Fransa, Pierre Loti’yi unuttu

Birinci Dünya Savaşı sonrasında kaleme aldığında Fransa'da basılmaları yasaklanan makalelerinde Pierre Loti, Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalama girişimlerine ve karalama kampanyalarına alkış tutanlar hakkında şunları yazıyor: ‘‘Oh, onları çok iyi tanıyorum. Bugün Türklere haksızlık edenlerin, Şark'a ayak atmamış, ön yargılarla gözleri körleşmiş insanlar olduklarını biliyorum. Onlar, iyi niyetli olduklarına hiç şüphem olmayan bu insanlar, çığırından çıkmış bir propagandanın ajanlarına kendilerini kaptırıyorlar.'' - turkiye fransa
 

Ferai TINÇ
Fransa Parlamentosu’nda Ermeni Soykırım tasarısı lehinde oy kullananlar Pierre Loti’yi ne kadar tanıyorlar bilmiyorum ama Pierre Loti onları tanıyor.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında kaleme aldığında Fransa’da basılmaları yasaklanan makalelerinde Pierre Loti, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalama girişimlerine ve karalama kampanyalarına alkış tutanlar hakkında şunları yazıyor: ‘‘Oh, onları çok iyi tanıyorum. Bugün Türklere haksızlık edenlerin, Şark’a ayak atmamış, ön yargılarla gözleri körleşmiş insanlar olduklarını biliyorum. Onlar, iyi niyetli olduklarına hiç şüphem olmayan bu insanlar, çığırından çıkmış bir propagandanın ajanlarına kendilerini kaptırıyorlar.”

Ve devam ediyor:

‘‘Bu propaganda odaklarının isimlerinin sonu çoğu kez ‘yan’ ile bitiyor. Onlar kendi çıkarlarının peşinde, ama aynı zamanda kendi iradelerini, belgeleri inceleyecek ne zamanları ne de niyetleri olan çoğunluk üzerinde hakim kılıyorlar.”

Pierre Loti’nin yasaklanmış makaleleri, daha sonra Paris’te Calmann-Levy yayınevi tarafından ‘Les Allies qu’il nous faudrait’ (Bize Gerekli Müttefikler Onlardı) adı altında yayınlanıyor.

***

LOTİ bu kitabında, bugün Ermeni soykırımı tasarısına ‘evet’ diyen vatandaşlarına tarih tünelinden şöyle sesleniyor:

‘‘Ocak 1919…Birinci Dünya Savaşı öncesi Ermeni soykırımı ile ilgili elimde belgeler var…O dönemde Ermeniler Osmanlının huzur içinde yaşayan tebalarıydı. Ama Rus işgal ordularının önünde koşmada, onlara casusluk yapmada tereddüt etmediler. Köylerde ve kasabalarda onlara sadece Türklerin evlerini göstermekle kalmadılar, evlerin ateşe verilmesinde, işkencelerde ve katliamlarda yer aldılar…Dünyada hangi halk savaş sırasında bağrından çıkan böyle bir suistimali şiddetle bastırmaz ki?”

‘‘Benim sevgili yurttaşlarım” diyor Loti, ‘‘Eğer benim takdir edemediğim çok önemli gerekçeleriniz, dayanılmaz yabancı baskılar, bizim için her zaman değerli müttefik olan Türklerin ölüm fermanını imzalamaktan sizleri alakoyamıyorsa, Şark’a giden subaylarımız ve askerlerimizin seslerine kulak verin. Bende Türklerden muhabbetle söz eden yüzlerce mektup var.”

Loti kitabında bu mektuplara, tarihin canlı tanıklıklarına da yer veriyor.

***

PİERRE Loti’ye mektup gönderen Fransız subay ve askerleri arasında, Müttefik Orduları komutanlarından biri de var. Adını açıklamayan komutan mektubun sonunda imzasını ‘Komutan X’ diye atıyor ve şöyle yazıyor: ‘‘Burada inanılmaz bir şey daha oluyor. Pencerelerden Yunan ve Ermeni bayrakları sallanıyor. Evet Türkler toleranslı ve sabırlılar!”

Bordeux’dan mektup yazan Teğmen Louis Antier, 1915 olaylarında Türklerin de zarar gördüğünü ama Avrupa’da kimsenin işin bu tarafından haberdar olmadığını yazıyor. Türkiye’de yaşayan bir Fransız hanım, Ermeni arkadaşının kendisine anlattıklarını şu sözlerle aktarıyor: ‘‘Birçok Türk aile, yetim kalan Ermeni çocuklarını evlat edinmek istiyorlarmış…”

Mektuplar, bir tarihin tanıkları Türk-Fransız dostluğunun öneminin altını çizerek ve bunu gölgeleyecek tehlikelere dikkat çekerek, Loti’nin kitabından bugüne uzanıyor.

Keşke diyorum, bu kitabı yeniden bastırıp, esas sorumlulukları Fransa halkının çıkarlarını korumak olan Fransız parlamenterlere tek tek gönderebilseydik.

***

ERMENİ diasporasının, Ermenistan’da yaşayan aklı başında siyasetçileri bile rahatsız eden girişimleri çeşitli kültür ve kimliklerin kucaklaşmasıyla oluşan Türk halkını ve onun bir parçası olan Türk Ermenilerini incitiyor.

Tarihi hesaplaşmaların hala sürdürüldüğünü dikkate alarak, bu iddialarla yüzleşip, yalan yanlış propagandalara karşı gerçekleri dile getirecek ciddi araştırmalar ve tanıtım kampanyalarının bir konsey çatısı altında yapılması gerekiyor.

Öyle olsaydı eğer, geniş çaplı bir kampanya çerçevesinde belki de Pierre Loti’nin kitabı da çok daha önceden Fransız parlamenterlere ulaştırılabilirdi.

Okumaya devam et  İstanbul’un başkent olduğu ‘Ortadoğu Birleşik Devletleri’

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir