Romanya Prensi: Avrupa’daki Ülkeler Türkiye’ye Karşı İki Yüzlü

Romanya Prensi Radu Duda, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin bir parçası olması gerektiğini belirterek, ''Türkiye 100 yıl önce Avrupa'nın hasta adamıyken şimdi çok daha zengin, çok daha gelişmiş olmasına rağmen neden Avrupa'nın bir parçası olamıyor? Avrupa'daki ülkeler, Türkiye'ye karşı iki yüzlü davranıyor'' dedi. - 310311 oa iki12

Romanya Prensi Radu Duda, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin bir parçası olması gerektiğini belirterek, ''Türkiye 100 yıl önce Avrupa'nın hasta adamıyken şimdi çok daha zengin, çok daha gelişmiş olmasına rağmen neden Avrupa'nın bir parçası olamıyor? Avrupa'daki ülkeler, Türkiye'ye karşı iki yüzlü davranıyor'' dedi. - 310311 oa iki12

Romanya Prensi Radu Duda, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin bir parçası olması gerektiğini belirterek, ”Türkiye 100 yıl önce Avrupa’nın hasta adamıyken şimdi çok daha zengin, çok daha gelişmiş olmasına rağmen neden Avrupa’nın bir parçası olamıyor? Avrupa’daki ülkeler, Türkiye’ye karşı iki yüzlü davranıyor” dedi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi (İTİCU) Eminönü Yerleşkesi’nde düzenlenen ”Demokrasi ve Kurumsallaşma” konulu konferansta konuşan Duda, demokrasiyle özgürlüğün aynı şey olmadığını söyledi.

Duda, iktidarlar ve kamu kurumlarının tutarlığının demokrasiyi güçlendirici ana unsurlar olduğunu ifade ederek, kurumların kapasitesinin demokratikleşmeyi etkileyen en önemli unsur olduğunu kaydetti.

Batı ülkeleri arasındaki ileri demokrasinin, kurumsal yapıların kuvvetinden kaynaklandığını belirten Duda, ”Demokrasi insanların sorumluluk bilinciyle paralel gelişiyor. Bundan dolayı Batı’da benim özgürlüğüm sizin özgürlüğünüzü kısıtlamamalı anlayışı benimsenmiştir” dedi.

Duda, konferansın ardından bir gazetecinin, ”Türkiye’yi demokrasinin yerleştiği bir ülke olarak tanımlayabilir misiniz?” şeklindeki sorusu üzerine şunları belirtti:

”Türkiye, özellikle de son zamanlarda inanılmaz gelişmesiyle birçok Avrupa ülkesinden daha başarılıdır. Bu başarısını demokrasi yönüyle de ortaya koymaktadır. Romanya yönetimi bu konudaki eksikliğinin farkına 50 yıl sonra varmış, Türkiye ise kurulduğu dönemden bugüne eksikliklerini hızla tamamlamış ve şu anda herkesin alkışladığı başarıya kavuşmuştur.”

Bir gazetecinin, ”Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde karşılaştığı sorunların AB ülkelerinin iki yüzlülüğünden kaynaklandığı fikrine katılıyor musunuz?” şeklindeki sorusuna ilişkin de Duda, şunları söyledi:

”Ben şahsım adına Türkiye’nin AB’nin bir parçası olması gerektiğine inanıyorum. Bunun için bir çok neden var. Türkiye’nin AB’ye girmesi için ters düşebilecek bir nokta yok. Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde Osmanlı Devleti, Avrupa’nın hasta adamı olarak lanse ediliyordu. Türkiye, 100 yıl önce Avrupa’nın hasta adamıyken şimdi çok daha zengin, çok daha gelişmiş olmasına rağmen neden Avrupa Birliği’nin bir parçası olamıyor? Bunu size olumlu olmak, siyasi açıdan hoş görünmek için söylemiyorum. Türk ulusunu canlandırmak, şevklendirmek gibi bir derdim de yok. Bunu Türkiye’de olduğum için de söylemiyorum. Bu süreci destekleyen ekonomik, politik, diplomatik, eğitim, jeopolitik ve ordunun bakışı açısından AB’ye girmeniz için birçok neden var.

Avrupa’daki ülkeler Türkiye’ye karşı iki yüzlü davranıyorlar. Aslında belki de politika bunu, yani farklı davranmayı gerektiriyor. Aslında herkes kendi çıkarı için davranıyor. Bazı devletler için sizin AB’ye girmeniz onlara bir çıkar sağlamıyor. Ancak bu sizin AB üyesi olmanız için engel teşkil edecek birşey değil.”

Konuşmanın ardından İTİCU Rektörü Prof. Dr. Sabri Orman, Radu’ya çini işlemeli bir teşekkür plaketi sundu.

AA

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir