği,katlanılacağı ve altedileceğini -elbette,bu iki cepheyi oluşturan biganelerin bilmesi ihtimali yoktur. Bu durumda dahi Türkiye'nin sahipsiz milyonlarca fakat  tek tek Atatürkçü ruhu kurtuluşun yegâne sigortasıdır. * Tarihin tekerrüründe sondan bir adım önde bulunuluyor ve küresel  Füze Savunma Sistemine dair vereceği kararıyla 20-21 Mayıs'ta Chicago NATO Zirvesi bekleniyor. 7.5.2012 - ataturk ilkeleri

Mehmet Akif Ersoy,Kıssadan Hisse şiirinde,”Geçmişten adam hisse kaparmış…Ne Masal şey!/Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/’Tarih’i tekerrür’diye tarif ediyorlar;/Hiç ibret alınsaydı,tekerrür mü ederdi?”diyor.
Büyük Atatürk,Kurtuluş Savaşının başarıyla sonuçlanması için aradığı desteği o gün sadece Sovyetler Birliğinden bulurken, Lenin’e,”Bolşeviklerin emperyalist ülkelere düşman olduklarını ve bütün mazlum milletleri emperyalizmin ezici baskılarından kurtarmak istediklerini biliyoruz”diye yazıyordu…

*
Tarih yeniden  bir tekerrürün kırılma noktasına mı akmaktadır?
ABD/Siyonist emperyalizmi  itikadi ve maddi çıkarlarını realize etme yönünde,küresel olaylarda nerede ve ne zaman ve nasıl olursa olsun düşmana karşılık vermek yeteneğini öngören askeri stratejisi doğrultusunda küresel İslami cihad terörü ve İran’ın nükleer programına dair uluslararası kamuoyuyla tam işbirliği içinde olmayışını kullanıyor.
Bir;İslam ülkelerinin ekonomik değişkenleri ile sosyo-politik değişkenleri yapılarına,sorunları aşma kapasitelerine bağlı olarak birbiriyle etkileştiriliyor-bu suretle, Siyonizmin öngördüğü İslami kurgu altında ekonomiler yutuluyor.
İki;Rusya İslami terör ve İran’ın nükleer programı bahanesiyle Polonya,Romanya,Türkiye,Körfez ülkeleri ve Baltık Denizi’nde konuşlandırılan Füze Savunma Sistemleriyle kuşatılıyor.
Üç;Kuzey Kore’den füze saldırısı bahanesiyle de o yörede konuşlandırılan Füze Savunma Sistemleriyle hem Rusya hem Çin topraklarında hap’sediliyor.
Dört;Bu suretle ABD/Siyonist emperyalizmi  bilim ve iletişimde tekel hale gelirken,”Dünya Benim” demeye hazırlanıyor. 

*
Rusya Nükleer Silahların Azaltılması Anlaşmasından yeterli tecrübesiyle bu kuşatmaya karşı sesini giderek yükseltmektedir.
Bir;Füze Savunma Sistemlerinin topraklarını algılaması durumunu egemenliğine aykırı bulduğunu ve bu sistemlerin topraklarını algılamamasını istiyor.
İki;Ya da  füze saldırılarına karşı  küresel savunma yükümlülüğünde ABD’ye ortak olmayı teklif ediyor.
Üç;ABD’nin Füze Savunma Sistemleri konuşlandırmasıyla oluşturduğu küresel krizi duyurmak,tartışmak ve öngörülerde bulunmak üzere Moskova’da Uluslararası  Füze Savunma Sistemleri Konferansında,”ABD ile anlaşma sağlayabilirsek,orta ve uzun vade tehditlerine karşı Don-2P radar üssümüzü ortak kullanabiliriz” çağrısında bulunuyor. 
Dört;Aksi halde asla stratejik dengenin bozulmasına izin verilmeyeceğini ve ABD’nin küresel füze savunma sistemine  asimetrik yanıt verileceğini ilan ediyor.

*
Bıırrr! Soğukluk titretiyor…

*
Her türlü tehditte Türkiye’nin akıl ve bilimin rehberliğinde kültürünün çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarılması,bağımsızlık,millet egemenliğinde huzur ve refah için toplumun temel kurumu devletin rejimi ve işleyişinde oluşturduğu sistematikte anayasal düzenini,ulusal varlık ve bütünlüklerini,uluslararası menfaatlerini,toplumun sosyal,siyasal ve ekonomik ilişkileri hukukunu h er türlü iç ve dış tehdite karşı koruması ve kollaması gerekiyor,değil mi?

*

Rağmen bir tarafta bizzat ABD/Siyonist emperyalizminin ve hükümetin siyasi kucağında din eksenli Gülen cemaati,”Biz irticayı başka türlü anlıyoruz. 

200 yıldan beri irtica vardır.Osmanlı’dan itibaren batılaşma adı altında batıya bağımlılık yaratılmıştır,bize göre esas irtica budur.Biz hep bu irtica ile mücadele ettik”öngörüsündedir!
Şimdi demokratik alanın biricik belirleyeni olma noktasındaİslam Ümmeti vizyonundayargıda, ekonomi- istihdam,istihbarat-güvenlik,sivil-asker bürokraside,eğitimde-sağlıkta,merkezde-yereldeki gücüyle töhmet ettiği Atatürk Devriminden yükselen Türkiye Cumhuriyetinin ulus/üniter devlet ve lâik karakterinin içeriğini dönüştürüyor, anayasasını yazıyor.
Öte tarafta Atatürkçü Cumhuriyetin ulus/üniter ve milliyetçi karakterinin  diğer müştekisi Kürt hareketi de konfederal anayasa,ulus,vatan ve siyaset konsepti ve toplumcu ekonomi anlayışıyla demokratik özerkliğinin savaşımını veriyor.
Türkiye,biri merkezini islamcı sermayenin oluşturduğu islamcı-liberal siyaset cephesi-ki,AKP ve yeniCHP’yi kapsıyor,MHP tasfiyededir diğeri federalist-toplumcu-ki,BDP’den oluşan iki cepheye bölünmüş bulunuyor.

*
Ya Atatürkçü ideoloji, ya Atatürkçüler?
Kurultay yaklaşırken İstanbul teşkilatından hareketle Türkiye ölçeğinde yeniCHP teşkilatlarına hakim olmak mücadelesi de bu gerçeği gösteriyor.
Milletvekilleri Erdoğan Toprak,Aydın Ayaydın cemaat kanadından ve Beykoz solcuları adıyla namlıdır,kaset komplosu dahil CHP’yi  hem Atatürkçü ideolojisinden uzaklaştırma ve liberal sosyal demokrat çizgide yeniCHP’nin son rütuşlarını yapmak,hem de Kemal Kılıçdaroğlu’nun işaretiyle Nihat Matkap’la birlikte partinin işleyişinde ve siyasi kararların alınmasında güçlenmek mücadelesindedirler.
Kurultay öncesi Atatürkçü ideolojinin tasfiyesi tamamlanıyor,Atatürkçüler etkisizleşecekleri zan’nıyla kendi hallerine terk ediliyor ve  yeni Anayasa’dan yeniTürkiye’ye yol alınıyor.
Ya da CHP siyasi vizyonu tıpkı TSK’nın askeri vizyonunda düşmanına teslim olduğu gibi-üstelik,düşmanıyla işbirliğine girmek hatasında-biri yeniCHP,diğeri SK’ya dönüşmüş bulunuyor.
*
Kemal Kılıçdaroğlu’nun temel misyonu bu noktadan başlıyor -karşılığında, yeniCHP Genel Başkanı olarak vaadedilmiş bir başarı ile liberal sosyal demokrasi tutkusunu yerine getirmeye hevesleniyor.
Oh,ne alâ! Bakınız,yeni Türkiye’de yeniCHP ile AKP iktidarı  ne güzel demokrasicilik oyunu sergiliyor!
Atatürkçüler dışlanır,parti göreceli olarak zayıflarken Kemal Kılıçdaroğlu’nda hiç bir gam  belirtisi vermiyor,pişkindir,”İlk seçimde AKP’nin oy oranı düşerse Erdoğan istifa etsin,eğer bizim oylarımız düşerse genel başkanlığı bırakırım”diyor!
Belli ki,herşeyi siber uzayda ve kültürde tek bir tuş kumandasında tutan güçlerden aldığı vaadin rahatlılığındadır-ancak,vaad yeniTürkiye’nin dönüşümünün gereği yerel seçimlerden hareketle 2023 hedefinde AKP’nin oy oranının yüzde 60’lar, Atatürk ideolojisi kurumsallığını ve MHP’nin Türk milliyetçiliğini sonlandırma başarısında yeni CHP’nin yüzde 30 oy seviyelerini gösteriyor-bu suretle, halk ileri demokraside müstehakını buluyor!
Turgut Özal’dan bu yana söylenen iki buçuk siyasi partili konseptin oluşturulmasında günler sayılıyor.  

*
Fakat ABD/Siyonist emperyalizminin Füze Savunma Sistemleri konuşlandırmasıyla kendilerini tehditte hisseden-mesela,Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin,”ABD’nin küresel füze kalkanına ve onun Avrupa’daki parçasına askeri ve teknik cevap verimli ve asimetrik olmalıdır”ifadesiyle asimetrik savaşın fitilini ateşliyor.

Rus Genelkurmay Başkanı Nikolai Makarov,”ABD Füze savunma sistemini yeniden gözden geçirmezse Rusya sert önlemler alır” diyor.

Asimetrik savaşın  öncelikli ve biricik canlı muhatabının ise ABD/Siyonist emperyalizmine ilişikli, 200 yıl öncesinin pan-islam Osmanlısına duyduğu özlemi,yeniOsmanlıcılık namıyla sözde güncelleştiren ve Ortadoğu dönüşümünde kendini bir halt sayan yeniTürkiye olacağını anlamak için kâhin olmak gerekmiyor.


Atatürkçü ideolojinin kurumsallığının çökertildiği bir yeni Türkiye’de asimetrik savaşın yol açacağı etnik,mezhepsel ve ulusal kirlenme,ayrışma ve çatışmaya ya da ekonomide kurulacak baskıyla zenginin fakirleşmesine,fakirinin yok olmasına ya da silahlanmanın ağır bedellerine ya da komşu ülkelerden gelebilir herhangi bir soruna ya da ulusal bir yıkıma hangi ulusal birliktelik ile başedileceği,katlanılacağı ve altedileceğini -elbette,bu iki cepheyi oluşturan biganelerin bilmesi ihtimali yoktur.
Bu durumda dahi Türkiye’nin sahipsiz milyonlarca fakat  tek tek Atatürkçü ruhu kurtuluşun yegâne sigortasıdır.

*
Tarihin tekerrüründe sondan bir adım önde bulunuluyor ve küresel  Füze Savunma Sistemine dair vereceği kararıyla 20-21 Mayıs’ta Chicago NATO Zirvesi bekleniyor.

7.5.2012

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir