Gerçeğin Soykırımı

Gerçeğin Soykırımı - sukru server aya

Gerçeğin Soykırımı

 

Yazar: Şükrü Server Aya (İstanbul Ticaret Üniversitesi–2008) ISBN 9789756516249 (Turkish Forum danisma Kurulu Uyesi)


“Gerçeğin Soykırımı” I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni Türklerine muamelesi hakkında Şükrü S. Aya tarafından “gerçeğe ulaşmak üzere tamamen özel ve kişisel araştırmalar ile” otuz yılda bir araya getirilmiş bulunan ve gerçeklerin derlemesinden oluşan bir çalışmadır. Özetle kitap, Şükrü S. Aya tarafından zaman zaman sert bir tarz ile “soykırım” suçlamasını çürütmeye yönelik hazırlanmış ikna edici bir çalışmadır. Kitap, çok sayıda gazete ya da arşivlenmiş resmi belgenin yanı sıra büyük ölçüde Ermeni yanlısı ya da tarafsız araştırmacı ve ünlü bilim adamlarından gibi çok çeşitli kaynaklardan elde edilmiş (Türk değil) içinde bulunduğumuz zamana ait ve çağdaş çok büyük bir rapor koleksiyonunu kapsamaktadır. Bütün alıntılar, geniş çaplı referanslar ve dipnotlarda tanımlanmıştır. Yazar “Türk yanlısı yabancı bilim adamları ya da hemen hemen bütün Türk tarihçiler ve zengin arşiv malzemesinden alıntı yapmaktan” kaçınmasına rağmen kitapta genel bilgi konusunda dikkate değer bir bibliyografya mevcuttur.

Son derece dikkate değer bir çalışma olan bu kitap, ansiklopedik bir eser niteliğinde olup Batı dünyasında siyasi merkezlerde yer alan Ermeni Diasporası tarafından yaklaşık bir asırdır süren tahrik edici ve kötü niyetli suçlamalardan sonra tehdit edici şekilde çözümsüz bırakan konuyu objektif olarak anlamaya çalışan herkesin ilgisinin karşılığını vermektedir. Kitabın önsözünde tanınmış bir Türk olan Talat Halman (Uzun süren kariyerini prestijli bazı Amerikan üniversitelerinde kutlamıştır.) bu kitabın, saptırmalar ve yanlış yönlendirmeler hususunda “etkileyici bir şekilde güçlü olduğunu” ifade etmektedir.

      “Gerçeğin Soykırımı”nı tavsiye ederken bu kitap incelemesini gerçekleştirmeye duyduğum ilgiyi ifade etmeliyim. Çünkü Şükrü S. Aya’yı 1990’lı yıllardan beri değerli bir arkadaş ve kesinlikle bir liberal, kibar, sorumlu zeki bir insan, dürüst, dışa dönük ve güçlü bir hafızaya sahip ancak güvenirliği şüphe götürmez bir insan olarak tanırım. Bu kitapta bütün kanıtları incelemeyi arzu eden bir okur ile öğrendiklerini paylaşmaya kendini adamış bir insanın çalışmasını görmekteyim. Tavsiyemin arkadaşlık ilişkisi ile hiçbir bağlantısı olmadığından eminim ve bu doğrultuda, herhangi bir potansiyel okuyucuyu bu hususun bizzat keşfine davet ediyorum.

      Ayrıca, Amerikan edebiyatı profesörü olarak kaydetmelim ki, bu kitabın konusu hakkında beni bir uzman olarak nitelendirebilecek hiçbir siyasal ya da tarihsel mesleki belgem bulunmamaktadır. Bununla birlikte, yalnızca Amerika ya da Türkiye’de değil aynı zamanda Meksika, Japonya ve Birleşik Krallıkta da kitaplar üzerinde çalışarak, onları değerlendirerek ve öğreterek uzun bir mesleki kariyer yapmış bulunmaktayım. Aya’nın “gerçeği arayışı”nın doğruluk ve geçerliğinin ne denli övgüye değer olduğunu düşündüğümde, bu tecrübemi sunma gayreti içine girmiş bulunmaktayım.

      Aya, 1970’li yılların ortalarında bütün dünyada sadece “Türk oldukları” gerekçesi ile belirlenen 40 Türk diplomatın bir asır önce Osmanlı yetkililer tarafından Ermeni Türkleri karşı gerçekleştirilen sözde soykırımın intikamının alınması için öldürülmelerine duyduğu insani öfke ile “Gerçeğin Soykırımı” araştırmasına daha da yoğunlaştığı yorumunda bulunmaktadır. Bu olaylar, özellikle Hacettepe Üniversitesi’nde Fulbright bursu ile öğretmenlik yapmam sebebiyle (1970–1971) Michigan Devlet Üniversitesi’nde ilgimi çekmiş (Amerikan yanım) ve böylece Türkler ve Türkiye hakkında kifayetsiz bilgilere karşı beni ikaz etmiştir (Batılı yanım).

      “Soykırım suçu”nun geçerliği ne olursa olsun, o sıralarda suikastların bana ahlaken tamamen haksız gibi göründüğünü düşündüğümü hatırlamaktayım. Aynı Aya gibi benim de yaklaşımım reddedilmiştir; o, ancak sahip olduğu büyük saygınlıkla, okuyucunun anlamasına çok büyük ölçüde katkıda bulunan, tutkulu ama nihayette yardım etmeyi amaçlayan bir araştırma başlatmıştır.

      “Ermeni sorununa” tam olarak profesyonel nitelikte siyasi bir analiz sunmam mümkün değilse de, bu konu hakkında yıllar içinde, tedricen, mütevazı birkaç anlayış geliştirmiş durumdayım. Bunlardan ilki, son kırk yılda Türkiye ile ilgili konularda “Batılı” tarihçilerin yazdıklarını çokça okuyarak; ikincisi, Hacettepe Üniversitesi ve diğer üniversitelerde öğretmenlik yaparken son derece saygı duyduğum diğer milletlere mensup meslektaşlarımın yanı sıra çok sayıda bilgili Türk meslektaşlarımla geniş çaplı konuşmalar yaparak gerçekleşmiştir. Her ne kadar hiçbiri bu konuya Aya kadar tutkulu bir ilginin yanı sıra zamanını vermediyse de, onun olgulara dayanan sunumu bu kaynaklardan topladığım düşünceli görüşleri daha da geçerli kılmaktadır. Üçüncü olarak ise, 1990 yılında Michigan Üniversitesi’nden emekli olduğumdan beri hatırı sayılır süreler boyunca Londra’da yaşamış ve öğretmenlik yapmış bulunmaktayım ve bu bağlamda, Türk, İngiliz ve hatta Ermeni aydınlarının katıldığı Ermeni suçlamaları üzerine paneller de dâhil olmak üzere bir takım Anglo-Türk faaliyetlere katılma şansını yakaladım. Böylece, sorunun birçok veçhelerine aşina durumdayım. Katıldığım panellerin hiçbirinde ya da toplam olarak hepsinde “Gerçeğin Soykırımı”ndan daha yalın, saldırgan olmayan tarzda kanıt sunulmamıştır.

      Bu doğrultuda, bu kitabı kısa bir süre önce tekrar incelediğimde, çözümden ziyade “gerçeğe” ulaşmak üzere Şükrü S. Aya’nın kendini bu denli adadığı görevin büyüklüğünü tanımaya ve bu çalışmayı alkışlamaya hazır durumdaydım. Reddedilemeyecek gerçekleri tespit etme hususunda elde ettiği başarıdan son derece etkilenmiş durumdayım. Bundan böyle, özellikle “soykırım” suçlamaları olmak üzere “Ermeni Sorunu”na ilişkin hiçbir dürüst değerlendirmenin, bu belgede yer alan gerçekleri görmezden gelmesi mümkün değildir.

      Aya’nın bütün bu çabalarının, hatırlanan ya da hayal edilen yanlışların çarpıtılmasına dayanan nefret selini ve kendini besleyen nefreti azaltmada başarıya ulaşması umut edilmektedir. Kendini besleyen nefret, 21. yüzyılda bir yandan da çeşitli karmaşık yollarla “nefret edenlere” ve onların yanlış yönlendirilmiş destekçilerinin yanı sıra bütün suçu belki de bu yüzyılda yaşamak olan, onların Türk hedeflerine de zarar vermektedir. Kısacası, Aya’nın başarıya ulaşması için okuyucularının onun bulgularını yayması gerekmektedir. Bu ise, hem zamanı olmayan hem de günlerce 702 sayfanın üzerinden geçmek için ihtiyaç duyulacak ilgiden yoksun olanlar için bir sorun teşkil edebilecektir. Bununla birlikte, okuyucunun zamandan tasarruf etmek üzere, ilgisi ve aradığı özel bir bilgi için 30 ayrı bölüm (genellikle tanımlayıcı şekilde kabaca kronolojik sıra içinde sunulmuş) halinde düzenlenmiş bilgiye başvurması mümkün olabilecektir. Bu doğrultuda, bunun, kullanımı kolaylaştıran 1500 girişin bulunduğu bir indeks barındıran bir referans kitabı olarak kullanılması mümkündür.

      Sonuç olarak, bibliyografya, Türk dokümantasyonu ve tarihçilerine ilişkin uzun bir listeyi kapsamaktadır. Aya, bunların herhangi birini kullanmaktan kesinlikle kaçınmıştır. Aynı şekilde, Bernard Lewis, Stanford Shaw, Norman Stone, Andrew Mango, Samuel Weems, Justin McCarthy gibi bütün Türk yanlısı yabancı ve Türkkaya Ataöv gibi Türk tarihçilerden kaçınmıştır.
Her halükarda, dayanabileceği “gerçek” için yapacağı özel araştırmada benimseyeceği kanaat her ne olursa olsun, bir okuyucu için en iyi başlama noktası, belki de çoğu kişiyi yapılan çalışmayı bir bütün olarak daha yakından incelemeye yönlendirebilecek olan bir kitapçık ya da “Birkaç Örnek Not” başlığı altında herkese açık olan bir Power Point sunumudur.

      Bu kitap Free E-library’de herkesin kullanımına açıktır. Kitap kitapevlerinde ya da üniversitelerde satılmamaktadır. Kar amacı gütmemektedir ve hiçbir sponsoru bulunmamaktadır. Bu kitabı ellerinde ya da kütüphanelerinde bulundurmak isteyenler, kitap kapağı içinde yer alan e-mail adresine (ssaya @superonline.com ) başvurabilirler.

      Kaynak:Sam S. Baskett, Profesör Emeritus, Michigan Devlet Üniversitesi, Ağustos 2008

27.08.2008

Okumaya devam et  Barış dersinde etnik bölücülük

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir