PKK – NEREYE KADAR?

  - 1437809520747
  

Ahmet B. ERCİLASUN [email protected]
[email protected]
Yazı Tarihi: 26/11/2008

 

Türkiye’nin meselesi terör değildir beyler, bölücülüktür. Terör, Türkiye’yi bölmek için kullanılan araçlardan sadece biridir. Kan Uykusundan Uyanmak programında DTP mebusu Aysel Tuğluk şöyle diyor (konuşmaları not alabildiğim kadar ve mealen veriyorum): Abdullah Öcalan ile görüşülmeli; onun koşulları üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. Başbakan çıkıp açıkça, askerî çözümün defalarca denendiğini ve işe yaramadığını ilan etmelidir. Askerî çözümden vazgeçtiğini ilan etmelidir. O zaman biz de adım atar ve çatışmayı durdururuz. Durdurmazsak bizi sorumlu tutun. Evet, bayan Tuğluk böyle diyor. Terörü durduracağını açıkça belirtiyor. Bu ne demektir? Devlet güçlerinin durduramadığı terörü Aysel Tuğluk nasıl durduracak? Bu satırların altında “Terörü biz idare ediyoruz; istersek durdururuz” anlamı yok mu? “Askerî çözümden vazgeçmezseniz terörü sürdürürüz” tehdidi yok mu? Terörle iç içe olduklarını, hatta onu yönlendirdiklerini ima eden bu takımı Meclis’e soktuk; Cumhurbaşkanlığı makamında ağırlıyoruz. Bu iş daha nereye kadar gidecek beyler?
Aynı programda bay İbrahim Güçlü şöyle diyor: Üniter ve ulus-devlet projesi tehlikeli bir projedir. Ulus üstü devlet projesi gereklidir. Ortak projemiz federal proje olmalıdr. En rasyonal sistem federasyondur… Kürtlere kendi kaderini tayin etme hakkı tanınmalıdır…Biz toprak istemiyoruz; toprak zaten bizim… Bu zatın, Türkiye’nin ne kadarını kendi toprağı olarak düşündüğünü ve federasyonda sınırı nereden geçirmek istediğini bilmiyoruz. Yarın onu da birileri söylerse belki o zaman siz de “Nereye kadar?” diye isyan edersiniz. Evet, bu iş daha nereye kadar gidecek beyler?
Programda Bayram Bozyel adlı bir zat da vardı. Ondan da birkaç söz: Resmî ideolojide deniz tükenmiştir. Kürt sorunu, Kürt halkının kendi kendini yönetme sorunudur…Terör, devlet odaklıdır. Devletin yaptığı terör karşı terörü yaratmıştır…Terörü PKK değil devlet yapıyormuş. “Kürt halkının kendi kendini yönetmesi” ne demek? Bu da mı bölücülük değil? İsterseniz hep beraber soralım beyler: Bu iş daha nereye kadar gidecek?
Bölgenin ekonomik geri kalmışlığından, sosyal tedbirlerden, kültürel hakların verilmesinden bahseden cici beyler! Duyduğunuzu anlamıyor musunuz; yoksa duymuyor musunuz? Adamlar, kadınlar, askerî çözümden vazgeçin, terörü biz durduruz diyorlar; işitmiyor musunuz? Üniter ve ulus-devlet tehlikeli; en rasyonal sistem federasyon, diyorlar; duymuyor musunuz? “Biz toprak istemiyoruz; toprak zaten bizim” diyorlar; Irak’taki bölgeye Güney Kürdistan, diyorlar; işitmiyor musunuz? “Kürt halkı kendi kendini yönetmeli” diyorlar; duymuyor musunuz? Ne terörü beyler? Terör, ülkeyi bölmenin araçlarından sadece birisi. Terör dursun; siyasi çözümü konuşalım…Sık sık tekrarlanan aşina bir söz değil mi? Yukarıdaki sözler bağlamında düşünün bakalım; ne demek istiyorlar! Siyasi çözümü konuşalım; yani devlet Türk-Kürt ortak devleti mi olacak; federasyon mu olacak; bunları konuşalım.
Uyanma vakti gelmedi mi beyler? Millet olarak hep beraber “Daha nereye kadar?” diye haykırma zamanı gelmedi mi? Yoksa, federasyonun sınırları belirlensin; o zaman çaresine bakarız mı diyorsunuz? Eh, ben ne diyeyim? Dede Korkut zamanında Oğuz beyleri bir uyudu mu yedi gün uyurlarmış. Buna da küçük ölüm derlermiş. Uyandıkları zaman da düşman, evi-obayı çoktan talan etmiş olurmuş. Cevap verin beyler; evin-obanın, yurdun-yuvanın talan edilmesini mi bekliyorsunuz?
Okumaya devam et  Mayınlı Arazide Yeşeren Tarihi Hesaplaşma, Kültürel Miras ve Karar

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir