DOSYANIZ VAR MI?

Uluslararası ilişkilerde diplomasiyi, kurallar bütünü olarak tanımlamak olasıdır. Bu kuralları titizlikle uygulayanların başarıları da süreklilik kazanıyor. Bu kuralların en yaşamsal olanı ise görüşmelere kendi dosyanızla katılmayı zorunlu kılmaktadır. - 7593

Uluslararası ilişkilerde diplomasiyi, kurallar bütünü olarak tanımlamak olasıdır. Bu kuralları titizlikle uygulayanların başarıları da süreklilik kazanıyor. Bu kuralların en yaşamsal olanı ise görüşmelere kendi dosyanızla katılmayı zorunlu kılmaktadır.

Geriye dönüp baktığımızda, Lozan görüşmelerinde bu kurallar titizlikle uygulandığı için başarılı olunmuştur. Benzer uygulama, 1959/60 yıllarında yapılan Kıbrıs görüşmelerinde uygulanmıştır.

Kıbrıs görüşmelerinde ilk anda kısa süreli bocalamanın yaşandığının da unutulmaması gerekiyor. Sonrasında ise Türklerin kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti içinde eşitliği ve egemenliği sağlanmış oluyordu.

Eşitliğin ve egemenliğin kabul ettirilmesini bir tek bu nedene indirgemek biraz haksızlık olacaktır. Diğer etmenlerle birlikte bu ilkeler kabul ettirilmiştir. Bunlar başarılırken unutulmaması gereken en önemli bir husus ise Türk diplomasisinin yaptığı başarılı çalışmalarıdır.

Kıbrıs Türklerinin bu kazanımları ne yazı ki uzun ömürlü olamamıştır. Rumların başlattığı soykırım hareketleri ile sonuç alınmasına çalışılmıştır. Çünkü o dönemde bu anlaşmaları tanımadığını açıkça söylemekten çekinmeyen, din adamı kılıklı birisi, aynı zamanda Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyordu.

Bu adam adayı Yunanistan’a bağlayabilmek için, sömürge yönetimi altında mı yoksa bağımsız bir Cumhuriyetle mi bunu başarabileceğinin de hınzırca hesaplarını yapmış olan bir kişi idi.

1974 yılındaki Türk Silahlı Kuvvetlerinin haklı müdahalesi sonrasında yeni bir durum ortalık yere çıkıyordu. BM kulvarlarında yürütülen çalışmalarla Rumların bilinen tutumu nedeniyle istenen sonucu almak olanaklı olamadı. AB içinde çözüm arayışlarına başlandı. Üzülerek de olsa başarılı olduklarını kabul etmek durumundayız.

Yine bu süreçte değişik çözüm modelleri kurtarıcı ve sorunu çözebilecek konular oldu. Arayışlara girişildi, buna karşın başarıyı yakalamak olanaklı olamadı.

Tito’nun Yugoslavya’sının modeli, O’nun ölümü sonrasında darmadağın oldu. Çok kanlı bir süreç sonrasında yeni devletler ve devletçikler büyüklük adına kuruldu. Büyüklük fazla geldiğinden olacak şimdilerde ki etnik yapılara dayalı devletçikler kurulur veya kurdurulur oldu. Bunlar bile halen örnek olarak sunulabiliyor.

Okumaya devam et  Cumhurbaşkanı Talat’ın Açıklamaları

Belçika’daki modelin çatırdadığı bu dönemde, Kafkas coğrafyasında yaşanmakta olanlar şimdilerde kanlı bir hesaplaşmayı da beraberinde getirdi. Bu coğrafyada yaşananlar bir iç hesaplaşmanın ötesindedir. Küreselleşen dünyada, tek kutbun bu bölgede yaşama şansını da zorluyor.

Diğer yandan dünyanın değişik yörelerinde de yeni güç odaklarının oluştuğunun da unutulmaması gerekiyor. Kafkaslarda yaşananlar, Rusya’nın kendi bölgesinde gücünü yeniden kanıtlamaya yönelik bir harekettir. Öz güvenini kazanabilme hareketidir. Amerika ısrarını sürdürmeye devam ederse, yeni kırımların yaşanacağını söylemek fazladan haksızlık olmasa gerek.

Kıbrıs’taki çözüm arayışların bu açıdan baktığımızda karşı tarafın önerinin ötesine geçen isteklerinin konuşulduğuna tanık oluyoruz. Çünkü ellerindeki dos
yalarla; kendilerince uygun gördükleri önerilerle masaya oturuyorlar.

Yıllardır Rumların Türklere saldırıldığı türkülerine, son dönemde Annan’ın belgesinin türküsü çağrılmaya çalışılıyor. Kendileri çözüm üretemeyenlerin sorunu Kıbrıs Türklerinin lehine çözmelerini beklemek Godo’yu bile beklemenin ötesindedir.

Geldiğimiz noktada sorunu çözmek, yukarıda belirttiğimiz önerileri savunmak değil, karşı önerileri içeren bir dosya ile masaya oturmaktır. Yıllardır toprak konusunu gündeme getirmeyenlerin ve savunma yaparak görüşme masasına oturanların, Rumların son toprak önerileri karşısındaki suskunlukları anlaşılır bir husus olmasa gerek.

Karşı taraf, adanın kuzeyindeki Rum toprakları konusunda hak iddia ederken güneydeki kişileri bir köşeye koysak bile Türk vakıflarına ait olan toprakları görüşme masasına getirmekle yükümlü olduklarının unutulmaması gerekiyor.

Başarı isteniyorsa dosyanızın olması zorunludur.

SEVGİ ile kalınız.

22 Ağustos 2008 – Ankara

Ahmet GÖKSAN
[email protected]


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir